a

Şuban-ı Vatan Şehir Tiyatrosu 114 , Milli Kurum Üsküp Türk Tiyatrosu 70.yılında

A.R.Yeşeren

Üsküp’te Türkçe tiyatro daha Osmanlı döneminde boy gösteren bir sanat dalıdır. İlk tiyatro binası da Üsküp Valisi Mahmut Şefket Paşa öncülüğünde Vardar nehrinin kıyısında inşa edilip 1906’da faaliyete geçer.

Şuban-ı Vatan Şehir Tiyatrosu adı altında bu bina Üsküp’te vücut bulan ilk tiyatro binasıdır aynı zamanda. “Vatan” adlı ilk tiyatro eseri de yerli bir Türk yazarın kaleminden çıkar. O yazar o bey de Kemal Bey’dir. Kemal Bey 1908’de sahneye koyulan “Yurdumuz” isimli oyunun da yazarıdır. 1908 önemli bir yıldır. O yıl içerisinde Şemsettin Sami’nin “Besa” adlı oyunu  sahnelenip seyircinin karşısına çıkar. Onu, Namık Kemal’in “Vatan Yahut Silistre” izler (ki bu oyun o dönem İstanbul’da yasaklanmış ama Üsküp’te oynamıştır bunu da söyleyelim). Arkasından da Burhanettin Beyefendi’nin yönetiminde “Napolyon Bonaparta”, “Nasıl Oldu”, “Genç Osman” ve “Tarık” adlı oyunlar ardı ardına gelir. Oyunlar ilgiyle izlenir, salonlar dolup taşar. O binada, yani, Şuban-ı Vatan Şehir Tiyatrosu sahnesinde “Karagöz” de izletilir, “Vardar” gibi kültür sanat derneklerin faaliyetleri orada seyircisiyle buluşma fırsatını bulur. Konuk tiyatrolar uğrar. Üsküp kültür hayatı giderek zenginleşip dallanıp budaklanır hiç olmadığı kadar.

Balkan savaşları, Birinci dünya harbi derken Üsküp, Osmanlı hakimiyetinden çıkınca Şuban-ı Vatan Şehir Tiyatrosu da kapanır. Kapanır da Üsküp Türkleri tiyatrodan vazgeçecek gibi görünmez. Mekan oradadır ve Krallık Yugoslavya’sında da aktiftir.

Uzun bir aradan sonra Bayram etkinlikleri çerçevesinde dönemin Üsküp Medrese öğrencileri amatör bir düzeyde olsa dahi “Adem Bey” temsiliyle Üsküp seyircilerin karşısındadır yine (1928). Aynı yılın Kasım ayında da “Günahkar” temsiliyle. 1928/1929 öğretim yılında 5, 1930/31 öğretim yılında 3 temsille ve 1936 yılında da “Kız Bedduası” temsiliyle bir nebze de olsa bu okul, tiyatroseverlere merhaba demeyi bir borç bilir.

İkinci dünya savaşından sonra, yeni bir devlet ve düzende, tiyatroyu yeni kurulan dernekler üstlenir. “Yeni Yol” Kültür Sanat Derneği, Mustafa Karahasan’ın “Hacer” oyununu sahneye koyar (1948). Oyun yerli, yazarı da yerlidir ve tiyatro tüm haşmetiyle tekrar gündemdedir. Mustafa iki oyun daha yazar (“Şaban Hoca”, “Hacer”), her iki oyun da “Yeni Yol” derneği tarafından hemen sahneye koyulur (1949).

Ve…

 

MİLLİ KURUM ÜSKÜP TÜRK TİYATROSU

 

Milli Kurum Üsküp Türk Tiyatrosu 1950 de kurulur. Şuban-ı Vatan Şehir Tiyatrosu gibi profesyonel olarak tiyatro sahnelerine adımlar. Profesyonel olarak da dur durak bilmeden günümüze kadar gelir.

  1. K. Üsküp Türk Tiyatrosunun ilk oyunu Branislav Nuşiç’in “Şüpheli Şahıs”ıdır.

Oyunun yönetmeni de Abduş Hüseyin’dir.

Çeviri: Şefket Mahmut.

Oyuncular: Ekrem Zekeriya, Behiç Sadullah, Fikret Demir, Ziya Bekir, Şefki Mahmut, Yıldız Ahmet, Suna Mahmut, Seza Okçoğlu, Musa Halim, Şerafettin Nebi, Abduş Hüseyin ve Faik Hasan.

Tarih 9 Temmuz 1950’yi göstermektedir.

Not düşmüş, eski temeller üzerinde yeni bir Türk tiyatrosunun tarihi başlamıştır Üsküp’te

Aynı yıl içerisinde, yeni kurulmuş tiyatronun ikinci oyunu “Ayı”dır (Anton Çehov)

Üçüncü oyunu “Evlenmek Teklifi” (yine Çehov)

Dördüncü oyunu “Kendini Beğenmiş” (Yovan Steriya Popoviç).

Bu oyunların da yönetmeni Abduş Hüseyin’dir. Dört oyun dört reji.

Yılda dört oyun M.K.Üsküp Türk Tiyatrosunun standardıdır. Bazen üç bazen beş olmuştur ama yılda dört oyun günümüze kadar süregelmiş bir rakamdır.

Şuban-ı Vatan Şehir Tiyatrosuyla başlayan Üsküp Türk tiyatrosunun hikayesi, M.K.Üsküp Türk Tiyatrosuyla tamamlanmış, yolcu yolunda gerek misali hayatına tüm hızıyla devam etmiştir.

Şuban-ı Vatan Şehir Tiyatrosu 114, M.K.Üsküp Türk Tiyatrosu 70.yılında işte…

Her ikisi de Üsküp menşeli, Makedonya, Balkan menşelidir. O gün de bugün de Osmanlı yadigarı Üsküp, Balkanların önemli kültür merkezlerinden biridir, sözünü ettiğimiz tiyatrolar da onun çocuklarıdır, Balkan kültürünün vazgeçilmez manevi bir mirasıdır.

Bir bütünün parçaları olan her iki tiyatro bize bunu anlatmaya çalışıyor.

Kulak verelim…

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

USLU SÜLEYMAN’IN SUSLU HEMŞEHRİLERİ

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegelcasibom giriş