Kosova Yargı Konseyi tarafından 3-17 Mart tarihleri arasında halka açık ve çok önemli , gün geçtikçe ihtiyacı duyulan meslek kesimi olan yeminli tercüman kadrosuna hitap eden bir duyuru yayınladı. Türk dilinin bu “yarışa” dahil edilmemesi nedenleri düşündürücü, biraz da “mantıklı” , çünkü varlığının ve benliğinin en belirgin ve temel özelliği olan Dil unsuruna verilen değer, ona gösterdiğin ve gördüğün ilgi, yatırım ve önemin aynasıdır…
Büyük kazançları olmayan, bana soframdan helal ekmeğimi eksik etmeyen, “farkındalıklarıyla” beni “kendisini” sevdiren, inanılmaz gönülden bağlı olduğum, başka bir mesleğe “sıçrasam da rahatlasam” duygusunu yaşatmayan, sonsuz minnet duyduğum, güzelim ana dilimi süsleyip püslemekten keyif aldığım, 40 küsür yıl düşe kalka emek verdiğim, gururlanmama sebebiyet veren mesleğimden söz edilince, “yavrusunu kollayan bir varlığa” dönüşüveririm…Dünden güncel iken mesleğimin zorluklarını veya keyif verici yanlarını anlatmak için değil (çünkü diğer meslek sahiplerini kırmadan, kalem erleri tarafından da bilindiği üzere, bu işi yapmadan zorluklarını anlamanın mümkün olmadığına adım gibi eminim) değerinin azımsanmasına tepkimi, duygularımı ve üzüntümü, kırgınlığımı ve uyarımın ciddiye alınması gerektiğini ifade etmek istiyorum…Bu duygu, daha rahat bir mesleğe ulaşana kadar bu mesleği arada bir icra edenlerin niyetine denk gelmesi de mümkün değildir…
Sayın Kosova KDTP Başkanım, Kosova Yargı Konseyi’ne sunmuş olduğunuz şikayetinizi yerinde buluyor, ancak önemli veya “önemsiz” kurumlarda çevirmen kadrosunun yetersiz ve eksikliği konusunda da tepki göstermeniz gerektiğini hatırlatmak isterim…Özellikle Yeminli tercüman kadrosundan söz edilince, eksikliğini gidermek için her daim ihtiyacı duyulacak yeni Türk hakim ve noterleri yetiştirmek ve istihdam etmekle birlikte, çevirmene de yer açılmış olacağını düşünüyorum…Öyle durup dururken “hop” diye tercüman oldum Yargıya hizmet için beni dahil edin şeklinde bu işler yürümüyor… Duyuruya dahil edilseniz bile, sıradan bir meslek olmadığı için asgari değil, yılları alan temel bilgi, tecrübe ve ter dökmüşlükten geçmiş ve yeteneğiniz olmalı…Yazılı çeviriden farklı olarak ardıl çeviri arasındaki dağlar kadar farkın olduğunu, kişinin yatkın olduğu alanda başarısı ancak belli olduğunu bilmeli, ardıl tercüme yaparken çevirmen bir kelimeyi bırakın, kaynak dilden hedef dile tercüme yaparken bir tek harfi yanlış telaffuz etmesi veya yazması, yapay zeka Google’ye “güvenerek” verilen mesajın yanlış anlaşılmasına, yasal sorumluluklara bile neden olması mümkün iken, bu mesleğe sadece duyuruların yayınlandığı dönemlerde değil, yıl boyu ilginin ve hassasiyetin gösterilmesi şart. Sürekli öğrenmeyi gerektiren bu mesleğin sadece diplomayla başarıyı temin etmediğini, hayatın her alanına uzantısı olduğu için birkaç fakülte mezunu olması gerektiğini, bu mümkün olmadığı için uzun yıllık tecrübeyi ve bu mesleğe gönül vermiş olmanızı gerektirir. Bu meslek pazarlık hesaplamalarını asla ve asla “yutmaz”, olsa olsa hayal kırıklığına uğratıverir, çünkü gelir sağlaması için bilgi ve tecrübeden mada kişilik, işleniş tekniğini ve kendine has ek unsurları barındırılmasını da gerektiriyor ve pes ettiğin takdirde, kolayca hayal kırıklığını yaşatabilen bir meslek.
Zaten bu yüzden tüm dünyada, düne kadar fakülte düzeyinde bu mesleğe ait bir eğitim sistemi de mevcut değildi. Son birkaç yıl Türkiye dahil birkaç ülke bu mesleğe özel açtığı fakülte bölümlerinde aslında, tercümenin sadece kuramı ve dil dağarcığının edinilmesine hitap etmektedir.
Yetenekli kadro ihtiyacımızı gidermek için Anayasa ve Kanunlarımızın garantisiyle, yargı ve mahkemelerde Türk hakemlerin, kurumlarda tercümanların bulunmasına özen gösterirsek, buna da çorap söküntüsü gibi mecburiyet getirileceğine de inanıyorum. Çünkü tercümanın bu ortamda bulunması için, önce ona bağlı çalışacak bir görevlinin yer alması gerekir. Görevlerin birbirine bağlı olduğunu unutmadan, takım işinin bulunmadığı yerde tabi ki tercümana da ihtiyaç olmayacaktır…
Bence şikayet metni Türkçe yazılıp, Arnavutça örneği eklenmiş şekilde sunulmuş olmalıydı, sınavların da Türkçe yapılması gerektiğine işaret edilmeliydi…
Kültürler ve farklı dil, din ve meslekler arası bir köprü görevini gören çevirmenliğe, diğer mesleklere kadar değer verilmesi, önemsenmesi, değeri takdir edilmesi, kadro yetiştirilmesi, demokratik dünya ülkelerinin dışa açıldığı ve birbirine ihtiyaç duyulduğu yüzyılda, maalesef her dilde çevirmenliğe fazlasıyla ihtiyaç var.
Her düzey oturum, çalıştay ve toplantılarda konuşmacılar konuşmalarını aldıkları notlara dayanıp okuyarak yaparken, gelişmiş ve batı ülkelerde hatta işaret dili çevirisine değer verilirken, ülkemizde görev aldığı toplantının konusu, mesajı ve hedefinden haberdar edilmeyen çevirmen, konuşmacıların düşünce, anlık duygu ve ifade şekillerini “okumak zorundayken” sırtlarına yüklenmiş sorumululukla elleri boş, beyin jimnastiği eziyetini yaşamakta.
Küreselleşen dünyamızda tüm insanlığın ortak dili çeviridir. Bilgi çağında dil engelini ortadan kaldırarak en temel ihtiyacımız olan iletişim, uluslararası ve evrensel boyutlara ulaşmış ise bunun için dünya, çeviri mesleğine borçludur. Bu düzeye ulaşmak için gençlerimizi heveslerdirmek, sabırla, bu yönde adım adım ilerlemeleri için koşul yaratıp ve hoşgörüyle yanaşmamız gerekir.
Hatırlatmak isterim ki bilginin yayılmasını, kültür ve dil çeşitliliğini barındıran ortak bir dünya dili oluşturulmasını olanaklı hale getiren çevirmenlerin önemini dikkate alan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1953 yılından itibaren 30 Eylül’de kutlanan Dünya Tercümanlık Günü’nü 2017 yılında resmî olarak da Uluslararası Dünya Çevirmenlik Günü ilan etmiştir. Böylece profesyonel çevirinin, ulusları birbirine bağlayan ve barışa, gelişmeye ve anlaşmaya teşvik eden rolü daha güçlü bir şekilde vurgulanmaya başlamıştır. Ülkemizde her meslek kesimine hitap eden, özellikle varlığını ve önemini kaydetmek üzere yılda bir gün ayrılmışken, tercümanlık, gelişigüzel bir meslek olarak algılanarak, buna saygınlık adına yılda bir günün kaydedilmesine bile ihtiyaç duyulmamıştır.
Dolayısıyla siyaset ve edebiyattan sağlığa kadar kapsamlı temel bilgi ve beceriyi gerektirmekle birlikte, eleştiriye en açık bir meslek olan tercümanlığa hak ettiği değerinin ciddiyetle önemseneceğine, doğru algılanacağına, küçümsenip alttan alınmayacağına inanmak istiyorum…
Söz konusu duyuru karşısında, sunulan Şikayetin nazari itibare alınmasını candan diliyorum…
Tercümanlığın kamudaki yerini ve önemini izah etmek için çarşaf çarşaf yazılmalı, gündeme getirilmelidir…
Gülten Nobırda
18.03.2022
CRAMON: NATO ÜYELİĞİ BEKLENTİSİNİ YÜKSELTMEYİN
TİKA’DAN BOSNA HERSEK’TEKİ SAĞLIK SİSTEMİNE DESTEK
TÜRKİYE DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN YUNANİSTAN’DA
SOFYA’DA ULUSLARARASI ETNOGRAFİK FİLM FESTİVALİ DÜZENLENECEK
BATI BALKAN ÜLKELERİ BU YIL TURİSTLERİN UĞRAK YERİ OLDU