a
b
b

TÜRKİYE, KOSOVA’YA DESTEĞİNİ HER ZAMAN SÜRDÜRECEKTİR

SONGÜL OZAN

Kosova’daki  Türkiye Büyükelçisi Songül Ozan,  Priştine’de Arnavutça çıkan “Epoka e Re” gazetesine  verdiği mülakatında: “Türkiye’nin Priştine-Belgrad diyaloğunun sürmesini arzu etmektedir. Bu surece her zaman mümkün olan katkıyı da sağlamaya hazırdır. Bununla beraber,  Kosova’nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması esastır. Bu konular tartışmaya açılacak konular değildir. Kuzey Kosova sorunun da Kosova’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğini koruyan bir şekilde çözülmesi bölgede barış ve istikrarın sağlanması için şarttır.” diyerek, Türkiye Devletinin Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden olduğunu ve Kosova’yı dost ve kardeş bir ülke olarak gördüğünü ve her zaman destekleyeceğini vurgulamıştır. Bu desteğin ileride de sürüp sürmeyeceği yönündeki sorumuz üzerine Büyükelçi Ozan, Türkiye’nin Kosova ile tarihi, sosyal ve kültürel derin bağları olduğunu bu dostluğun ve Türkiye’nin desteğinin de daimi olacağına inandığını belirtmiştir.

Lirim geci tarafından gerçekleştirilen mülakatta, Türkiye Cumhuriyeti’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan, Kosova’nın son yıllarda kaydettiği ilerleme ve gelişmeleri Türkiye’nin memnuniyetle izlediğini, bu arada Kosova-Sırbistan ilişkilerinin normalleşmesi için iki ülke arasında diyaloğun önemli olduğunu, tabiatıyla her sorunun çözümü için diyaloğun en güzel yol olduğunu, Kosova’nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunması şartıyla diyalogun iki ülke arasındaki ilişkileri iyi yönde geliştireceğine inandığını ifade etti.

Büyükelçi Ozan Kuzey Kosova’nın, Kosova’nın toprak bütünlüğü içinde olduğunu, buradaki her turlu yasadışılığın tüm uluslararası camiayı rahatsız ettiğini de belirtti. Büyükelçi Ozan diğer yandan Kosova’nın bağımsızlığından beri gösterdiği gelişimi memnuniyetle gözlemlediğini ifade ederek, Türkiye’nin Kosova’nın önemli sektörlerinde bu güne kadar 250 milyon avro üzerinde yatırımda bulunduğunu, “Türkiye’nin Kosova’ya yaptığı yatırımın değeri 250 milyon avrodur. Müteahhitlik sektöründe ise bu değer 800 milyon avroya kadardır. Bu yatırımlar Kosova’nın 3400 vatandaşına iş imkânı sağlamıştır. Devletimiz ülkemizin en itibarlı şirketlerinin Kosova’ya yatırım yapmaları konusunda teşvik etmektedir” sözleriyle ifade ederek, her ülkenin olduğu gibi Kosova’nın da hem Türkiye hem de diğer ülkelerden yabancı yatırımlar için bir cazibe merkezi haline gelmesinin çok yararlı olacağını söyledi.

Bunların yanı sıra, Büyükelçi Ozan söyleşide Kosova’nın geçmekte olduğu diğer süreçler, kendilerinin Kosova kurumlarının temsilcileri ile olan ilişkilerini ve de Avrupa’nın en genç ülkesinin vatandaşlarının refahlarının artırılması yönündeki gayretleri hakkında konuşmuştur.

Kosova Avrupa içinde parlak bir geleceğe sahiptir

“Epoka e re”: Kosova’nın genel gündemi hakkında düşüncenizi alabilir miyiz?

Ozan:  Kosova 4 buçuk yıllık bir Cumhuriyet. Unutmayalım ki her başlangıç zordur, Kosova’nın da bu başlangıç döneminde önünde çözmesi gereken önemli sorunlar, sınamalar ve engeller var.   Ancak kısa zamanda devlet yapılanmasında, ekonomisinde kaydettiği önemli ilerlemeleri de memnuniyetle müşahede ediyoruz. Kosova’nın halkı genç ve eğitimlidir. Bu nüfus üretken hale getirildiğinde Kosova’nın elindeki en büyük servet haline gelecektir. Ben Kosovalı gençler ile sohbetlerimde yetenekli, cağın gelişimini yakalamış ve Avrupa’ya entegre olmuş gençler görüyorum. Böyle bir nüfus sadece Kosova için değil, tüm Avrupa için bir kazançtır. İnanıyorum ki gelecekte Kosova bu potansiyeli ve kararlı ve ciddi çalışması sayesinde Avrupa-Atlantik kurumlarına entegre olacaktır.  Bu arada, Kosova Cumhuriyeti kurulusuna ve anayasasına uygun seklide çok etnili ve çok kültürlü yapısını muhafaza etmesi de çok önemlidir. Bu yönüyle Kosova Balkanlarda ve Avrupa’da farklı din, dil ve kültürlerin barış içinde bir arada yaşadığı örnek bir ülke olacaktır. Kısacası, Avrupa’nın kalbi olarak gördüğümüz Balkanlardaki en genç ülke olan Kosova’nın genç ve yetenekli nüfusu ile parlak bir geleceğe sahip olduğuna inanıyorum.

“Epoka e re”: Kosova için 10 Eylül’ün önemi ne olacaktır?

Ozan: 10 Eylül ISG toplantısı ve Gözetimli Bağımsızlık surecinin sona ermesi Kosova’nın başarısı ve ilerlemesinin en güçlü göstergesi olacaktır. Umarım ki Kosova bu gelişimini önümüzdeki süreçlerde de devam ettirip uluslararası camia ve örgütler içinde hak ettiği yeri alacaktır. Türkiye Kosova’nın bağımsızlığının tanıyan ilk ülkelerden biri olarak, Kosova’nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasının güçlü destekçisi olmaya devam edecektir. Tabii ki Türkiye 10 Eylül’ü takıp eden süreçte de her zamanki gibi desteğini sürdürmeye devam edecektir.

“Epoka e re”: Büyükelçi olarak atandığınız dönemden beri Kosova’nın geliştiğini görüyor musunuz?

Ozan: Görevime bir buçuk sene önce başladım. O günden beri değişik alanlarda ilerlemeler gözlemlemekteyim. Bilindiği üzere son dönemlerde Kosova’da büyük altyapı projeleri gelişmeye devam ediyor. Yanlış anlaşılmasın, sadece Türk-Amerikalı şirketleri övmek için söylemiyorum; ama Enka-Bechtel’ın yapmakta olduğu otoyol çok başarıyla süren bir proje. Kosova, dünya standartlarında bir yola kavuşuyor. Oradan gelip-gittiğimde İstanbul, İzmir veya Frankfurt veya Zürih’te arabada seyahat ediyor hissine kapılıyorum. Bir kaç gün önce havalimanını, daha doğrusu yapılmakta olan yeni terminal inşaatını de ziyaret ettim. Mükemmel bir iş çıkartılıyor. Herkese hizmet verebilecek, daha geniş kapasiteli Balkanlardaki en modern havalimanlarından biri Priştine’de yapılıyor. Bunlar ve daha pek çok yatırım bu ülkenin kalkınmasına ve parlak geleceğine temel oluşturuyor. Diğer yandan Kosova’da inşaat sektörü de canlı, ancak ülkedeki tarihi kültürel mirası ve doğal zenginliğin korunmasına da çok dikkat etmek gerekiyor. Geleceği inşa ederken bu güzel ülkenin sahip olduklarını ve geçmişten kalan değerli şeyleri de korumak lazım. Bu arada Kosova’da mütevazi bütçeler kullanılarak güzel sanatsal organizasyonların yapıldığını görmekteyim. Tabii başarılar görecelidir ve bazı ciddi sorunların, eksikliklerin görülmesi de normaldir. Ancak ilerlemeler takdir ve teşvik edilmelidir. Başarı için çalışmak kadar iyimse ve pozitif düşünce de önemlidir. Pek çok gelişmiş ülkede ve elbette Türkiye’de eğitim alan Kosovalı gençler, buradaki kurumların gelişmesi ve profesyonel bir çalışma gerçekleştirmeleri için önemli katkı veriyorlar, bu gençlere daha da çok imkan sağlamak lazım. Kosova’nın refahı için devletin ve vatandaşlarının daha da fazla angaje olarak, kararlılıkla çalışmaları halinde sorunları aşacağına inanıyorum. Her ülkede olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti de devletiyle ve halkıyla birlikte her alanda pek çok zorlu süreçten basarıyla çıkmıştır. Dost ve kardeş Kosova halkına her alandaki tecrübe ve bilgi birikimimizi aktarmaya her zaman devam edeceğiz.  Kosova’nın tüm dost ülkelerin ve uluslar arası camianın katkısı ve işbirliğiyle kararlılık, irade ve çalışkanlığını sürdürerek gelişmesini devam ettireceğine inanıyorum.

Kosova ile Türkiye arasında kardeşçe ve dostane bir işbirliği

“Epoka e re: Kosovalı kurumlanın temsilcileriyle nasıl bir işbirliğine sahipsiniz?

Ozan: Biz Türk Büyükelçiliği olarak başta Cumhurbaşkanlığı, Hükümet ve Meclis olmak üzere, tüm Kosova kurumları, siyasi partiler ve Kosova’yı oluşturan etnik topluluklar da dahil, yerel yönetimler, kısacası tüm Kosova makamlarıyla mükemmel bir işbirliği içindeyiz. Aynı işbirliğini Kosova STK’ları ile de sürdürüyoruz. Bu işbirliğimiz yapılan protokol, işbirliği anlaşmalarıyla da birçok defa resmiyette dökülmüştür. Bu işbirliğimizi yeni nesillerin Türkiye’de eğitim alması ve sağlık konusu dâhil olmak üzere, gelecekte de sürdüreceğiz. Türkiye ile Kosova arasında sürekli olarak kurumlar arası hizmet içi eğitim ve işbirliği programları yapılıyor. Bize gösterilen son derece olumlu yaklaşım sayesinde Türk Büyükelçiliği olarak kendimizi evimizde hissediyoruz. Bazen kendi ülkemde hizmet yapıyormuşum hissine bile kapılıyorum. Aynı durum Kosova’nın Ankara Büyükelçiliği için de geçerlidir. Kosova’nın Ankara’daki Büyükelçiliği ile de neredeyse her gün temas halindeyiz, bizim kurumlarımız da onları aynı şekilde kucaklamış durumdalar. Türkiye’de Kosova kökenli ancak Arnavut, Türk, Boşnak vs. kökenli siyasetçilerimiz, bürokratlarımız, işadamlarımız,  sanatçılarımız, sporcularımız var. Burada da Türkiye ile akrabaları olan binlerce Kosovalı var. Kosova’da yasayan Türk topluluğu da bu ülkedeki barış ve istikrarın önemli bir unsurudur, Kosova’nın gelişimine sağladıkları katkıyla bizim için çok önemlidir ve ülkelerimiz arasındaki değerli bir köprüdür. Bu sebeple Türk ve Kosova halkları olarak aile gibiyiz.  Ayrıca, KFOR ve EULEX’teki uluslararası kuruluşlardaki görevlilerimiz, TİKA ve Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerinin alanlarındaki başarılı ve etkin çalışmaları da ülkelerimiz arasındaki bağları çok güzel bir şekilde pekiştirmektedir. Bu vesile ile tüm Kosova kurumları temsilcilerine ve halkına sundukları bu denli işbirliği olanağı ve dostlukları için teşekkürlerimi sunarım.

 Tüm ülkelerde olduğu gibi Kosova’nın kalkınması için de yabancı yatırım gereklidir. Sadece Türkiye’den değil diğer ülkelerden de yatırımcıların gelmesi her zaman Kosova halkının yararınadır.

“Epoka e re”: Kosovalı kurum temsilcileri, özellikle de FSK üyeleri eğitimlerini devamlı bir şekilde Türkiye’de almaktadır. Bu durum Türkiye’nin Kosova’nın her zaman yanında olacağı anlamını geliyor mu?

Ozan: Kosova’yla tarihi, beşeri ve kültürel derin bağlardan kaynaklanan dostluğumuz ve kardeşliğimiz her zaman sürecektir.  Dolayısıyla Kosova’ya her alanda verdiğimiz destek de daima sürecektir. Bunu her vesileyle en üst düzey yöneticilerimiz teyit etmektedir. Geçen yılın Eylül ayında Sayın Başbakanımız BM toplantısında yaptığı konuşmalarında, Kosova’nın bağımsızlığının önemine dikkat çektiğini bu vesileyle hatırlatmak isterim.  Biz Kosova’yı Balkanlarda arzu ettiğimiz barış ve istikrarın önemli bir unsuru olarak görüyoruz ve uluslararası alanda daha fazla sayıda ülke tarafından tanınması ve uluslararası camia ve örgütlerde layık olduğu aktif yeri alabilmesi için Türkiye olarak elimizden gelen çabayı gösteriyoruz ve göstermeye de devam edeceğiz.

“Epoka e re”: Kosova’daki Türk yatırımı daha büyüyebilir mi?

Ozan: Türkiye Kosova’da önemli yatırımlarda bulunan bir ülke. Bu yatırımı sadece altyapı projelerinde değil: sağlık, eğitim, bankacılık, sigortacılık, gıda, tekstil, imalat gibi alanlarda da yapmıştır. Türkiye’den gelen yatırımın toplam değeri 250 milyon avro, bu değer müteahhitlik sektöründe 800 milyon avroyu bulmaktadır. Bu yatırımlar 3400 Kosova vatandaşına istihdam yaratmaktadır. Türk Devleti ülkenin en prestijli şirketlerini Kosova’ya yatırım yapmaları konusunda teşvik etmektedir. Bu arada, ara sıra bazı basın yayın organlarında Türk şirketlerinin Kosova’daki tüm önemli yatırım projelerini üstlendiğine, bunun rahatsızlık yarattığına dair yorumları da izliyorum.

“Epoka e re”: Bu haberlere ilişkin yorumunuz nedir?

Ozan: Türk özel sektörü burada şeffaf ve uluslararası standartlara sahip süreçlerden geçerek bu projeleri üstlendikleri için olumsuz yorumların sağlam dayanakları olmadığını düşünüyorum, bu sebeple bu tartışmaların içine girmeyi gerekli görmüyorum. Ancak gazetenizin okuyucularıyla paylaşmak istediğim bir husus var: Türkiye’nin son 10 yılda inanılmaz bir gelişim sergilediğini ve de Çin ve Hindistan’la birlikte dünyanın en çok büyüyen ekonomilerinden biri olduğunu belirtmek isterim. Türkiye bugün dünyanın 16. Avrupa’nın ise 6. en büyük ekonomisidir, işadamlarımız sadece Kosova ve Balkanlarda değil, tüm dünyada aktiftir. Diğer yandan, yurtdışındaki müteahhitlik sektöründe Çin’den sonra Türkiye dünyanın ikincisidir ve tüm dünyada bu kadar aktif olan Türk özel sektör yatırımların bir kısmının Kosova’ya gelmesi tabiidir. Bu durum Kosova’nın aleyhinde değil, lehinde değerlendirilmelidir çünkü ülkenizin kalkınma ve refah seviyesi yükselmekte hem de gençlerine iş imkânı sağlanmaktadır. Türk özel sektörü serbest piyasa rekabeti çerçevesinde, her ülkede olduğu gibi imkan bulursa tabi ki Kosova’da da yatırım yapacaktır. Buradaki serbest rekabet sadece Türklere değil Avrupa’dan Amerika’dan tüm dünyadan yatırımcılara açıktır. Son Kosova Telekom ihale sureci buna güzel bir örnektir.

“Epoka e re”: Kosova’da bu denli Türk yatırımı olmasının sebebi nedir?

Ozan: Türk işadamları Kosova’ya iki nedenden dolayı yatırım yapmak istiyor. Birincisi,  Türk yatırımcılar Kosova’yı geleceği parlak ve yatırıma, gelişmeye müsait bir ülke olarak görmektedir. İkincisi ise Türk yatırımcılar buraya geldiğinde kendilerini yüzyılların getirdiği bir kültürel, sosyal yakınlık içinde buluyorlar.  Hiç yabancılık çekmiyorlar. Türkiye’den hemen hemen her hafta bir işadamı heyeti Kosova’yı ziyaret eder ve de her heyetin mutlaka 3-4 üyesi Kosova kökenlidir, burada yasayan akrabalarıyla buluşmakta birlikte iş yapmak istemektedirler. Bu da güzel bir durum değil midir? Kosova için bu çok güzel bir kazançtır.  Bu tür tarihi ve beşeri bağlar Avrupa’daki ve dünyadaki pek çok ülke arasında mevcuttur. Bu ortak geleceğimiz, refahımız için karşılıklı olarak istifade edilmesi gereken bir durumdur.  Bunu olumsuz yorumlamayı doğru bulmuyorum.

“Epoka e re”: Sizce diğer ülkeler de Kosova’ya yatırım yapmalı mıdır?

Ozan:  Bir ülke ekonomik anlamda güçlenmek ve refah seviyesini artırmak için mutlaka yabancı yatırımları çekmelidir. Tüm gelişmiş, gelişmekte olan ülkeler yabancı yatırımcıya karsı kolaylaştırıcı ve güvenli bir ortam sunma gayreti içindedir.  Kosova hükümetinin de bu yöndeki gayretini memnuniyetle izliyorum.  Kosova’ya hem Türkiye’den hem diğer ülkelerden yatırımcı gelmesi Kosova’nın kalkınması, halkının refahı için gereklidir.

“Epoka e re”: Bir Büyükelçi olarak Kosova’daki Türk topluluğa karşı kurumlarca yapılan muameleyi nasıl değerlendirirsiniz?

Ozan: Kosova’nın mevcut Anayasası ve mevzuatı burada yaşayan toplulukların haklarını garanti altına almıştır. Bu Anayasa Kosova’nın çok etnikli ve çok kültürlü yapısını korumaktadır.  Bu ülkede yüzyıllardır yasayan tüm toplulukların ve tabi Türklerin de dilinin ve kültürünün bu ülke için çok önemli ve korunması gereken bir zenginlik olduğunu düşünüyorum Türkiye olarak bu konuya özel bir önem atfediyoruz.  Soydaşlarımız Türkler de dahil tüm toplulukların haklarını koruyan bu sistemin giderek daha etkin bir şekilde hayata geçirilmesini, bu yöndeki gayretlerin ve çalışmaların gözetimli bağımsızlığın sona ermesinden sonra da devam etmesini arzu ediyorum.

Kosova’nın toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığı tartışılamaz

 “Epoka e re”: Türk devletinin Priştine-Belgrad diyalog sürecine ilişkin tutumu nedir?

Ozan: Kosova’yı sadece son beş ay içinde üç Bakanımız ve bir Başbakan Yardımcımız ve Dışişleri Bakan yardımcımız ziyaret etmiştir. Başbakan Yardımcımız Sayın Bekir Bozdağ Kosova’yı bir sene içersinde iki defa ziyaret etmiş oldular.  Geçtiğimiz yıl da iki Başbakan Yardımcımız, Sayın Milli Eğitim Bakanımız ve Sayın Dışişleri Bakanımız  buraya çok verimli ziyaretler yaptılar. Bakanlarımızın hepsi yaptıkları görüşmelerde ve açıklamalarda, Türkiye’nin Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri olarak, Kosova’nın toprak bütünlüğünün, egemenliğinin ve bağımsızlığının korunmasına son derece önem verdiğini vurgulamıştır. Üst düzey yöneticilerimiz aynı zamanda Sırbistan’la Kosova arasındaki diyaloğa destek verdiklerini de açıklamışlardır.  Artık Balkanlarda egemen devletlerarasındaki sorunların şiddet veya gerginlik ile değil, diyalogla, konuşarak çözülmesinin zamanıdır. Çünkü bu bölge savaştan, şiddetten çok acı çekmiştir. Bunların bir daha kesinlikle yaşanmaması gerekir. Tabii ki burada Kosova dahil tüm ülkelerin toprak bütünlüğüne, egemenliğine saygı duymak esastır. Kalıcı barış ve istikrar ancak böyle sağlanabilir. Türkiye bu anlayış içinde ve bölgedeki tüm ülkelerle dostane ilişkiler sürdüren bir bölge ülkesi olarak tüm uluslararası camiayla birlikte Kosova-Sırbistan ilişkilerinin normalleşmesi için katkı sağlamaya hazırdır. Bu arada, diyalogda şimdiye kadar varılan anlaşmaların tam anlamıyla uygulamaya geçirilmesi gerektiğini düşündüğümüzü de belirtmek isterim.

“Epoka e re”:  Sizce bu anlamda, muhalefet ile iktidarın birleşmesi, bir fikir birliğine kavuşması gerekir mi?

Ozan: Kosova’nın iç siyasetinde devam eden bir tartışmaya girmek istemem, demokrasinin gereği olarak her siyasi partinin görüşü ve tutumu farklı olabilir. Bununla beraber umuyorum ki iktidar ile muhalefet tüm ülke için önemli olan bu ortak sorun konusunda uzlaşma ve fikir birliği içinde en iyi yolu bularak Kosova’nın geleceğine birlikte hizmet edecektir.

“Epoka e re”:  Türkiye Kuzey Kosova’daki sorunların çözümünün nasıl olabileceğini düşünmektedir?

Ozan: Yukarıda da vurguladığım gibi, Türkiye Kosova’nın topak bütünlüğünün, egemenliğinin ve bağımsızlığının korunmasının, bölgenin istikrarını da koruyacağı inancındadır. Dolayısıyla Kosova’nın toprak bütünlüğünün tartışma konusu yapılması kabul edilmezdir. Bu anlamda, kuzeyde tüm yasadışı eylemlerin son bulması gerekir. Biz KFOR ve EULEX’e katkı veren bir ülke olarak da kuzey Kosova’da hareket özgürlüğünün sağlanmasını, buradaki tüm illegal faaliyetlerin son bulmasını, kuzey Kosova’nın sosyal ve ekonomik açıdan Kosova’ya tam olarak entegre olmasını arzu ediyoruz. Kosova hükümetinin uluslararası camia ile de işbirliğinde bu yönde gayret sarfetmesini destekliyoruz.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Sıradaki haber:

8 EYLÜL 2012 CUMARTESİ GÜNDEMİ

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
jojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomMeritking Girişholiganbet girişbaywincasibom güncelcasibom girişdeneme bonusuCASİBOM GÜNCEL