a

“UMUT BARINAĞI”

Koronavirüs salgını tüm hayatımızı etkilerken, dört ayaklı dostlarımız da bundan nasibini aldı. Özellikle evlerimize kapandığımız dönemlerde sokak hayvanları biraz daha ilgiye muhtaç kaldı. Görüntü Yönetmenliğini Barış Can Yazar’ın yaptığı “Hope Shelter-Umut Barınağı” belgeseli sokak hayvanları için daha çok şey yapmamız gerektiğinin kanıtı. Çekimleri Priştine yakınlarındaki bir barınakta gerçekleşen belgeselin ayrıntılarını Görüntü Yönetmeni Barış Can Yazar ile konuştuk.

-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz ?

Ben Barış Can Yazar 1988 yılında İstanbul’da doğdum. 2008 senesinde İstanbul Aydın Üníversítesi Radyo Tv Programcılığı bölümünden mezun oldum. Okurken  ve okuldan sonra uzun süre dizi reklam ve sinema filmlerinde çalıştım,Rahatlıkla işin mutfağından geldiğimi söyleyebílirim; yaklaşık 14 senedir bu işi yapıyorum. Son 4 senedir görüntü yönetmeni olarak çalışıyorum ve  iki buçuk yıldır kosova da yaşıyorum.

-Kosova da belgesel fikri ve ozellikle bir hayvan barınağını  belgesele dönüştürme fikri nasıl oluştu ?

Yaşadığımız bu Covid-19 döneminde hepimiz büyük sıkıntılar yaşadık ve yaşıyoruz. Aslında bu belgesel fikri karantina dönemi kısıtlı zamanda sokaklarda hergün caddelerde sessizce insanlardan biraz olsun ilgi bekleyen bir köpeğin daha da merhamet isteyen bakışlarını gördüğümde aklıma geldi. Çünkü biz insanlar bu gezegende sadece sıkıntı çeken tek canlı değildik  ve insan olmanın erdemi benim için yaşadığımız gezegende kim varsa elimizden geldiğince acılarına ortak olmak ve bir parça bile olsa onların yaralarına merhem olmaktır. Benim elimdeki tek güç olan sanatı bu yönde kanalize etmek istedim. Öncelikle bu belgesel fikrini değerli dostum Shkumbin Sopjani’ye açtığımda sahibi olduğu “click production” şirketi nin bütün malzemelerini kullanabileceğimi ve her türlü desteği sunabileceğini söyledikten sonra geriye sadece Kosova’da bu hayvan dostlarımızın sorunları ile ilgilenen insanları bulmak kalmıştı ve sonunda sosyal medya da bir sayfa düştü önüme. Bu sayfanın adı “PRİŞTİNA DOG SHELTER” idi. Hemen projenin içeriğini belirten bir mesaj attım ve sahibi Mentor Gashi ile buluştum. Onun ve barınağı hakkında belgesel yapmak istediğimi belirttim oda kabul etti. Ve hemen çalışmalara başladık.

-Çekimler ne zaman başladı ve ne kadar sürdü?

Çekimler 3 hafta önce başladı ve 4 gün sürdü. tabi daha sonra editlenmesi ve color gibi işlemler için gereken bir haftalık zamanı da göz önüne alarak yaklaşık 2 haftamı aldı diyebilirim. Özellikle post production  kısmının İstanbul ayağında kader ortağım güzel dostum Mevlüt Akçın’a ayrıca teşekkür etmek isterim.

-Sokak hayvanları ve barınakların durumuna değinmek neden önemli?

Türkiye ve Kosova gibi gelir düzeyi belli. standartlar da geride kalan ülkelerde insanlar kendilerine gereken en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken sokaklarda başıboş gezen hayvanların korunması ve tedavi edilmesi bizim hiç değilse insanlık için yapmamız gereken bir hareket olduğunu düşünüyorum. Ve daha da önemlisi bu bir sosyal devlet politikası olmalıdır.  Sokaklarda  yatan aç kalan bu sıcaklar da bir damla su için bile kilometrelerce yürüyen dostlarımızın aç kalmayacağı tedavilerinin yapıldığı barınaklar onlar için çok önemli. Mesela şu an PRİSHTİNA DOG SHELTER  yaklaşık 40 -50 hayvan dostumuza ev sahipliği yapıyor..Bu tarz girişimlerin daha da artması gerekmektedir.

-Belgeselde nasıl bir mesaj verilmek istendi ve bu mesajı verebildiğinizi düşünüyor musunuz ?

Vermek istediğim tek mesaj bu hayvanların en az biz insanlar kadar yaşamaya hakkı olduğu göstermek ve Mentor Gashi gibi adeta yel değirmenlerine saldıran Don Kişotların biraz olsun tanıtabilmekti. Bir gün yolunuz onun barınağına düşerse nelerle uğraştığını ne gibi zorluklar yaşadığını ve barınakta kalan her bir dostumuzun ona olan sevginizi görmeniz gerektiğini düşünüyorum. Özellikle hafta sonları bütün haftanın stresínden kurtulmanız açısından çok iyi bir tercih olacağını düşünüyorum.

-Kosova sizde nasıl bir izlenim bıraktı ?

Kosova’yı ilk kez beş yıl önce Türk Kosova ortak yapımı olan ”teuta artık burada yaşamıyor” filminin çekimleri için geldiğimde görüp sevmiştim. Giderken bir daha geri geleceğini biliyordum açıkçası nitekim öyle de oldu. Prizenlilerin söylediği gibi buranın suyunu içen illa bir daha gelir. Haklılarmış. Aradığım samimiyet verdi bana bu ülke ve dışardan gelmenin en ufak zorluğunu yaşatmadı. Ortak bir tarihimizin olması ve batıya dönük yüzleri ve bizim kaybetmeye başladığımız Türk misafir perveliğimizi burda yeniden buldum diyebilirim. Birkaç ay içinde değerli eşimin yanına Londra’ya gitmeden Kosova için ufacık ta olsa güzel şeyler yapmak ve geriye baktığımda güzel hatıralar bırakmak istiyorum.

/kosovaport/

 

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

İYİLEŞENLERİN SAYISINDAKİ ARTIŞ SÜRÜYOR

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegelcasibom giriş