Priştine’de görevine başlayalı yedi aylık kısa bir süre olmasına rağmen Kosova ile Türkiye arasındaki ilişkilere ivme kazandırdı. Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan bütün enerjisini bu ilişkilere harcıyor. Günün büyük bir kısmını temaslarda ve ziyaretlerde geçiriyor. Kosova yetkilileriyle önemli konuları görüşüyor, halkla da içiçe bir vaziyette. Her kesimin görüşüne saygılı davranıyor. İki ülke arasındaki dostluk ilişkilerin daha da pekişmesini istemesi bu topraklara ayrı bir sevgi beslemesinden kaynaklanıyor. Başarıyla gelişen ilişkiler demeçlerde sadece bir ifade olarak kalmıyor, ikili anlaşmalara dönüştürülüyor. Büyükelçi Ozan iki ülke arasındaki ilişkiler ve ikili anlaşmalar Türkiye’nin Kosova ve Kosova insanına yaptığı yatırımları, Türkiye’nin Kosova’daki eğitime verdiği önemi, Kosova’daki Türklerin durumunu ve Türkiye’nin Balkanlar’daki etkin dış politikasını Kosovaport’a değerlendirdi.
KOSOVAPORT: Türkiye ve Kosova arasındaki ilişkilerin mükkemelliğine sürekli vurgu yapmaktasınız. Bu ilişkilerin somut bir göstergesi olarak iki ülke arasında kaç sözleşme ya da protokol imzalandı?
SONGÜL OZAN: Şu ana kadar Kosova’nın bağımsızlığını kazandıktan sonra ve bundan evvel UNMİK döneminde 20’ye yakın anlaşma yapıldı . Bu anlaşmalar; kültür eğitim, sağlık, gümrük, hazineler arası işbirliği yani hayatını her alanını kapsayan ve Türkiye’nin bilgi ile tecrübelerini Kosova’ya aktarmaya yönelik anlaşmalardır .Polisler arasında işbirliği var askeri uzmanlar arasında işbirliği var. Pek çok konuda işbirliği anlaşması var ve bunlar gerçekten etkin bir şekilde de yürürlükte olan anlaşmalar.Onun dışında Kosova’nın genç yeni bir Cumhuriyet olarak ekonomisine katkıda bulunmak üzere yatırımcıların teşviki ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması, ki bunlar ekonomik işbirliği için çok temel anlaşmalardır. Onların da çalşmaları devam ediyor. Taslaklar üzerinde karşılıklı görüş alışverişinde bulunuyoruz. Onlarıda en yakın zamanda inşallah sonuçlandırırız. Bir de mükkemel ilişkiler dediğimiz zaman şunu akıldan çıkarmamak lazım. Tükiye ve Kosova arasında yüksek düzeyde siyasi temaslar devam ediyor. Kosova Başbakanı Thaçi bu yıl çeşitli uluslararası toplantılara katılmak üzere iki kez Türkiye’ye gitti. Bunun dışında Bakanlar düzeyinde ziyaretler var. En son Türkiye Adalet Bakanı Kosova’ya geldi ve Adalet alanında vatandaşların hayatını çok olumlu etkileyeceğini, kolaylaştıracağını düşündüğümüz 3 anlaşma imzalandı. Kosova Başbakan Yardımcısı Kuçi geçtiğimiz ay Türkiye’yi ziyaret etti. Orada bir üniversitemizden fahri doktara ünvanı aldı. Diğer Yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yankıları hala süren bir ziyaret yaptı Kosova’ya.
KOSOVAPORT: Türkiye Kosova’ya en fazla yatırım yapan ülkelerin başında bulunuyor. Yatırımların en önemlisi Türkiye’nin Kosova insanına yaptığı yatırım.İnsana yatırım sizce ne kadar önemli ?
S.O : İnsana yatırım çok önemli. İki ülke arasında iyi ilişkiler kurmak açısından önemli. Çünkü insana yani eğitime yapılan yatırımla iki ülke arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarını geleceğe taşımış oluyorsunuz. Kosova’nın gençlerine eğitim alanında destek olmak aslında Kosova’nın geleceğine destek olmak anlamını taşıyor. Çünkü, bu gençler, Türkiye’nin çok seçkin üniversitelerinde, liselerinde, burada Türklerin açtığı liselerde Kosova’ya her alanda katkıda bulunacak, bu ülkeyi zengin, refah sahibi, gelişmiş Avrupa standartlarına sahip bir ülke olmayı sağlayacak. Türkiye’de eğitim gören gençler burada siyasette, kamu yönetiminde, sanatta yani pek çok alanda güzel çalışmalar yaparak Kosova’nın geleceğine katkıda bulunurken, Türk ve Kosova halkının arasındaki dostluk bağlarını da pekiştirecekler. Yılda ortalama olarak 400’e yakın lise mezunu Türkiye’ye gönderiliyor ve 4-5 yıl arasında burs verilerek onlara eğitim alanında katkı sağlanıyor. Bu açıdan eğitim alanında Kosova’ya en çok destek sağlayan ülke Türkiye’dir.
KOSOVAPORT: Eğitim alanında gelecekteki çalışmalrınız nelerdir ?
S.O : Tabi burslar ve diğer eğitim olanakları ileride artarak devam edecek. Bunun dışında yeni bir program başlattık. Türkiye’de Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü işbirliğinde Kosova’da en başarılı 80 lise ve üniversite öğrencisini Kosova Eğitim Bakanlığı, Priştine ve Prizren Üniversitesi işbirliğinde tespit ettik. Bu 80 öğrenci 4 Temmuz’da 2 hafta boyunca Türkiye’nin turistik, tarihi kültürel yerlerini gezecek. İnşallah gelecek yıl bu kontenjanı 100 kişiye çıkartırız.
KOSOVAPORT: Türkiye Kosova’da Balkanlardaki en büyük üniversiteyi açma amacında. Çalışmalar hangi aşamada ?
S.O: Lipyan’daki üniversite projesi için Lipyan Belediye Başkanı ile görüştüm.Eğitim Bakanı ile görüştüm. Son derece destekleyici ve olumlu bir tavır içerisindeler. Araziyi de ODTÜ’ye tahsis etmiş durumdalar. Bu çalışmaları ben geldikten sonra biraz hızlandırdık. Umarım gelecekteki dönemde size daha somut bilgiler verebileceğim. Ama o proje Türkiye ve Kosova’daki ilişkileri taçlandıracak bir proje olacak. Onun bilincindeyiz. O yüzden Lipyan belediyesi ile yakın temas halindeyiz. Balkanlardaki en büyük üniversite olacak . Ve bu üniversitenin sadece Kosova gençlerine değil tüm Balkan ülkeleri ve Balkanlarda eğitim görmek isteyen gençlere uluslararası standartlarda bir eğitim vermesi için çalışıyoruz.
KOSOVAPORT: Türkiye sürekli olarak her alanda Kosova’ya destek veriyor. Bu destekten “sade vatandaş” ne kadar haberdar ? Ve bu destekler Arnavut basınında ne kadar yer alıyor?
S.O: Biz hakikaten Kosova’ya ekonomik açıdan da ciddi yatırmlar yapan bir ülkeyiz. Girişimcilerimiz, özel yatırımcılarımız bu konuda çok hevesliler. Bunun içinde havalimanı projesi var, otoyol yapımı projesi var. Aynı zamanda sağlık, eğitim, sigortacılık, bankacılık sektöründe hizmet veren kuruluşlar var. Şöyle kabaca tarif etmek gerekirse Türk yatırımcıların 800-900 milyon euro civarında bir yatırım değerleri var, 3500 kişiyi de istihdam ediyorlar. İstihdam ettikleri kişiler Kosova halkı. Ve biz Kosova halkına kucaklayıcı bir şekilde yaklaşıyouz. Tabi Kosova basınına da öyle yaklaşıyoruz. Soydaş basını bzim için özel bir önem atfediyor. Diğer dillerde çıkan Kosova basınında da bu desteklerin yer alması için belki daha fazla çalışma yapmamız lazım. Yapılan faaliyetleri daha görünür hale sokmamız lazım. Büyükelçilik olarak çalışma yapmamız gerekir. Yatırımcıların halkla ilişkilere daha fazla önem verici olmaları lazım diye düşünüyorum. Kosova basınıyla temasımız var. Umuyorum bundan sonra bizim çalışmalarımıza daha fazla yer verirler.
KOSOVAPORT: Kosova’daki Türklerin durumunu siz nasıl görüyorsunuz ?
S.O: Kosova’da soydaşlarımız Türkiye ile Kosova’daki ilişkilerin en önemli köprüsünü oluşturuyorlar. Onların burada sayıları 20 bin deniyor 30 bin deniyor.Onların siyasi, ekonomik, sanatsal, kültürel açıdan çok dinamik ve Kosova’nın kalkınmasına katkı sağlayan bir topluluk olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda şunu söyleyebilirim ki Anayasa’nın ve Ahtisari Planı’nın verdiği imkanlardan yararlanarak Kosova’nın siyasasetinde Türk soydaşların kurduğu siyasi parti KDTP var, bakanı var 3 milletvekilinin bir tanesi Meclis Başkan vekili, bu milletvekillerimizin parlamentodaki komisyonlarda önemli görevleri var. Diğer yandan 3 bakan yardımcısı önemli bakanlıklara atandı. Bunlar önemli işlevller üstlendiler. 60 yıla dayanan derneklerimiz var. Çok önemli sanatçılarımız var, onların düzenledikleri festivaller var. Çocuk tiyatromuz var. Bütün alanlarda faaliyet gösteren soydaşlarımız var ve bu çok mutluluk verici bir tablo. Türkiye’de eğitim görmüş ve burada çok önemli hizmetlerde bulunan ve geleceği parlak olan gençlerimiz var. Bu da çok önemli bir şey. Kosovalı soydaşlarımızın bir hakkın kullanılması açısından onların birlik ve beraberliğinin hayati önem arz ettiğini düşünüyorum. Demokratik bir toplumda insanların farklı görüşlere sahip olmaları gayet normaldir ama ortak menfaatler doğrultusunda ortak hareket etmek çok önemli bir şeydir ve bu da demokrasinin bir gereğidir. Ayrılmak kolay birşeydir ama uzlaşmak birlikte hareket etmek bir olgunluk göstergesidir. Türkiye güçlü bir ülkedir Kosova’nın soydaşlarının arkasındadır ve her daim desteği sürecektir. Bu destek birlik ve beraberlik olduğu müddetçe daha da çok hissedilecektir.
KOSOVAPORT: Türkiye’nin Balkanlardaki barış ve istikrara katkıları ne gibidir? Ve hangi anlayışla yapmaktadır?
S.O: Türkiye bir Balkan ülkesi olarak, Balkan ülkelerinin Türkiye için ayrı bir önemi var. Balkanlar geçmişte yaşanan acı ve ıstırabın etkilerini mutlaka silmek ve Avrupa’nın barışı ve istikrarına katkıda bulunan bir bölge olmak istiyor. Bu barış ve istikrarı kalıcı hale getirmek için, etnik anlaşmazlıkları kültürel farklılıkları bütün bu çatışmalı ortamı sona erdirmek için Türkiye hakikaten bölgenin bir ülkesi olarak aktif bir politika izliyor. Bu anlmada Kosova, Bosna Hersek, Arnavutluk, Sırbistan, Hrvatistan, Romanya, Bulgaristan yani Balkanların tüm ülkeleri ile siyasi ve yüksek düzeyde son derce iyi ilişkileri var. Üçlü mekanizmalar kurulmuş durumda. Bosna Hersek’teki durumun düzelmesi için çok önemli diplomatik girişimlere sahip. Ülkelerle ikili alanlarda diplomatik mekanizmaları var. Aslında bunlarla Türkiye’nin aktif dış politikasının amacı şu; Balkanlarda barış ve istikrarı sağlamaya katkıda bulunmak –ki Avrupa’daki barışın yolu buradan geçiyor- aynı zamanda Balkanları Avrupa Atlantik kurumları şemsiyesi altında biraraya getirerek Avrupa’nın bütünleşmesini sağlamak. Çünkü Balkanlar Avrupa-Atlantik kurumları ile yani NATO ve Avrupa Birliği ile bütünleşmeden Avrupa’nın bütünleşmesi sona ermiş sayılmaz. Buna Türkiye de dahil Kosova da dahil. Ancak o zaman Balkanlarda yaşanan acılar, üzüntüler, hoşgörüsüzlükler uzlaşmaya, barışa, istikrara dönüşür. Balkanlar Avrupa’nın zengin bir parçası olarak dünya barışına katkıda bulunur. Biz buna inanıyoruz. Balkanlara yönelik tüm cabamız bu amaçlıdır.
KOSOVAPORT: Balkanlarda çatışma döneminin sona erdiğini söylemek mümkün müdür ?
S.O: Balkaların geleceği konusunda mutlaka iyimser olmak zorundayız. Diğer türlü hareket etme noktanız olmaz. İnsanların biraraya geldiği konuştuğu bir balkanlar mevcut şimdi. Bu önemli bir şeydir. Kosova ile Sırbistan arasında bir diyalog var şimdi ve biz bunu çok olumlu karşılayoruz. İnşallah bu teknik müzakereler olumlu sonuçlanır, halka olumlu bir şekilde yansır. Her iki tarafta da başarı hikayesine dönüşür. Bu balkanlardaki barış ve istikar için çok önemli bir sonuç olacaktır. Balkanların bir daha eski acıları, çatışmaları yaşamaması için her tarafın elinden gelen katkıyı vermesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’de bu katkıyı sağlamaya çalışıyor.
Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan, 1985 yılında Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Almanya’da 7 yıl, Avusturya’da 4 yıl, Arnavutluk’ta da 2 yıl görev yaptı. Bu görevlerde ünvanları Büyükelçinin yardımcısı, Başkonsolosun yardımcısı şeklindeydi. Ozan ilk Büyükelçilik görevine Kosova’da başladı.
Ela Kasap
YENİ CAMİYE ARSA BULUNDU?
ARNAVUTLUK’TA AKRAN ŞİDDETİ PROTESTOSU
BALKANLAR’IN GELECEĞİ TİCARETLE ŞEKİLLENECEK
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.