a
b
b

Tarihimizden Bir Hikaye – Dedemin 20. yılı Anısına

rs rs1

1389 yilinda Kosova ovasinda atalarimiz büyük bir savaş yürütür.  Savaşlar kötüdür, ama  onları değerli kılan ve unutulmamasını sağlayan sebepleridir. Kimine hayır kimine şer olan bu savaşın ardından yaşadığımız topraklara yeni bir medeniyet gelir. Öyle bir medeniyet ki çok kısa sürede bu topraklarda yaşayan herkezi kapsar, bura halkı bu medeniyeti sever. Yemekleri ile, adetleti ile, giyim kuşam ve müziği, kültürü ile, en önemlisi millet olarak sürekli tarihimizde övündüğümüz ADALETİ ile bu topraklara kendini kabulendirir. Beş yüz yıla aşkın bu toprakları adelat ile yöneten bu yüce medeniyetin sonu acı bir şekilde 1912 de gelir. Daha önce medeniyeti ile halkını da bu topraklara getiren milletimizin büyük bir bölümü Turkiyeye  göç etmek zorunda kalır. Kalanlar ise binbir zorlukla, binbir eziyet ile dilini, kültürünü korumaya çalışır. Bir rejim gelir sağ vurur bir rejim gelir sol vurur burda kalan medeniyet koruyucularına. Ama onlar pesetmezler değerlerini korurlar.  Tavan aralarında sakladıkları kitaplardan edebiyatlarını, tekkelerde, medreselerde yazılan ve saklanan tarihlerini , ilahi ve türkülerini bir araya gelir söylerlermiş.

1928 yılında Kosovanın goncası Mitroviça beldesinde 7 yaşında Rasim isminde bir çocuk babasının berber dükyanında zanaat almaya başlar. Babasının çıragı Ali usta da berber dükanında arada bir mandolin çalarmış. Rasim birden mandoline  merak sarmış. Çıraktan eskilerden duyduğu bazı Türkçe şarkıları öğrnemeye başlar.  Rasim berber dükanında hem  zanaat öğrenip hem de ustasından aldığı mandolin ile Türkçe ezgileri icra etmeye çalışırmış.

Ali usta bir gün düknana bir Türk enstrumanı olan tanburu getirir, Rasime “şimdi sıra bunu çalmakta” der. Rasim çok güzel sesi olan ve atalarından kalan bu tanburu çok kısa sürede öğrenir… tanburda en iysi olur..  Yıllar geçer, 2. dünya savaşı biter. Genç  Rasim geçen bu zaman içerisinde kendini bir müzik erbabı olarak yetiştirir. Udun ve kemanın da ustadı olur. Arkdasları ile Mitroviçada kurulan Birlik derneğinde genç Türk müzisyenler yetiştirmeye başlarlar.  Yarım asır sonra Kosovanın şehirlerinde yeniden Türk müziği canlanır ve her yerde Rasim ve arkadaşlarının ismi duyulur….

1951 yılında Yugslavya Komunist Partisi, Türklerin uzun ve meşakatli çabaları sonucu Kosovadaki Türklerin sesini duymaya ve onların hakklarını vermeye karar verir. Bunun üzerine Türkçe eğtim yeniden başlar. Priştine Radyosunda Türkçe programlar başlar. Yetkililer, radyoda Türk Sanaat Müziğinin icra edilmesi gerekliliğini vurgular. Bunu da Kosovada en iyi yapabilecek grup, ismi tüm Kosovaya ve Makedonyaya yayılmış Mitroviçalı Rasim ve arkadaşları idi. Devlet makamlarından bir heyet, Rasimi Radyoya getirip orkestrayı kurmasını ikna etmek için Mitroviçaya gider.  Rasim ilk başta ikna olmamasına rağman uzun ısrarlar sonucu Türk halkına vereceği hizmet uğruna çok sevdiği Mitroviçasından önce Üskübe daha sonra da Priştineye gider. Priştine Radyosunda ilk önce 4 kişilik bir orkestra ile Türk Sanaat  Müziği çalışmaları başlar. Rasim Priştinenin Gerçek derneğine de sık sık uğrayıp orada genç yeteneklere müzik eğtimi veriri ve TSM orkestreine yeni elemanlar alır.. Bu orkestre büyüdükçe sesleri tüm Yugoslavyaya  ve Türkyeye duyulur. Türkiye dışında profesyonel olarak Türk Sanaat Müziği icra eden tek orkestre özelliğini alır.

Yılar geçer ve Rasim herkezin Rasim Abeyi olur.. Türk sanaatını halkına aşılamak için çıkasıscasına çalışır ve genç müzisyenler yetiştirir. Kosova Türklerinin sanaatını tüm dünyaya duyurmak ister. Yurdışında verdikleri konserlerde herkez bu grubun Türkiyeden gelen bir grup olduğunu zaneder, ama onlar Kosova Türklerinin de varlığını ispat ederek sanaataki başarılarını dünya devletlerine göstermişlerdir. Türkiyenin en ünlü TSM sanatçıları ve müzisyenleri Rasim Abeyin karşısında eğilmiş ellerini öpmüşlerdir.  O büyük üstad Rasim Salih Curi idi, yada Kosovada tanıyanlarının Rasim Abeyi.

Bu gün  10 Ağstos 2013 Rasim Salih Curi’nin ölümünün 20. yıldönümü , ve arkasında bizlere braktığı “çalışın, birlik olun, direnin” mesajı, arkasında braktığı onlarca genç sanaatçı ve Kosovanın çalışabilecek, direnebilecek gençleri.

Dedem, Rasim Salih Curi, bu gün 20 yıl  oluyor bizleri brakalı. Sen gittiğinden beri çok şey değişti. Çok olaylar yaşandı, rejimler değişti.  Türk halkının milli birliğini, sanaatını, kültürünü zayıflatmak isteyen çok zalimler geldi. Güvendiğimiz dağlar malesef çok defa bizi ezdi. Ama bizler Senin gibi büyük ustadların millet sevdalılarının torunlarıyız.. hiçbir zaman pesetmicez, direnicez… Sen rahat uyu dedem.

Rasim Salihi Curi’nin ölümünün 20. yılı anısına / Berkant Curi/

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Sıradaki haber:

KOSOVA’YA ŞİDDETLİ FIRTINA VE YAĞIŞLAR YAKLAŞIYOR

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
jojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomMeritking Girişholiganbet girişbaywincasibom güncelcasibom girişdeneme bonusuCASİBOM GÜNCELcasibom girişcasibomgrandpashabet giriş