a

İFTARDA ÇORBAYI SONA BIRAKIN

Dr. Fevzi Özgönül, Ramazan ayının beden için önemli olduğunu belirterek, “7 yılda oluşturduğum 7 kural ile hem Ramazan ayını çok rahat geçirir hem de bu ayda mükemmel arınma ve güçlenme fırsatını boşa geçirmemiş olursunuz” dedi.

İHA’nın haberine göre; Dr. Özgönül, sağlıklı bir sindirim için çorbanın iftarda yemekten önce değil yemekten sonra içilmesi gerektiğini belirtti. Ramazan ayının bedenimiz için ayrı bir önemi olduğunu kaydeden Dr. Fevzi Özgönül, “Bedenimizi düzenli ve ritmik yemek yemeye teşvik eder. Ayrıca uzun açlık dönemlerinde sindirim sistemini tembellikten kurtarır. İnsanoğlu ve benzer canlılar gündüz avlanan ve yiyeceklerini gün içinde yiyen canlılar grubundadır. Erken kahvaltı, öğlen yemek, ikindi kahvaltısı ve gece hafif bir atıştırma en ideal beslenme şeklidir. Bu da gösteriyor ki insan metabolizması için en ideal olan güneş doğması ile batması arasındaki beslenme dönemidir.

Ramazan ayında bunun tam tersi uygulanarak metabolizma ve sindirim sistemi güçlendirilir. Gün içindeki uzun açlık dönemlerinde iftar ve sahur zamanı alınan yiyecekler çok daha verimli kullanılması gerekir. Bu şekilde sindirim kamçılanarak yiyeceklerin daha iyi sindirilmesi gerçekleşir. Bu bir nevi arınma ve güçlenme dönemidir. Bu şekilde beslenmeye insan bedeni yaklaşık 3 günde uyum sağlar ve ilk 3 gün dışında hiçbir zorluğu yoktur. Hatta bazı kişiler çok daha hızlı uyum sağlayabilir” diye konuştu.

BU TÜYOLARA DİKKAT!

Fevzi Özgönül, Ramazan ayında da sağlıklı olabilmek için ayrıca vücudumuzun ve sindirim sisteminin güçlenmesini sağlayabilmek için bazı kurallara uymamız gerektiğini belirterek bu kuralları şöyle sıraladı:

1- Orucunuzu açarken çorba ile başlamayın ideal olan bir zeytin veya hurma, badem, fındık veya ceviz yanında bir parça peynir veya 1 kaşık yoğurt ile orucunuzu açın. Sonrasında sindirim sisteminin uyanması ve faaliyetini rahat yaşayabilmesi için 10-15 dakika dinlendirin. Bu süre içinde ya namazınızı kılın veya hafif bir egzersiz yapın. Orucunuzu açarken 1-2 bardak sudan fazla su içmeyin.

2- İftar sofrasına oturduğunuzda acele etmeyin kilo problemi yaşıyorsanız hemen eliniz ekmeğe veya pideye gitmesin ana yemekten başlayarak sırası ile sofradan karnınızı doyurun. Mümkün olduğunca yavaş yiyin ve çok çiğneyin. Yiyeceğiniz her şeyi, meyve dahil sofradan kalkmadan yiyin ve çorbanızı en son için. Böylece sindirimi çok rahatlatmış olursunuz.

3- İftar sofrasından kalktıktan sonra kesinlikle çiğnenip yutulacak katı bir yiyecek yemeyin. İftar sofrasından sonra çay veya kahve yanında yenilen meyve veya börek kurabiye, tatlı gibi atıştırmalıklar sindirim sisteminiz yorar ve iftar yemeğinin tam sindirilmesini engeller. Bu dönemde bol sıvı almaya gayret edin. Suyu ve benzeri içecekleri yemekten en az 1 saat sonra içmeye başlayın ki sindirim sisteminiz rahatsız olmasın.

4- İftardan 1 saat sonra hareket etmeye gayret edin.

5- Akşam iftar yemeğinden yaklaşık 3 saat kadar sonra bir kase yoğurt içine probiyotik toz katarak yemenizde fayda vardır. Bunu kefir içerek de gerçekleştirebilirsiniz. Bu sizin hem ertesi gün daha az acıkmanızı hem susuzluk şikayetinizin azalmasını hem de yediğiniz yemeklerin daha rahat sindirilmesini sağlar.

6- Bazı kişiler uyuyamaz ve sahura kadar oturup sohbet etmekten hoşlanırlar. Sindirim sisteminizi rahatlatmak için sahura kadar en azından 1-2 saat uzanır pozisyonda dinlenin ki otururken sindirim sisteminize yaptığınız baskı azalsın.

7- Sahur yapmadan sakın oruç tutmaya kalkmayın. Sahurda gece yarısı uyanan midenin durumunu düşündüğümüzde, genelde kahvaltı tarzı yemekleri seçmeliyiz. Burada da süt ürünleri peynir, zeytin çeşitleri, biraz meyve ve yeşillik çeşitleri olabilir. Sahurdan sonra tekrar uyuduğumuz için, bunların yanında bizi yatarken çok rahatsız etmeyecek, börek veya omlet gibi yiyecekleri de yiyebiliriz. Bütün gün bize enerji vermesi için kavrulmamış kuru yemişleri de unutmamalıyız.”/İHA/

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

KÜLTÜR BAKANLIĞI PRİZREN’E TAŞINIYOR

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegel