a
b
b

KOSOVA’NIN TÜRKİYE’DEKİ DİASPORASI 

Diaspora kelime anlamı, “bir ulusun veya inanç mensuplarının ana yurdundan koparak başka bir yurda yerleşmeleri ve orada azınlık olarak yaşamalarıdır”. 1912 döneminden sonra Balkanlarda ve Kosova’da yaşayan Müslüman nüfusunun sırp rejiminin baskıları nedeniyle yaşadıkları yerleri terk etmek, mal ve mülklerini bırakmak, ailelerinden ayrılmak ve göç etmek mecburiyetinde kaldıkları bilinmektedir. Helsinki İnsan Hakları Komitesi’nin bir raporunda, sadece 1912-1914 yılları arasında 302.907 Türk’ün Kosova’dan Anadolu’ya göçe zorlandığı ifade edilmektedir.

Dönem dönem devam eden göçler beraberinde çeşitli hukuki sorunlara da neden olmuştur. Bu nedenle göç rejiminin ana ilkelerini belirleyen ‘serbest göçmenlik’ uygulaması, Türkiye’de 1950 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Bu uygulamadan sonra 1953-1966 yılları arasında Yugoslavya kayıtlarına göre 80.000, Türkiye kayıtlarına göre ise 150.000, Kosova kayıtlarına göre 412.000 kişinin Kosova’dan ayrılarak, Türkiye topraklarına giriş yaptığı iddia edilmektedir! Serbes göçmenlik statüsü ile Türkiye’ye giriş yapan Kosovalıların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanabilmeleri için, Yugoslavya vatandaşlığından feragat etme, isim, soyisim ve doğum tarihi gibi bilgilerin nizamlara uygun şekilde düzeltmeleri yasal koşullara bağlanmıştı.

Bugün, Anadolu toprağının neredeyse her bir bölgesinde Kosovalı soydaşlarımıza rastlamak mümkündür. Rakam olarak net bir sayı söylemek doğru olmasa da, bugün, özellikle Marmara, Trakya, Ege, İç Anadolu, Karadeniz ve Güney Anadolu bölgelerinde yerleşen ve Türkiye Cumhuriyeti devletine katma değer sağlayan onbinlerce (belki de yüzbinlerce, belki de daha fazla) Kosovalı soydaşımız hayatını idame etmektedir.

“Kosovalı” statüsü, etnik ya da soy anlamında değer kazanmışken, hukuki anlamda ise bugün farklı sorunlarla karşılaşılmaktadır. Çünkü, Kosova Cumhuriyeti vatandaşlık kimliğine sahip olanlar ile olmayanlar arasında hukuki anlamda bir ayrım bulunmaktadır. 1999 Kosova Savaşı, 2008 Kosova Cumhuriyeti Bağımsızlık dönemi ve sonrasında, Kosova Cumhuriyeti vatandaşlık kimliğini kazanan binlerce kişi bu hukuki statüye sahipken; diğer yandan yasal ve idari gerekçelerden dolayı bu statüyü kazanamayan binlerce soydaşımız bulunmaktadır. Ayrıca, son bir yıl içerisinde kişisel bilgilerde uyuşmazlık tespit edilen kişilerin vatandaşlık statülerinin iptal edilmesi karşımıza yeni bir sorun olarak çıkmaktadır.

Kosova Cumhuriyeti Vatandaşlık Kanunu’nun 16. maddesinde ‘Diaspora Temsilcisi’ için şu üç temel kriter aranmaktadır:

  1. Kosova Cumhuriyeti dışında başka bir ülkede yasal olarak oturma iznine sahip olmak;
  2. Kosova’da doğduğunu ispat etmek;
  3. Kosova Cumhuriyeti ile yakın ailevi ve ekonomik ilişkilere sahip olmak;

bu kriterlere sahip kişiler ve onların birinci dereceden soyları Diaspora Temsilcisi statüsüne sahip olmakta ve vatandaşlık hakkına müracaat edebilmektedir. Fakat uygulamada farklı yorumlara neden olan bu hüküm, bugün, binlerce kişinin mağduriyetine neden olmaktadır. Kosova Vatandaşlık Kanunu’nda değişiklik yapılması amacıyla hükümette ve mecliste kanun tasarısı hazırlanmış, ama söz konusu 16 maddede yeni bir düzenleme yapılması öngörülmemiştir. Tahminen yeni yasa taslağı, yeni kurulacak yasama döneminde tekrar gündeme taşınacaktır.

Diğer yandan, yürürlükte olan 05/2020 sayılı Kosova Cumhuriyeti Vatandaşlığını Kazanma Kriterleri ve Usulleri Hakkında Yönetmeliğin 15. ve 16. maddeleri Vatandaşlık Yasası’nın 16. maddesiyle uyumlu olmaması sebebiyle, bakanlık farklı kararlar almasına ve bir çok müracaatın reddedilmesine, sürecin sürekli idare mahkemesine taşınmasına neden olmaktadır. Kosova Vatandaşlık Kanunu ilk olarak 2008 yılında yürürlüğe girmiştir. Daha sonra 2013 yılında bu yasada bazı değişiklikler yapılmak amacıyla yeni vatandaşlık yasası düzenlenmiş ve uygulamada yaşanan sorunlara çözüm üretilmek istenmiştir. Ancak uygulamada dayandırılan gerekçelere bakıldığında, bu yasa, sorunları çözmek yerine tam aksine hak ihlallerin, mağduriyetlere, haksızlıklara ve sorunların çoğalmasına neden olmuştur. Bu durum hukuki ve siyasi anlamda birçok tartışmayı da beraberinde getirmektedir; ki hukukçuların ve devlet kurumlarının (İçişleri Bakanlığı, İdare Mahkemesi, Meclis Yasama Komisyu) acilen bu konuyu gündeme getirmeleri elzem olmuştur.

Son olarak Türkiye’de yaşayan Kosova Cumhuriyeti vatandaşlarının (göçmen statüsüne sahip soydaşlarımızın) bir kısmının kimlik ve pasaportarını yenileme talepleri, devlet tarafından reddedilmesi ve bir kısmının da vatandaşlık haklarının geri alınması, hukuki yönden tartışmalara neden olmuştur. Son yurtdışı seçmen kayııtlarına bakıldığında, Türkiye’de sadece 399 kişinin oy kullanma müracaatının kabul edildiği bilgisi Kosova Merkez Seçim Kurulu tarafından açıklandı. Bu rakamın Türkiye için çok düşük olduğunu ve müracaatların nasıl ve hangi gerekçelerle değerlendirildiğini, kaç kişinin müracaatının onaylanmadığı bilinmemektedir! Ki bu rakam gerçekten düşündürücüdür!

Bugün, Kosova’nın Türkiye gibi stratejik, güçlü ve büyük bir ülkede diaspora lobisine sahip olması aslında müthiş bir zenginlik iken; iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi, bölgenin ekonomik ve ticari yapısının iyileştirilmesi ve stratejik planlamaların yürütülmesi açısından da çok önemlidir. Bu yüzden Kosova devleti olarak, vatandaşlık mevzuatında yeniden düzenleme yapılmasını acilen gündeme taşımalıdır. Çünkü, Türkiye’de yaşayan Kosovalı soydaşlarımız bizim insanımızdır; soydaşımızdır. Göçün vermiş olduğu ağır süreçleri yaşamış, fakat her defasında Kosova’ya bağlılığını korumuş ve bundan gurur duymuş Türkiye’de yaşayan binlerce Kosovalı soydaşımıza sahip çıkmak, şimdi Kosova Cumhuriyeti devletinin asli görevi ve asli politkası olmalıdır. İşte bu konuları taraflar arasında tartışacak, çözümler üretecek ve uygulamada yaşanan sorunların giderilmesi için hukuki ve idari yönden çalışmalar yürütecek siyasi iradeye ihtiyaç vardır. Çünkü, bugüne kadar hiçbir siyasi irade bu konuyu kendi gündemine ve meclis gündemine taşımamıştır!

İşte, Yenilikçi Türk Hareket Partisi, önümüzdeki yasama döneminde vatandaşlık mevzuatını ve uygulamada yaşanan sorunları gündeme getirerek, hukuki anlamda çözümler üretmeye çalışacaktır. Bu amaçla hali hazırda değişecek vatandaşlık kanun taslağında ek öneriler sunarak, özellikle de diaspora temsilcisi statüsünün yeniden düzenlenmesini sağlayacağız. Kosova Meclisinde kanun değişikliği, yönetmeliğin yeniden kanuna uygun şekilde düzenlenmesi, idari ve bürokratik engellerin kaldırılması, belgelerin hukuki statülerinin resmiyet kazanması gibi çalışmaları yaparak, binlerce mağdur soydaşımızın sesi ve temsilcisi olacağız. Biz YTHP olarak, 9 Şubat 2025 parlamento seçimlerinde Türkiye’den dört milletvekili adayı çıkararak Türkiye’de yaşayan soydaşlarımıza değer verdiğimizi kanıtlamış olduk. İstanbul’dan Davut Macun ve Vasfiye Şensoy, Bursa’dan Enver Kosova ve Manisa-Salihli’den Nedim Zurnacı ile birlikte yapacağız çalışmalarla, Türkiye’de yaşayan soydaşlarımızın sorunlarını, ihtiyaçlarını ve taleplerini, meclis gündemine ve hükümetin çalışma programına dahil edeceğiz. Bu amaçla, ülkemizin her alanda kalkınmasını ve gelişmesini sağlamak, özellikle diaspora ekonomisini ülkemize getirmeyi amaçlayarak halkımızın refahını arttırmayı planlıyoruz; yine sosyal ve kültürel ilişkilerimizi geliştirerek kardeş ve dost ülke Kosova ile Türkiye arasında tarihten gelen bağların daha da güçlenmesine katkı sunmayı hedefliyoruz.

Kosova’nın Türkiye Diasporası, Kosova’nın en büyük zenginliğidir; bizler bu düşünceyle hareket ederek, siyasi çalışmalarımızı yürüteceğiz…

Saygılarımla

Yenilikçi Türk Hareket Partisi

Genel Başkanı

Huk. Ertan Simitçi

05 Ocak 2025

0 1 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

KOSOVA’DA HAVA BUGÜN

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
Jojobet Giriş Yapcasibomholiganbet girişjojobetcasino siteleriDeneme Bonuslarcasibom güncel girişcasibom 726Onwincasibom girişcasibom güncelholiganbet güncelbets10 girişCASİBOMjojobet girişgrandpashaonwincasibomcasino sitelericasibomcasibom