UDİ RASİM SALİH, DOĞUM YERİ MİTROVİÇA’DA ANILDI

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ardımızda kalan cumartesi günü (17.03.2018) Mitroviça’nın Topluluklar Kültür Merkezi’nde Balkanların efsane Türk müziği sanatçısı Udi Rasim Salih Mitroviçalılar yanı sıra çok sayıda Priştine, Vıçıtırın ve Prizren’den gelen konukların hazır bulunduğu bir ortamda saygı ve özlemle anıldı. Kosova Türk Yazarlar Derneği Başkanı Zeynel Beksaç’ın yönettiği etkinlikte bu büyük ustayla ilgili hatıralarını ve değerlendirmelerini paylaşanların sayısı bir hayli kabarık oldu. Proğramın başında, merhum Rasim Salih ve ikinci dünya savaşı sonrası bu topraklarda Türk müziğine katkı sunup vefat eden tüm müzisiyenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Bunun hemen ardından Zeynel Beksaç bir açış konuşma yaptı. Beksaç’ın konuşmasını olduğu gibi aktarıyoruz.

“Saygıdeğer konuklar, değerli dostlar, Rumeli içimizde yangın oldu hep. Yüzyıllık yalnızlığı sineye çektik ama, Rumeli’ye elveda demedik. Ezan sesi duyuldu durdu camilerden. Şairler ilham aldı esen ılık yellerden. Yürekler dağlansa da ayrılıklardan, Rumeli’ye elveda demedik. Buruk olsa da sevincimiz toyumuz, uzak kalsa da canımız cananımız, yumak olsa da tüm özlemlerimiz, Rumeli’ye elveda demedik biz…

Evet, biz buralarda biraz Yunus, biraz Mevlana, biraz Veysel, biraz Karacaoğlan’dık. Ancak sazımızın düzeni illa ki Rumeli ayarlıydı. Biraz unutulmuş, biraz efkarlıydık…

Bir avuçtuk ama, kimliğimize yürekçe bağlıydık. Anadilimize olan sevdamız dağ gibi büyüktü, koskoca bir sevdaydı o sevda! Biz ona aşıktık. Onun uğruna ömürler tükettik. Bazan şair, bazan yazar, kimi öğretmen, kimi aydın, işçi, kimi sanatçıydık. Ama hep anadilimizin tarlasında ırgattık. Yunusça, Mevlanaca hoşgörü ve sevgiyle bu topraklarda güzelliklere imza attık.

.Evet, biz Süreyya’ydık, Necati’ydik, Naim’dik, Sulo’yduk, Hasan’dık, Zehra’ydık. Hatta, nice niceleriydik.

Yaşadığımız zaman dilimine sağır kalmayıp, halkın emrindeydik.Bir diğer tanımlamayla; “Halkımızın hizmetçisiydik…” Bununla da hep onur ve gurur duyduk.

Eveeet! Bir de Rasim Salih idik!

Değerli dostlar, saygıdeğer konuklar, ikinci dünya savaşı öncesi, savaş sırasında ve sonrası buralarda Türk müziği denince, elbette ki büyük usta Rasim Salih akla gelir, önce onun adını zikrederiz.

Bugün onun doğum yeri olan Mitroviça’dayız. Ona karşı olan minnettarlığımızı dile getirmek, belirtmek, onunla olan anılarımızı paylaşmak; müziğimize, sanatımıza sunduğu ölümsüz katkısının altını çizmek için bir araya gelmiş bulunuyoruz.

10 Ağustos 1993 Salı vefat eden ustadımızı 11 Ağustos 1993 Çarşamba Priştine’nin kent mezarlığında toprağa vermiştik. Kendisini 71 yaşında kaybetmiştik.

Bu büyük ustayla birçok fırsatta bir arada olma şansını yakaladım. Tan gazetesi, Priştine Radyosu ve özellikle Priştine Televizyonu için çok sayıda röportaj gerçekleştirdim. Ölümünden önce, hastalığa daha yakalanmadan 3 gün evinde kendisiyle belgesel program yapmıştım. Savaş ardından ne yazık ki bu paha biçilmez belgeselden bir dakikalık bile arşiv elde yok…

8 Kasım 1973 tarihli Tan gazetesinde kendisiyle yürüttüğüm söyleşide: “Türk müziğinin tadını ancak ondan anlayan bilir” demişti. Ve demişti ki:” Her şeyden vazgeçerim bir tek müzikten vazgeçmem.”

Büyük ustaya göre Türk müziği dünyanın en zengin müziklerinden biriydi.

En sevdiği makam hangisidir sorduğumda, aralarından birini seçmek zor demişti. Ama mecbur kalırsam, en çok hoşlandığım makam Kürdili Hicazkardır. En sevdiğim şarkı da ünlü besteci Selahattin Pınar’ın aynı makamdan olan Nereden Sevdim O Zalim Kadını’dır diye yanıtlamıştı.

Rasim Salih, Priştine Radyosu Türk Sanat Müziği Orkestresi’nin daha bir başarılı olması için, hemen her yıl gittikleri İstanbul Radyosu’ndaki sanatçılarla bir arada olmanın büyük katkısı olduğuna dikkat çekmişti. O dönem İstanbul Radyosu’nda müzikten sorumlu olan ve yine bilindiği üzere ney’deki ustalığıyla dünyaca tanınan Ulvi Erguner’in Rasim Salih ve arkadaşlarına büyük bir anlayışla yakınlık gösterip, katkı sunduğuna vurgu yapmıştı.

Ünlü klarnetçi Mustafa Kandıralı, Erköse Kardeşler, Coşkun Sabah ve hatta Türk müziğinin batmayan güneşi Zeki Müren’le de beraber fasıl yaptıklarını biliyoruz. Kendine özgü mızrabı oluşu nedeniyle de her ortamda büyük bir saygınlığı vardı.”

Beksaç’ın ardından: İskender Muzbeg, Aluş Nuş, Enver Baki, Remzi Zekeriya, Ergin Köroğlu, Taner Yusuf, Minir Curi, Şefket Buçintsa, Süleyman Macun, Başkim Çabrat, Nevzat Şundo, Şerafettin Ömer gibiler bu ölümsüz ustayla ilgili anılarını tazelediler, değerlendirmelerde bulundular. Hepsinin ortak noktası, Rasim Salih’in müstesna bir şahsiyet olduğu, yeri doldurulmayacak bir değer olduğuydu. Yapılan konuşmalarda Rasim Salih’in Balkanlarda eşsiz bir Türk orkestresi yaptığına vurgu yapıldı. Çok sayıda solistin ortaya çıkmasında bizzat onun katkısıyla gerçekleştiğine dikkat çekildi. Ayrıca, Kosova Akorları adlı müzik festivalinde her yıl ikişer Türkçe şarkının da(özgün bestenin) yer alması, öncelikle Rasim Salih’in özel çabasıyla gerçekleştiği anımsatıldı. Konuşmacılar, orkestre yanı sıra bu efsane ustanın derneklere de çok büyük katkı sunduğunu ortaya attılar. Gerçek derneğiyle beraber çok sayıda uluslararası festivallere katıldığını, Doğru Yol’un 1960’lı yılların başında günyüzü gören ilk plaklarında da Rasim Salih’in yer aldığını dile getirdiler. Üç öğrencinin şiirlerini okumaları etkinliğe ayrı bir ren kattı. Değerli yazarımız Enver Baki öğrencilere kendi kitaplarını verirken, Zeynel Beksaç da kendilerine Türkçem dergilerinin son sayılarını hediye etti.

Etkinlikte hazır bulunan merhumun oğlu Münir Curi, “Babamın uzun yıllar yönettiği orkestrenin bugün kapatılmış olması beni son derece üzüyor. Yeniden çalışması doğrultusunda ciddi bir şekilde üzerinde durulması gerekir…Bu hem Kosova’daki Türk müziği için, hem de toplumumuz için çok büyük bir kayıptır…” ifadelerini kullandı.

Katılımcılar böyle bir etkinliğin Mitroviça’da yapılmış olmasından Kosova Türk Yazarlar Derneği’ne teşekkürlerini sundular. Böylesi vefa içerikli etkinliklerin diğer hak eden şahsiyetler için de yapılması arzusunda bulundular…

Katılımcılar üstadın torunu Berkant Curi tarafından hazırlanan Rasim Salih’i konu alan belgeselden sunulan bir bölümü ilgiyle izlediler.Etkinliğin sonunda Aluş Nuş, Başkim Çabrat, Nevzat Şundo ve Mitroviçalı keman sanatçısı tarafından sunulan müzik ziyafeti alkış yağmuruna tutuldu…

Bu anlamlı etkinliğin Mitroviça’da düzenlenmesinde Kosova Türk Yazarlar Derneği olarak katkıları geçen başta Erol Zekeriya’ya, Remzi Zekeriya’ya, Kosova’nın değişik yerlerinden gelen tüm katılımcılara ve ikramda bulunan kadınlar derneğine teşekkürü bir borç biliriz. /Z.Beksaç/