a

“SIRBİSTAN –TÜRKİYE İLİŞKİLERİ HİÇBİR ZAMAN SARSILMAZ

 

Eski Sırbistan Dışişleri Bakanı ve Sırp Yenileme Hareketi (SPO) Genel Başkanı Vuk Draşkoviç, Sırbistan-Türkiye ilişkilerine dair, “Sırbistan-Türkiye ilişkileri hiçbir zaman sarsılmadı, sarsılmayacak, sarsılamaz da” dedi.

Eski Yugoslavya döneminde Slobodan Miloşeviç rejimine karşı muhalefetiyle de tanınan Vuk Draşkoviç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçen hafta Kosova’nın Prizren kentinde katıldığı mitingte dile getirdiği, “Kosova Türkiye’dir, Türkiye Kosova’dır” ifadelerinin ardından Sırp yetkililerin ve medyanın gösterdiği tepkiyi AA muhabrine değerlendirdi.

Geçmiş dönemlerde Sırplar ile Türkler arasındaki ilişkileri Bozan nedenlerin geçmişte kalması gerektiğini vurgulayan Draşkoviç, gelecekte ve günümüzde iki halk arasındaki iş birliğini geliştiren nedenlerin üzerine düşünüllmesi gerektiğini kaydetti.

“Sırbistan-Türkiye ilişkileri hiçbir zaman sarsılmayacak ve sarsılamaz da” diyen Draşkoviç, “Başbakan Erdoğan’ın Prizren’deki konuşma metninin tamamını okumadım, ancak duyduklarım ve medyadan takip ettiğim kadarıyla şu kadarını söyleyebilirim: Kosova Kosova’dadır, Türkiye Türkiye’dedir. Sırbistan da buradadır. Hiçbir şey değişmemiştir, değişmeyecektir” dedi.

Tarihi, ekonomik ve kültürel nedenlerin, Türkiye ile Sırbistan arasında yakın bir işbiliği oluşturulması gerektiğinin başlıca nedenleri olduğunu vurgulayan Draşkoviç, şunları söyledi:

“Bir yazar olarak, eğer birileri bir gece içerisinde Sırpça’daki Türkçe kökenli kelimeleri çıkarsa, yazımı nasıl yazardım bilemiyorum. Eğer birileri, bir gecede, Belgrad’daki ‘Teraziya’ (Terazi), ‘Kalemegdan’ (Kalemeydan), ‘Dorçyolu’ (Dörtyol), ‘Karaburmi’ (Karaburma) ve ‘Taşmaydan’ (Taşmeydan) gibi yerlerin isimlerini değiştirse, o zaman Belgrad, Belgrad olmazdı. Sırpça’da, yaklaşık 7 bin Türkçe kökenli kelime bulunuyor. Aynı şekilde, Türkçe’de de Sırpça kökenli kelimeler var. Bir gecede, asırlar silinemez.”

Draşkoviç, konuşmalarında sık sık Mustafa Kemal Atatürk ve eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’den alıntı yaptığına işaret ederek, “Atatürk ve de Gaulle benim için iki politik idol ve otoritedir. Sık sık, bizlere de bir Atatürk gerektiğini söylerim. Bazı şeyleri cesurca değiştirecek, mağlubiyeti galibiyete çevirecek, onun gibi birine ihtiyacımız var. Bunu Atatürk, de Gaulle ve Japonlar başarmıştı” diye konuştu.

-Erdoğan’ın ifadeleri, tercüme nedeniyle, anlamını yitirdi-

Belgrad Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Predrag Simiç ise Başbakan Erdoğan’ın Kosova’da kullandığı ifadelerinin, tercüme nedeniyle, anlamını yitirdiğini savundu.

Simiç, “Bana göre, doğru ya da yanlış, sorun tercümedeydi. Başbakan Erdoğan’ın Prizren’deki sözleri, Sırbistanlı devlet adamlarının tepkisine yol açtı ve hoş olmayan diplomatik durum meydana geldi. Şimdi, iki ülke ilişkilerini ciddi manada sarsmadan, bu sorunu çözecek bir diplomasi mekanizması bulmak çok zor olacak” diye konuştu.

Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak adına Sırbistan’ın somut nedenleri olduğunu söyleyen Simiç, şunları kaydetti:

“Bugüne dek, rakamların da gösterdiği gibi önemli sonuçlar elde etti. Şunu söyleyebilirim ki, bir tercümenin iki ülke arasında karmaşık bir diplomatik durum yaratmasına izin vererek, bizim, Sırbistan diplomasisi uyumaktadır. Çünkü, bu sorunun çözümü için zaman gerekecek.”

Simiç, Kosova’da, 3 Kasım’da yapılacak yerel seçimler nedeniyle ısınan atmosferin de Belgrad’ın verdiği sert tepkide etkili olduğunu savundu.

Aynı zamanda eski bir diplomat olan Simiç, iki ülke arasındaki “anlaşmazlığı” çözmek için Kosova’daki yerel seçimlerin geçmesini beklemek gerektiğini belirterek, “Diplomatlar, yani işin uzmanları, gazeteciler değil, Türk-Sırp ilişkilerini son birkaç yıldır devam eden seviyeye geri döndürmeli” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçen hafta Kosova’nın Prizren kentinde katıldığı mitingte dile getirdiği, “Kosova Türkiye’dir, Türkiye Kosova’dır” sözleri Sırbistan medyasında geniş yer bulmuş, ardından Sırbistan Dışişleri Bakanlığı yazılı açıklamayla, Meclis Başkanı Neboyşa Stefanoviç sözlü açıklamayla, Başbakan Erdoğan’ın sözlerine tepki göstermişti. Son olarak da Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç, Türkiye’nin özür dilememesi halinde, Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan üçlü cumhurbaşkanları zirvesine katılmayacağını belirtmişti. /M. Haliloviç-AA/

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

BAKAN AGANİ’DEN BÜTÇE TASARISINA RED

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegelcasibom giriş