a
b
b

“GÜNEŞİN ÇANLARI” KİTABININ TANITIMI PRİZREN’DE YAPILDI

Doğru Yol TKSD, Kosova Türk Yazarlar Derneği ve Türkçem dergisinin ortak girişimiyle, ünlü şair Arif Bozacı’nın son yayınlanan beş dildeki “Güneşin Çanları” adlı kitanın tanıtımı Doğru Yol derneği salonunda yapıldı.

Elektriklerin kesik olduğu bir ortamda mumlar ışığında gerçekleşen tanıtıma ne yazık ki bu kez de mazeret göstererek, Bayram İbrahim katılmadı.

Oysa her ikisinin de ortak yanı vardı, kitapları Arnavutça yayınlanmıştı.

Doğru Yol TKSD Başkanı Nevzat Şundo’nun selamlama konuşması ardından etkinliği yöneten Zeynel Beksaç, Bayram İbrahim’in daha ilkokul sıralarında şiir yazmaya başladığını, 1969 yılında ilk kitabı olan “Günçiçeği” ile okurla buluştuğunu vurguladı. Şair olarak, gazeteci olarak bu topraklardaki Türk kültürüne büyük katkılar sunduğunun altını çizdi.

Aynı kuşaktan olan, edebiyata, şiire aynı yıllarda başlayan ve her ikisi de Tan gazetesinin kurucu kadrosunda yer alan İskender Muzbeg, Bayram’la ilgili konuşurken, şiirdeki ve gazetecilikteki başarısına değindi. Şiirde belli bir başarıyı yakaladığını, bugün de şiirdeki serüvenini sürdürüp, bu alanda Kosova Türk şiirinin gelişmesine kendine özgü katkısını sunduğunu belirtti…

Tanıtımın büyük bir bölümünde ünlü şairimiz Arif Bozacı’nın “Güneşin Çanları” adlı beş dilde yayınlanan kitabı üzerine duruldu.

Arif Bozacı’nın yaklaşık elli yıldır şiirle bir beraberliği var. Kendine özgü bir yolda şiirini geliştiren Bozacı, hem Türkçe hem de Arnavutça olmak üzere iki dilde yazabilen ve başarıyı göğüslemiş bir ad yapmış şairimiz. Arif Bozacı’nın minyatür şiirde büyük bir dünya ustası olduğuna dikkat çeken Beksaç, konuşmasının devamında Arif’in şiiriyle ilgili yıllar önce yazmış olduğu bir yazısını tanıtıma katılanlarla paylaştı.

“ Bir aslan avını pusuya düşürmesini nasıl pür dikkat beklerse, bir balkçı oltasına balığın takılmasını sessiz ama heyecanla nasıl beklerse, Arif de sözcükler sözkonusu olunca o denli amansız bir sözcük avcısıdır. Şiirini adeta bir kuyumcu tezgahında işler. Bu denli titizlik olunca, şiirleri ekonomiktir. Yani az ama öz sözle düşüncesini şiire aktarır. Her sözcüğün başlı başına bir değer taşımasına büyük özen gözterir…Sarraf gibi…

Tam 37 yıl önce Arif’le Tan Gazetesi’nde gazeteciliğe beraber başladık. Daha o yıllarda şiire tam anlamıyla bir karasevdalıydı. Müzikle de içiçeydi. Hem Priştine Radyosu solisti, hem de “Gerçek” Derneği’nin konserlerine solist olarak katılıyordu…Büyük dilcimiz merhum Süreyya Yusuf’un öğrencisi olarak haliyle Türkçe’ye aşıktı. O yıllarda bir de Dağlarca hayranıydı. Sanırım ilk şiirlerinde yer yer bu ünlü ozanın etkisi sezilmektedir…

Şiir, gönül dergahına konuk olmuşsa o gün, redaksiyondaki tüm gazeteciler Arif’in gönül dalgalarının şiir limanlarında sahili dövdüğünü sezinlerdi. Tsunamiye kapılmış bir şiir tutsağı olmuştur artık. Yüksek sesle yazdığı şiiri okur, gözlerinden adeta mutluluk resmi fışkırır olurdu…

İnsanın, insancıllığın, barışın, sevginin ozanıdır Arif Bozacı. O, yüreği barışçıl rüzgarların ülkesidir. Kinle beslenen haritalarda yerinin olmasından yana değildir. İster ki, içindeki sonsuzluk otunun dostluk yağmurlarına susamış tarlalarda bitiversin. Çünkü, ona göre, sevginin boyutu sonsuzdur. İlle sevgidir derdi, ille ki barış yanlısıdır.arif’in kaygısı her yerde insancıllık ve özgürlük türkülerinin söylenmesidir. Çocuk, onun şiirlerinin vazgeçilmez konusudur. Arif’e göre çocuk, , ruhu ışıyan bir ufuk gibidir. Çocuk eşittir açık yürek. Böyle olunca, şair, yetişkinlerin o adresten insanlık dersi almalarının gereksinimine dikkar çeker gibi…Güzelliği arayan, güzelliğin kaçınılmaz bir liman olduğunu, bundan insanın buraya sallamasının kaçınılmaz olduğunu boyuna anımsatır…

Daha öteler, yani uzaklar da onu ilgilendirir. Örneğin, geceleri yıldızların nasıl bir giz fısıldadıkları şairin  ilgi alanındadır…

Arıf Bozacı’nın son yıllarda şiirde attığı yeni adımlar, onun şiirde vardığı düzeyi en iyi bir şekilde ortaya koymaktadır. Düşüncesiyle, betimlemesiyle ve şiirin içerdiği diğer enginliklerle Arif’in bu alanda daha nice kalıcı dizelerle şiirseverleri  muştulayacağına  inancım tamdır…”

Toplantıda Aziz Serbest, “Güneşin Çanları” adlı kitap üzerine ayrıntılı bir değerlendirmede bulundu. Serbest, diğerleri arasında şunları vurguladı: “Arif Bozacı’ nın şiirlerinin kültür ögelerinin evrensel kültürle olan alışverişi Onun iki dilli bir şair yapmakta, şiirlerinin Arnavutça üzerinden başka dillere çevirisini de sağlamakatdır.Aynı dil ailesinin içinde yer alan dillerin çeviri daha kolayken,örneğin, Altay-Ural dil ailesine ait olan Türkçe’ yle, Hint-Avrupa dil ailesine ait Arnavutça arasında çeviri yapmak, şiir yazmak, ancak iki dili çok iyi bilmekle kolaylaşmaktadır.

Arif Bozacı’ nın şiirlerinin kısa ve özlü olması, çift anlamlılıktan bir ölçüde uzak olması onu iki dilde de başarılı kılan özelliğidir…”

Enver Baki, Arif Bozacı’nın şiirlerinin kısa ve her kelimesinin ayrı bir dünya olduğuna dikkati çekerek şiirde kaydetmiş olduğu başarısı için  kendisini bir kez daha tebrik etti.

Tanıtımda değerli tiyatro sanatçımız ve sunucumuz Yunus Şimşek, Arif Bozacı’nın en yeni şiirlerinden bir demet sundu.

Gerçekleşen tanıtımdan büyük bir mutluluk duyduğunu belirten Arif Bozacı, Prizren’de olmaktan ve bu dost insanlarla beraber olmaktan da ayrıca büyük bir kıvanç duyduğunu belirtti.

Tanıtım, Şef Nevzat Şundo yönetimindeki Kadınlar Korosunun sunmuş olduğu Türk Sanat Müziği resitaliyle son buldu./Z.Beksaç/

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

186 YENİ VAKA TESPİT EDİLDİ, 2 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
jojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomMeritking Girişholiganbet girişbaywincasibom girişdeneme bonusugrandpashabet girişbahsegel girişcasibom