a

MİNYATÜR ŞİİRİMİZİN USTASI ARİF BOZACI

arif bozacı

Arif  Bozacı Türkçe’ye, Türk şiirine gönül vermiş bir edebiyatçıdır. Kırk yıldan bu yana Kosova Türk şiirine ve genelde Balkan Türk şiirine payı geçmiş bir şairdir. Arif Bozacı 60’lar kuşağının şairidir. O kuşağın temsilcileri olan İskender Muzbeg, Altay Suroy, Bayram İbrahim’le beraber çıkmıştır yola. Onların beraberlikleri “Tan” Gazetesinin çıkışıyla 1969’da daha bir perçinleşir daha bir ortaya çıkar. Önceleri onlar “Birlik”te, “Sesler”de, “Tomurcuk”ta, “Sevinç”te görünürler daha çok. Şimdi o sayfaları açsan o dergilerin o gazetenin, hemen hemen her sayısında onların izleriyle karşılaşırsın.

Her ozanın bir ozanı vardır, olmalıdır, Arif Bozacı’nın ozanı Dağlarca’dır. Arif Bozacı’nın şiiri özlüdür, dizeye önem verir, tıpkı divan şairleri gibi. Şiir dizedir onun için. Dize, mısra onun her şeyidir. Nereye gitse dizeyle döner, nerde otursa dizeyle kalkar. Şiirini önce yaşar Arif Bozacı. Kırk taştan geçirip suyunu ondan sonra bardağın kalıbına döker. Bir yudum su gibidir, tekrar tekrar  içilen, yudum yudum. O yüzdendir ki şiirleri her daim kısadır. Yormaz, usandırmaz. Kafayı karıştıran şiirleri sevmez Arif Bozacı. Net, açık, yalın, pürüzsüz ve lirik şiirdir onun bel bağladığı. Arif Bozacı lirik şairlerimizden biridir.

Bir abi olarak, beni ve benim şiirimi her zaman desteklemiştir. Kimsenin şiirine yağ sürmemiş, beğenmediği şiirleri, şairleri beğendim dememiştir. Aramızdaki dostluğumuzda şu kadar olsun bir kara nokta da yoktur, ne çalkantılı dönemlerden geçtik, ne fırtınalara durduk oysa ki. Aradan aylar geçer, yıllar, birbirimizden uzak kaldığımız da olur ama görüşünce ondan sonra sözü hemen şiire döker, döner dolanır kapağı yine Kosova Türk Edebiyatı’na atarız. Önemli olan da budur  zaten.

Arif Bozacı’ya şiirden söz açtığın an onun her şeyini bırakıp teslim olduğu andır.

Minyatür şiirimizin ustalarından Arif Bozacı’nın aldığı Kosova Yazarlar Derneği’nin“Esat Mekuli” Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü canı yürekten kutlar başarılarının devamını dileriz.

Bir dileğimiz de Kosova Türk Edebiyatı’nın tıkanmış olan yolunun açılmasıdır. Bunu bir başlangıç sayalım, üstümüze serpilmiş olan ölüm tozunu atmak için bir neden daha. /Agim Rifat/

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Sıradaki haber:

2011’DE KOSOVA’DA NELER YAŞANDI

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegel