a
b

b

b
b

İN MEMORİAM

b

 

Velhasıl ilginç bir milletiz.Dedikodu yapmakta birinciyiz….Hele birinin başarısına kıskancasına kıskanırız.O başarıyı küçültmekte ustaların ustasıyız.Haaa o kişinin başına Allah korusun bir şey gelince,hepsini unutur o kişi için hep en iyi sözler dile getirmeye çalışırız.Hele hele o kişi rahmetli olursa o zaman düne kadar karaladığımız o şahsiyet hakkında övücü cümleler kullanmakta yarış yaparız.Aslında dile getirilmesi gereken bu cümleler,bir kişi  hayatta iken dile getirilmiş olsaydı daha iyi olmaz mıydı ? Bal gibi olurdu. Maalesef…

Konuya ineyim.52 sene yaşadığım Kosova’mda son senelerde yıllar yılı arkadaşlık yaptığım,çeşitli alanlarda “bana göre” değerli çalışmalar sürdürdüğüm,faaliyette bulunduğum arkadaşlarımdan bir kaçı aramızdan ayrıldı.O kişiler ki,Kosova’da hatta daha geniş çapta, eski Yugoslavya’da toplumun  her yanlı gelişmesinde,özellikle Türk toplumunun  geniş çapta tanıtılması konusunda çook  büyük payı geçen arkadaşım,arkadaşlarımız,tanıdıklarımız hakkın rahmetine kavuştular.Volkanlar,Kemaller,Yusuflar,Rauflar,Cibolar,Buşlar,Brinalar,Goritsalar,Maksutlar,Bakolar ve en son Hüdaverdi…Farkına varabildiğimiz gibi hepsi yaşadıkları dönem için çok değerli şahsiyetler..Kosova’daki Türk toplumunun ender,değerli kişileri.Bazıları,Dernekçilikte,bazıları eğitimde,bazıları siyasette,..kimileri tiyatroculukta,kimileri de bir milleti millet yapan değerli üç unsurdan biri olan dilin,dilimizin ,gelenek göreneklerimizin korunması,tanıtılması alanında üstün başarı elde etmiş bulunanlardır.Ve bu şahsiyetler hayatta iken ne kadar karalandılar,ne kadar düşürüldüler,ne kadar iğrenç saldırılara uğradılar…Gazete sayfalarından düşmediler..Düşman kestirildiler.Hayatları ,aile efradı üyeleri tehlike karşısına getirildiler.Ne için halihazırdaki toplumda sözde daha iyi pozisyona varabilmeleri için.Ancak,bu “şahsiyet”diyebileceğimiz kişiler unutuyorlar ki,tarih tekerrürden ibarettir.Bir bakarsın gerçekler aslanlar gibi karşına,karşımıza çıkıverir.Nasıl ? Rahmetli  olan,hakkın rahmetine kavuşan arkadaşlarımız için organize edilen anma toplantılarında  söylenen sözler.Bakınız geçenlerde çok değerli Nevzat Hüdaverdi’yi toprağa verdik.Ne tesadüf.Sevdiğim arkadaşımın ölüm haberini Priştine “Adem Yaşari” havaalanında öğrendim.Hava alanından  beni almaya gelen oğlum Tarık’a amcası telefonla bildirdi.Yüzü gözü bozguna uğradı.Gözleri doldu.Baba başın başımız sağ olsun.Benim çok başarılı öğretmenim senin de yakın arkadaşlarından biri Nevzat rahmetli olmuş.Ayaklarım  kesiliverdi.Nasıl olur da daha düne kadar sohbet ettiğim,birçok “karışık” konular üzerinde düşünce alış verişi yaptığım kalem arkadaşım ölüverir diye sormaya başladım.O kişi ki..Kosova’da Türklüğün yaşaması,yaşatılmasında sürdürülen savaşımda ön safhalarda bulunan bir kişi.O ki Priştine’de ilkokullarda ,lisede kimya dersini büyük başarıyla veren,o ki”Gerçek” Kültür Güzel Sanatlar Derneğinde ister faal üye,ister de yönetici olarak gelenek göreneklerimizi yaşatan,ve sadece Kosova ile eski Yugoslavya’ da değil,dünyada ,ana vatanımız Türkiye’de tanıtılmasında özel çaba harcayan ,o ki zamanın   biricik gazetemiz “Tan’ın” gazetecisi,yorumcusu ,yıllar yılı yöneticisi,o ki Priştine Televizyonu Türkçe redaksiyonu editörü,o ki nadir ve ilk kimya mastırı-bilim adamı,o ki ünlü siyasetçi,o ki temiz ,titiz Türkçeye sahip ,o ki Kosova’da Türklüğün simgesi….O ki,gururla diyebileceğim sevgili,saygı değer arkadaşımdı.Ancak,değerli arkadaş:”Hayatın kuralı bu,ne kadar uzağa gidersen git,başladığın yere dönersin sonunda.Ne kadar değişirsen değiş,nerde mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı.Ne kadar terbiye etsen de susturamasın içindeki canavarı.Nereye gidersen git şunu unutma.Herkes gün olur evine döner” İnşallah bizler de bir gün cennet denen bu evde görüşürüz.Ve  bu yazıyı  bu şekilde yazdığım için kusuruma bakma.Allah rahmet eyle.Mekanın cennet ola.

Muhammed Ustaibo

İzmit

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomholiganbet girişOnwinholiganbetDeneme Bonusu Veren Siteleronwinonwin girişcasibom girişcasibom girişbets10 giriş