İBRAHİM ARSLAN
Kosova’da bu gece tencere, kapak, kaşıklı karışık protestoda çok duygulandım.
Tencere, kapak, kaşıktan çıkan ilk sesler Coronavirus ile mücadelede büyük bir fedakarlıkla çalışan doktor, hemşire ve herkese, teşekkür sesleriydi.
Bu zor anlarda fakirlere yemek, yiyecek dağıtan, dükkanı çalışmadığı, çalışamadığı için kiracısıdan ücret almayan, güzel haberler içinde, virüs tehlikesinin vız geldiğini hissettim.
Tencere, kapak, kaşıktan çıkan sesler yükseldikçe, bu zor günde hükümetin istifasını isteyen zor ortağın -LDK (Kosova Demokratik Birliği) “hükümetten çekilip” güven oylaması önerisine, son seçimdeki yenilgiyi hiç kabul edemeyen muhalefetin (PDK – Kosova Demokrasi Partisi, AAK-Kosova Ittifaki gibi) “zil takıp” oynarcasına akbaba yaklaşımlarının, protestosuydu.
Vatandaş can derdinde iken, milletin vekil ettiği bu siyasetçilerin koltuk derdine, pes doğrusu.
Eski hükümetlerin yolsuzluklarından bıkan vatandaş, sosyal ekonomik sıkıntıların büyük olduğu bu zamanda, 6 ay sonra yeniden seçimin çekilemeyeceğini en sert şekilde ifade ediyor, kınıyordu.
Seçimleri kazanan Vetvendosje (Özkarar) Hareketi lideri olan Başbakan Albin Kurti’nin, LDK’lı İçişleri Bakanı’nı “olağanüstü hal” konusunda Hükümetten önce ve ters yönde karar açıklaması gerekçesiyle, görevden alması da zamansız diye, düşünülebilir.
Fakat, LDK ortağının yeni bir bakan önermesi yerine, güven oyuna başvurması da, isabetsiz bir karar.
Öyleki, dünyanın bir numaralı sorunu Coronavirus’la mücadele yerine, hükümeti yıkmak meselesi, hemen gündeme oturtuldu.
Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi’nin bir anda “olağanüstü hal” ilan etme önerisi Meclis yolunda iken, Meclisin hiç beklenmeyen olağanüstü seçimlere yol açacak “güven oylaması” da yolda.
Tahminim, olağanüstü seçimlerin yapılması halinde, seçmenin “değişime eveti”nin daha gür sesli olacağı yönünde.
Güzel günler göreceğiz umudu içinde, bu gece savaş sonrası ilk kez katıldığım bu tencere, kapak, kaşıklı karışık protestoda, ilk kez de memleketim, hükümetim benim, dedim.