Hem Belgradlı, hem de Priştineli yetkililer – son 14 yılda Kosova’nın tamamında düzenlenecek ilk seçim olma özelliği taşıyan – 3 Kasım seçimlerinin sorunsuz bir şekilde gerçekleşip, iki ülkenin AB yolculuğuna katkı sağlamasını umut ediyor.
Ancak belirsizlik ve suçlamalar, tarafların karşılıklı işbirliğini ve bir arada yaşamayı kabul etme konusunda hangi noktaya geldiğine dair bir turnusol kağıdı işlevi görecek olan seçimlerin hazırlık sürecine gölge düşürüyor.
Kosova’nın kuzeyindeki Sırpların katılımı seçimin başarısı açısından hayati önem taşımakla beraber, bu konuda nelerin beklenebileceği belirsiz.
SETimes’ın sorularını yanıtlayan Kuzey Mitrovica İdari Bürosu Başkanı Adrijana Hodziç, “Büro olarak elimizde sadece iki kaynaktan aldığımız resmi olmayan bilgiler var. Bunlardan biri, tüm siyasi partilerin seçime girmeye hazırlandığını, ancak son dakikaya kadar bunu kamuoyuna açıklamayacaklarını; diğeri ise, tüm Sırp siyasi partilerinin seçimleri kesinlikle boykot edeceğini söylüyor. Hangisinin doğru olduğunu 3 Kasım’da göreceğiz,,” dedi.
Seçimler başarılı olduğu takdirde, Priştine’nin beş yıl önce Sırbistan’dan kopuşundan bu yana Kosova’nın kuzeyinde Belgrad tarafından yönetilen paralel kurumların da sonu gelmiş olacak.
Belgrad’ın oy pusulasındaki logolarda Kosova devletine ait simgelerin kullanılmasına itiraz etmesi, seçmen listeleri ve oy verilirken kullanılacak kimlik belgeleri gibi biz dizi konu şimdiden tartışma konusu oldu.
Priştine ile yapılan görüşmelere katılan Sırp hükümeti genel sekreteri Veljko Odaloviç, Kosovalı yetkililerin, Belgrad anlaşması kapsamında mutabık kalınan tarafsızlık statüsünü ihlal ettiğini, zira Priştine’nin oy pusulalarında Kosova armasının kullanılmasını istediğini, oysa Belgrad’ın Kosova’yı bağımsız bir devlet olarak tanımayı reddettiğini söyledi.
Odaloviç’e göre, bir diğer sorun da, seçmen kütüklerinde, oy kullanma hakkına sahip çok sayıda Sırp vatandaşın yer almıyor oluşu. Bu sebeple, seçmenlik kaydı için son tarih olarak belirlenen 4 Eylül’ün uzatılabileceğini de ekleyen genel sekreter, şu açıklamada bulundu:
“Konuyu AGİT temsilcileri ile görüştük. Bu sorunlar aşılmadığı takdirde ciddi bir sonuç alınabileceğinden emin olmadığıma dair kendilerini uyardım. Bu mesele acilen çözülmezse, ilave mühletler gerekecektir, zira her şeyi 4 Eylül’e kadar halletmek mümkün değil.”
Sırbistan olarak Kosovalı Sırpların seçimlere mümkün olan en yüksek sayıda katılım göstermesini istediklerini, çünkü bu sayede “Sırpların mutlak çoğunlukta olacağı 10 kadar belediyenin kurulacağını” ve diğer pek çok belediyede de “önemli bir güç” elde edeceklerini ekledi.
Belgradlı yetkililer, Sırplar için tek bir aday listesi düzenlemeyi planladıklarını duyurdu, ancak söz konusu liste henüz hazırlanmadı ve ne zaman yayınlanacağı da belli değil.
Kuzey Kosova’da yaşayan, Sırp kabinesinin Kosova’dan sorumlu eski devlet bakanlarından Oliver İvanoviç, Priştineli yetkilileri, Kosova seçimlerinde oy kullanacak Sırpların sayısını azaltmaya çalışmakla itham etti.
Meselenin her iki tarafında da, milliyetçi kesimler, Kosova ve Sırbistan’ı AB yoluna sokan Brüksel anlaşmasını engelleme girişimlerinde bulunuyor. Haziran ayından kalma bu fotoğrafta, Kosova parlamentosunda Sırbistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde yapılacak oylamayı engellemeye çalışan aşırıcılar ile çatışan Kosovalı polis memurları, boyaya bulanmış olarak görülüyor. [AFP]
SETimes’a demeç veren İvanoviç, “Bu nedenle Belgrad’ın vereceği mesajlar açık ve net olmalı ve Sırbistan’ın en güçlü iki partisi olan Sırp İlerleme Partisi ile Sırbistan Sosyalist Partisi de seçimlere katılacaklarını net bir biçimde söylemelidir, ” dedi.
Geçtiğimiz yıl Kosova Merkezi Seçim Komisyonu’na 12 Sırp partisi kayıt yaptırdı, ancak bunlardan yalnızca ikisinin genel merkezi ülkenin kuzeyinde bulunuyor. Söz konusu partilerden biri Mitrovica merkezli Demokratska Alternativa, diğeri de Zubin Potok’tan Partija Demokratske Integracije.
SETimes’ın görüştüğü Kosova Merkezi Seçim Komisyonu Sözcüsü Fehmi Ajvazi, seçmen listesinde uyruk ya da etnik altyapıya dayalı bir önyargı olmadığını dile getirerek şunları söyledi:
“Seçmen listesi, Nüfus Müdürlüğü kayıtlarından alınıp, İçişleri Bakanlığı ve ilgili diğer unsurların işbirliği ile düzeltiliyor, ölenlerin isimleri seçmen kütüğünden düşülüyor. Bu çalışmalar sürekli yapılıyor. CEC-IM (Merkezi Seçim Komisyonu – İçişleri Bakanlığı) bünyesinde bir çalışma grubu da faaliyetlerine devam ediyor. CEC’nin listenin etnik açıdan sınıflandırılmasıyla uğraşmadığını belirtmek isterim. Listenin esasen tüm ülke toprakları için tek olması gerekir.”
Seçim karşıtı bir kampanya başlatan Mitrovicalı siyasetçi Marko Jaksiç ise, Priştine tarafından düzenlenen seçimlerde oy kullanmanın, Kosova’nın bağımsızlığını üstü kapalı bir şekilde tanımak anlamına geleceği kanaatinde. SETimes’a konuşan Jaksiç, “insanlara seçimlerde oy vermenin Kosova’nın bağımsızlığını tanımak demek olduğunu göstereceklerini” kaydetti.
1999 yılında Kosova’dan ayrılan ve artık Sırbistan’da yaşayan Ljubisa Jakovljeviç (43), SETimes’a yerel seçimlerde mutlaka oy kullanacağını belirterek şöyle dedi: “Bana göre Kosova’da yaşanacaklar üzerinde etkili olmanın daha başka bir yolu yok. Oy kullanacağım, çünkü Kosova’daki evlerimize daha hızlı bir şekilde dönebilmemizin yolu bu. Şu anda evimize dönemiyoruz.”
Büro olarak vatandaşları bilgilendirmek için ellerinden geleni yaptıklarını ve AGİT, EULEX ve Kosova polisi de dahil tüm tarafların, bu süreçte üzerine düşen görevi yerine getireceğine inandığını ifade eden Hodziç ise demecine şu sözlerle devam etti:
“En önemli şey, Belgrad ile Priştine arasındaki Brüksel anlaşmasının ayrıntıları. Aslında en büyük sorun, hukuk devleti ilkesinin olmayışı ve vatandaşların bu seçimlerin önemi konusunda yeterince bilgilendirilmemesi. Biz büro olarak vatandaşları her türlü ihtimal konusunda bilgilendirmek için ne mümkünse yapıyoruz.”
Organizatörler ve gözlemciler, temel menfaatleri demokrasi ile çelişen grupların süreci çetrefilleştirmesiyle birlikte daha fazla sorunun su yüzüne çıkacağını tahmin ediyor.
Hodziç, konuyla ilgili olarak “Elbette Kosova’nın kuzeyinde vatandaşların Kasım ayındaki seçimlere katılmasını engellemek için her yolu deneyen, güçlü yerel isimlerden oluşan bir grup mevcut. Kuzeydeki statüko, bu kategorideki insanlar için uygun, çünkü kuzeyde hukuk devletinin oluşmaması ancak bu şekilde mümkün. Hukuk devletinin olmadığı yer de yasadışı işlerin gelişmesi için ideal ortamlardan biri,” dedi./setimes/
KOSOVA SURİYE BİLDİRİSİNİ DESTEKLİYOR
ARNAVUTLUK’TA AKRAN ŞİDDETİ PROTESTOSU
BALKANLAR’IN GELECEĞİ TİCARETLE ŞEKİLLENECEK
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI