Rifat SAİT
AK Parti İzmir Milletvekili
Dışişleri komisyon üyesi
Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı
Avrupa’nın en renkli, bir o kadar farklı bölgesi olan Balkanlar, sahip olduğu doğal zenginliğini tarih boyunca var olan ve en fazla da Sırpların körüklediği milliyetçilik hastalığı yüzünden yeterince kullanamadı ve parçalandı. Bu parçalanma adeta mitoz bölünme gibi devam etti. Bu yüzden Avrupa’da kullanılan Balkanization yani Balkanlaşma tabiri bu bölgeden çıkmış bir sözdür. Siyasi terminolojide bir devletin iç savaş ve çatışmalar sonucunda küçük parçalara bölünmesi olarak ifade edilen “Balkanlaşma” (Balkanization), milliyetçilik hastalığının bir sonucudur. Zenginlik başa beladır, derler. Balkanların zengin potansiyeli, Sırpların milliyetçiliği ile kesişince sonuç kaçınılmaz bir sonu getiriyor.
6 Mayıs 2012 tarihinde yapılan seçimlerde, bir zamanlar Sırp kasabı Mioşeviç’in parti sözcülüğünü yapan Sosyalist Parti lideri Ivica Dacic, Sırbistan başbakanı seçilmişti. Bu sonuç başta Kosova olmak üzere pek çok ülkede tedirginlikle karşılandı. Zira Türkiye’nin de katkı koyduğu, eski Sırp devlet başkanı Tadiç ile başlayan barış süreci bitecek mi sorusu kafalarda sorulmaya başlanmıştı. Aslında şöyle bir ilginç ilişkiden bahsediliyor. Kosova’daki sorun Balkanları, Balkanlardaki sorun Avrupa’yı yakından etkiler. Belki de bu yüzden ABD Avrupa’daki en büyük askeri üssü olan Bonsteel’i Kosova’nın Ferizaj kenti yakınlarına kurdu. Yine belki bu yüzden önceleri UNMİK daha sonra şimdi NATO bünyesinde KFOR yani Kosova barış gücü Kosova’da konuşlandırıldı.
Geçtiğimiz günlerde Kuzey Kosova’ya özerklik çağrısında bulunan bir kararın Sırbistan parlamentosunda onaylanmasının ardından tehlike çanları çalmaya başlamıştı. Zira Sırplar burada “Kuzey Kosova Cumhuriyeti” adı altında ayrı bir devlet kurma girişimlerini sürdürüyor. Aynı Sırplar Bosna – Hersek’te de böyle bir özerk bölge olan Republika Sırpska’yı kurmuşlardı. Dönemin Kosova Başbakan Yardımcısı Hayredin Kuçi, Kosova’nın kuzeyinde Sırpların ve Sırbistan’ın Preşova Vadisi’nde de Arnavutların bağımsızlık ilanı yönündeki girişimlerine ilişkin, “Ne Kosova’nın kuzeyinde ne de Preşova Vadisi’nde bağımsızlık olur. Kosova hükümeti buna karşıdır” diyerek Sırpların bu isteklerine karşı olduklarını ve buna karşılık Arnavutların yoğun olarak yaşadıkları Sırbistan –Kosova sınırında Sırbistan toprakları içinde olan Preşeva vadisine dikkat çekmişti. Yani Sırplar Kuzeyi isterlerse Preşeva’yı da biz hatırlarız diyordu bir anlamda.
Tam da kısa bir süre önce Kosova ve Sırp başbakanları Haşim Taçi ile Ivica Dacic ilk kez bir araya geldiler, bölgede barış için yeşil ışık yandı denildi. Ancak maalesef geçen hafta Sırbistan’ın
güneyinde yer alan Preşeva kentinde eski Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç’in
iktidarda bulunduğu 1990’lı yıllarda yerel güvenlik güçlerine direndiği sırada
şehit olan Arnavutların anısına yapılan anıtın Sırp jandarma birlikleri tarafından zorla yıkılması bölgedeki Arnavutları ayağa kaldırdı. Sırbistan Başbakanı İvitsa Daçiç, “New York’ta El Kaide’ye anıt yapılması mümkün olmadığı gibi Sırbistan’da da aynı şekilde mümkün değil” diyerek Arnavutları teröriste benzetmişti. Tam bu sırada Kosova’da bir Sırp mezarlığına kimliği belirsiz kişiler saldırıda bulundular. Arnavutluk başbakanı Sali Berişa, “Sırbistan yetkilileri, özgürlükleri ve topraklarını koruduğu esnada hayatını kaybeden Arnavutların onuruna yapılan Özgürlük Şehitleri
Anıtı’nın kaldırılmasını, resmi Belgrad siyasetinin Arnavut korkusu veya ‘Albanofobinin’ göstergesidir”
ifadeleriyle tepki gösterdi. Böylece Arnavutluk Kosova’nın yanında yer alacağı mesajını da veriyordu.
Bütün bu gelişmelerin ardından iki gün önce Sırbistan jandarma birlikleri, Kosova ile Sırbistan arasındaki 1 numaralı sınır geçidi Yarinye’yi geçerek yüzlerce metre Kosova topraklarına girdi. Bu tecavüz, Kosova’nın bağımsızlığına bir saldırı ve açık tabiriyle işgal olarak açıklanabilir. Sırplar, geçen yıl aynı bölgede yani Zveçan belediyesine bağlı Rudare’de, Mitroviça- Raşka yolu üzerinde 7 metrelik yükseklikte metalden bir haç dikmişlerdi. Haçın yolun üzerine konulmasını Kosova Başpiskoposu Tedosiye kutsamıştı. İlginçtir 7 metrelik haçın dikilmesi KFOR tarafından engellenememişti. KFOR basın merkezinden yapılan açıklamada, operasyonun yapıldığı Rudare’nin güneyinde gece yarısı olay yerine toplanan çok sayıda göstericinin, KFOR askerlerine taşla saldırdıklarını söylemişti. Balkanlarda garip benzer olaylar olmaya devam ediyor. Makedonya’nın başkenti Üsküp’te ve Yunanistan’ın başkenti Atina’da dağlara haç dikmişler. Nüfusunun %98’i Müslüman olan Kosova’da ne ilginçtir ki eczanelerde Kızılhaç’ın simgesi olan aynı haç var. Yıllar önce aynı Sırplar Bosna’da Birleşmiş Milletlere ait Hollanda askerlerinin sözde korudukları Srebrenisa’ya girip binlerce Müslüman Boşnak’ı şehit etmişlerdi. Şimdi de NATO bünyesinde oluşturulan KFOR birliklerinin koruduğu sınırdan ellerini kollarını sallayarak rahatlıkla Kosova topraklarına giren Sırp askerlerini görüyoruz.
Kosova’nın Birleşmiş Milletlere (BM) kabul edilme isteğine değinen Sırp başbakanı Daçiç, Arnavutların Sırbistan’a Avrupa Birliği konusunda engel olmaları halinde, Sırbistan’ın da Kosova’nın BM’ye kabulüne müsaade etmeyeceğini belirtmişti. Sırplar Kosova’nın Kuzeyini alıp, Kosova’nın Birleşmiş Milletler’de ülke olmasına izin vereceklerini ifade ediyorlar. Bahsedilen bölge Mitrovisa kentinin olduğu yer. Burada Avrupa’nın en zengin altın ve gümüş madenleri bulunuyor. Kosova devleti, bu bölgeyi Sırplara vermeyeceğini açıkça belirtti. Başta Türkiye olmak üzere Kosova’yı bugüne kadar tanıyan 93 ülke Kosova’yı bugünkü sınır bütünlüğü ile tanıyor. Kosova kısa bir süre sonra 17 Şubat tarihinde bağımsızlığının 5.yılını büyük bir törenle kutlayacak. Sırpların bitmek bilmeyen istekleri ve milliyetçilik sevdaları kendilerine olduğu kadar bölgeye de zarar verebilir.
rifatsait@balkangunlugu.com
VETVENDOSJE RTK’YI PROTESTO ETTİ
ARNAVUTLUK’TA AKRAN ŞİDDETİ PROTESTOSU
BALKANLAR’IN GELECEĞİ TİCARETLE ŞEKİLLENECEK
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.