a
b
b

 “ PRİŞTİNE YÖRESİNDE OSMANLI MEZAR TAŞLARI “ KİTABI YAYINLANDI

Priştine İslami İlimler Fakültesi çerçevesinde hazırlanması ve yayınlanması  gerçekleşen kitapta yer alan mezar taşları, Priştine ve yöresine bağlı Lipyan, Obiliç, Poduyeva gibi kasaba ve köyleri kapsamaktadır. Kitabın   Selim Selimi (Türkolog), Agron İslami (Tarihçi) ve Hatice Ahmeti (İlahiyatçı)  tarafından  hazırlandı. Kitap Arnavutça basıldı.

OSMANLI MEZAR TAŞLARI  HAKKINDA

1389 yılında yapılan Birinci Kosova Savaşı, Balkanların geleceği için önemli olaylardan biri sayılmaktadır. Kosova muharebesi Osmanlıların galip gelmesiyle Kosova’da da devlet yönetimin  değişmesine sebep olmuştur. Kosova halkları Sırp yönetiminin dağılmasıyla, yeni Osmanlı idaresine kolaylıkla entegre olmuş olurlar. Böylece yerel halk Osmanlı kültür ve medeniyetini benimseyerek değişik alanlarda katkılar sunmuştur. Bu anlamda XV. yüzyılda yaşamış olan ünlü şair Priştineli Mesihi,  türk klasik şiirine büyük katkı vermiş, devamında çok sayıda Arnavut sanat ve edipleri verdikleri sayısız eserleriyle, günümüz  çağdaş araştırmacılar için de kaçınılmaz bolca malzemeler ortada bırakmışlardır

Ancak mezar taşları kültürümüzün mirası olan bu sanat eserleri, kuvvetli nesneler üzerinde oyulmuş, ordaki yerel halkların birer kalıcı delili olarak var olmuştur. Sanat değeri taşıyan bu malzemeler; tarih, kültür, sosyoloji, siyasi bilimler ve  askeri alanlarda araştımacılar için birer referans kaynğı sayılmaktadır. Ayrıca bu yazıtların içeriğinde yerel halkın yaşam yerlerin tarihi, devlet yöneticilerin isimleri,  zanaatları, tücarları, coğrafi isimleri, eğitimcileri, zamanın hastalıkları ve doğal afetleri gibi değişik alanlar  hakkın da bilgiler biriktirmektedir.

Tarih boyunca Müslüman sanatçı ve yazarları Allah’ın ilk emri olan ‘’İkre’’ oku emrine uydukları gibi , diğer yandan yazıya da büyük önem vererek onu kutsal  saymışlardır. Bunun sonucu olarak da güzel yazıyı geliştirerek, böylece  hüs-i hat denilen güzel sanatlar yazısı ortaya çıkarılmiş olur. Bu güzel yazıyı  kitaplarda olduğu gibi, resmi evraklarda, fermanlarda ve hata mezar taşlarında da görmek mümkündür. Sanatçılar ve mimarlar her alanda olduğu gibi taş oyma sanatında  da uzmanlaşarak, kabristandaki taşlara da sanat değeri vererek güzel yazılarla süslemişlerdir. Müslüman halkların yaşadıkları yerleşim yerleri çok sayıda mimari eserlerle donatılmış. Bunun en iyi örneklerini; çeşmeler, hastahaneler, hamamlar, hanalar gibi, halka kamu hizmetleri vermek için de vakuflar kurdular.

Yukarıda belirtildiği gibi bu tür mimari eserlerin her birinde Osmanlıca yazılı kitabeler mevcuttur. Bu  yazılarda, yerleşim yerleri hakkında biografik bilgiler de  veriliyor. Mevcut yazıtlar, ayrıca bir medeniyetin estetik görsel kanıtlarıdır. Bilindiği üzere sanat değeri taşıyan bu tür yazıtlar Osmanlıca hatıyla yazıldıkları  için,  bu yazıtları ancak bu alanda  uzmanlar okuyabiliyor, bu yüzden bunları anlaşılabilmesi için, Arnavutçaya  çevirerek   okuyuculara kolaylık sağlamak için hazırlanmıştır.

Son yıllarda her nekadar  ciltler dolusu Osmanlıca mezar taşları hakkında, Osmanologlar ve Türkologlar tarafından çalışmalar yapılmış  olsa da, Kosova’da bu konuda ayrıntılı bir çalışma yapılamamıştır. Bunun sebebi de, bu alanda uzmanların yetersizkiğinden kaynaklanmaktadır. Ancak birkaç yerel araştırmacılar tarafından bazı mezar taşları üzerine çalışmalar vardır denilebilecek kadar azdır.  Bu araştırmacılar: Prof.Hasan Kaleşi, Beyto Nobırdali, Nimetullah Hafiz, İrfan Morina, Osman Baymak, Raif Vırmiça, İlaz Rexha, gibileri  bu alanda az da olsa katkılarını sunmuştur. Bu konuda ciltler dolusu kapsamlı çalışmalar Bosnada, Türkiye’de yapılmıştır. Şimdilik  Kosova’da böyle kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Ancak geniş kapsamlı böyle bir çalışmanın olmaması üzücü olsa gerek. Osmanlı mezar taşları yazıtlarının bilimsel değerini göz önünde bulundurarak, ben Selim Selimi ve Agron İslami ile  çalışmalara girişmeyi planladık. Bu girişimimizi Prof. Dr. Fahrush Rexhepi’ye danıştık, kendisi Priştine İslami İlimler Fakültesi Dekanı olarak bu projenin desteklenmesi için, bize elinden geleni yapacağını sözünü almıştık ki, öyle de oldu. Bu projemiz de İslami İlimler Fafakültenin bilimsel kurulu toplantısında görüşerek   onay aldı, diğer yandan konuyla ilgili Priştine Yunus Emre Enstütüsüne yazılı talepte bulunuldu, oradan da gereken destek çıkınca, 2015 yılında ilk adımımızı atarak, Priştine yöresindeki yerleşim yerlerini gezerek mezar taşların tespitini yaptık; öbür yandan fotograf çekim yapıldı.. Yaptığıız çalışmalar sonucu 100 kadar mezar taşı malzeme olarak biriktirdik. Çalışmalar esnasında en eski Osmanlı Türkçesi yazısıyla yazılmış olan mezar taşı, Priştine mezarlığında XVI. yüzyüllara  ait olduğu görüldü ve  en yeni  mezar taşı da   bu asrın 1950 yıllarına  rastlamaktadır.

Araştırmamızın ilk aşamasını gerçeklerştirmek için mezar taşlarının tespit edilmesini  sağlamak için, öncelikle Priştine İslam Birliği çalışanlarıyla ilk görüşmemizi paylaştıktan sonra köy imamları ve halk arasındaki  bireylerden bilgi topladık. Yine halk sakinlerinden aldığımız bilgiler doğrultusunda değişik hikayelere  tanık olduk . ‘’Eskiden bu tür mezar taşları vardı, maalesef sorumsuz kişilerin yaptıkları zararlar sonucu, mezar taşları şahsi ihtiyaçları için kullanmışlardır’’… dediklerine şahit  olduk. Bunun örneklerini Priştine orta cami ve Mramor köyündeki mezar taşları bu durumdan nasibini almıştır  denilebilir.    Ancak Priştine Tarihi Eserleri Koruma Enstitüsü çalışanları başı boş bırakılmış birkaç mezar taşlarını toplayarak enstitü  avlusundaki boş araziye bırakmışlardır; enstütü çalışanları yaptıkları davranışlarından dolayı ki yapılmazı gerekeni yapmışlardır. En azından taşların korunmasına vesile oldukları için  minettarız. Burada toplananmış bulunan mezar taşları da kitabımızın içinde malzeme olarak yer almaktadır. Çalışmamızın ikinci aşamasında ise hali hazıra getirdiğimiz mezar taşlardaki yazı metinlerin transkripsionu yapıldı. Ancak çalışmamızın üçüncü ve son aşamasında ise  Arnavutçaya tercüme edilerek  ve diğer yandan da  Osmanlıcadan sadeleştirerek ‘’matbu’’ yazısıyla  yeniden yazmış olduk.

Şüphesiz ki eserin gün yüzüne çıkarılmasında,  maddi ve manevi destekleri  geçen eğitim ve kültür kurumları olarak,  İslami İlimler Fakültesi ve Priştine Yunus Emre Enstitüsüdür.

Osmanlıca Mezar Taşları – Priştine Yöresinde Mezar Taşlarının Transkripsionu ve Çevirisi’’ adlı kitap Kosova’nın bütününü kapsayacak, birçok cildin hazılanacağı aşamada olan bu proje, birinci cildini hazırlayararak yayınlanmıştır. Elimizde bulunan kitap ayrıca, geçmişte Priştine bölgesinde  birçok İslam kültürü ve sanat eserleri  gibi, mezar taşları da en somut şekliyle götermektedir, önemli bilgileri vermektedir. Bu kapsamda  en eski mezar taşı da  1522  yılına ait olması, bu durumun en iyi bir götergedir.

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

BÜYÜKELÇİ KILIÇ’TAN TOKAT GİBİ CEVAP

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
jojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomMeritking Girişholiganbet girişcasibom girişdeneme bonusugrandpashabet girişbahsegel girişcasibombaywin giriş