Bir hatırlayalım:
Kosova’nın tarihinde en karanlık dönemlerden biri olan (1989 -1999) Miloşeviç rejiminde Kosovalıların insan hakları ve özgürlüklerinden tamamen mahrum kaldığı dönemi hatırlayalım. Miloşeviç’in azınlık saydığı çoğunluk konumundaki Arnavutların ve azınlıktaki Türklerin, Boşnakların dil, din, kültür, eğitim ve tüm diğer temel haklarının elinden alındığını, Kosovalıların katliamlara maruz kaldığını hatırlayalım. Bir başka deyimle, Kosovalının insan sayılmadığı dönemi hatırlayalım.
Hatırlamayanlara da hatırlatım.
Belli ki, dünyanın “Balkanların kasabı” ilan ettiği Miloşeviç döneminde Kosovalı Arnavutların , Kosova’da yaşayan diğer halklarla birlikte çektikleri ıstırab, acılar, hala kapanmamış yaralar bazıları tarafından unutulmuş. Çünkü:
-Kosova’nın özgürlüğe kavuştuğu 16 yıldan sonra, ülkenin en yüksek yasama organı ve demokrasi arenası olan mecliste, Türkçe’nin kullanılması sorgulanır hale gelmezdi.
– Kosova Meclisi genel kurul oturumunda yaşanan tartışmalar, temel hak ve özgürlüklere Miloşeviç benzeri yaklaşımlar sergilenmezdi
-Aşırı milleyetçi duyguların esiri olmuş bazı Arnavut miletvekilleri, Türkçe’nin diğer dillerle eşit olmasına karşı çıkmazdı.
-Yasaların emrettiğinin aksini söylemezdi.
-Türkçe kimlik belgelerinin “felaket” olduğunu ifade etmezdi.
En önemlisi yaşanmış acılı dönemden bazıları hala ders çıkaramamış.
Kosova Meclisi genel kurulu oturumunda Kimlik Belgeleri Yasa Tasarısı ile ilgili yapılan hararetli tartışmalar, bazı milletvekillerinin, düşmanlığa kadar varan aşırı milliyetçi duygulardan hareket ederek, temel insan haklarına müdahale ettiklerine tanık olduk. Üstelik azınlıktaki topluluklara bu hususta Kosovalı Türklere yasalar ile güvence altına alınmış hakların bazı miletvekilleri tarafından tekrar gözden geçirilmesinin talep edilmesi, geçmişten ders çıkarılmadığını kanıtlasa gerek.
Belli ki temel insan hakları algısında Kosova Meclisi’nin yumuşak koltuklarında oturan bazı Arnavut milletvekilleri hala sorun yaşıyor. Bir ülkede demokrasi düzeyinin gelişmişliğinin, temel insan hak ve özgürlüklerinin, bu kapsamda dillerin kullanımında varılan ilerlemelerle ölçüldüğünü unutan bazı milletvekilleri, yasaların emrettiği Türkçe kimliklerin basılmasını “felaket” olarak niteleyebiliyor.
Kosova’da resmi dil olan Sırpça ve resmi dil olmayan ama Arnavutça ve Sırpça ile birlikte eşit oranda resmi dil gibi kullanılan İngilizce söz konusu olunca dut yemiş bülbüle dönen bazı Arnavut milletvekilleri, Türkçe söz konusu olunca şahin kesilmelerini elbette anlıyoruz !!!
Ancak kendi milleti için başka ülkelerde hak isteyen, ama kendi ülkesinde azınlıktaki halklara hak tanınmasını çok görenleri anlamak, elbette kolay değil.
Zira, Sırbistan, Makedonya, Karadağ gibi komşu ülkelerde yaşayan Arnavutlara eşitlik isteyen Kosovalı bazı Arnavut milletvekilleri, Kosova’da azınlıktaki topluluklara hak tanınmasına gelince, kısıtlı davranabiliyor.
Belli ki Kosovalı bazı Arnavut milletvekilleri, Kosova’daki demokrasiye hastalık bulaştırmak istiyor. Alfred E. Smith’in deyimiyle demokrasinin hastalıkları daha fazla demokrasi ile tedavi edilir. Bazı Arnavut milletvekillerinin kulağına küpe olsun.
Ercan Kasap
01.08.2015
YARALI ASKERLER HELİKOPTER İLE HASTANEYE KALDIRILDI
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI
HIRVATİSTAN SAĞLIK BAKANI BEROS YOLSUZLUK ŞÜPHESİYLE GÖREVDEN ALINDI
BALKANLAR’DA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ VE TÜRKOLOJİ SEMPOZYUMU SARAYBOSNA’DA BAŞLADI