Her zaman konuştuğumuz konulardan birisi, eski toprak diye söylediğimiz insanların az hastalanmasıdır. Günümüzde artan hastalık sayısını ise genellikle dış etmenlere bağlamışızdır. Masa başı işler, araba kullanmak, spor yapmamak gibi. Ama aslında bir gerçeği atlıyor muyuz?
Priştine Amerikan Hastanesi’nde görevli Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof.Dr. Bülent Adil TASBAS, Kosovaport için konu ile ilgli yazdığı makalesine, hastalık sayısında artışlarla beraber, insanların ortalama ömür sürelerinin neredeyse ikiye katlanmakta olduğu gerçeğini düşünmemiz gerekmez mi? Şeklindeki soru ile başlıyor.
Prof. Dr. TASBAS makalesinde şunlara işaret ediyor:
“Daha önceleri bilinmeyen hastalıklar aslında hep vardı ama hastane imkanlarına ulaşmak kolaylaştıkça, hastalıkların sayısında artış olduğunu zannediyor olabilir miyiz? Bir yandan nüfus artarken, bir yandan ortalama ömrümüzün artması… Biraz karışık bir durum.
Konu başlığına giriş yapacak olursak, aslında el bileğinde sinir sıkışması olarak bilinen, karpal tünel sendromunun da son yıllarda daha çok karşımıza çıkmasının sebebi, yukarıda anlatmaya çalıştığım nedenler olabilir.
Median sinir olarak isimlendirdiğimiz yapının, geçtiği tünel bölgesinde sıkışmaya uğraması, karpal tünel sendromuna yol açmaktadır. Arabaların geçtiği dağ tünellerini düşünürsek, yolun daralması nasıl ulaşımda aksamalara yol açarsa, benzer şekilde, sinirin geçtiği tünelin daralması da sinirde ulaşım yani ileti problemleri ortaya çıkarmaktadır.
Sinirlerin görevleri dokunma, ağrı ve ısı hislerinin beyine iletilmesi olduğu gibi, bir parmağımızın hareketi için beyinden çıkan emirlerin, hareket için gerekli kasa ulaşmasını sağlamaktır. Karpal tünel sendromunda sıkışan median sinir, başlangıçta kendini parmaklarda uyuşma, karıncalaşma, uyuşma ve ağrı ile gösterir. Ortaya çıkan bu problemlerin önemsenmemesi zamanla kaslarda güçsüzlüğün eklenmesine neden olacaktır. Kritik aşama kasların erimeye başlamasıdır. Bu düzeyden sonra kritik aşama kasların erimeye başlamasıdır. Bu düzeyden sonra geri dönüşümsüz evreye geçilmiş olur. Elin kavrama gücü azaldığı için elde tutulan cisimler düşer.
Hastalık ortaya çıkmadan önlemek daha doğru bir yoldur. Bu hastalığın kimlerde ve hangi şartlarda ortaya çıktığını bilirsek, önlememizde o kadar kolay olacaktır. Genellikle tekrarlayan zorlamalar esas neden olarak bilinmektedir. Bu zorlamalara en iyi örnek bilgisayar başında uzun süre kalınmasıdır. Nasıl ki kürek kullanan kişilerin elinde nasırlar o bölgedeki deriyi korumak adına vücüdun bir savunma mekanizması olarak zamanla gelişiyorsa, aynı şekilde el bileğinin sert bir yere uzunca bir süre dayanması ve pozisyon zorlaması sonrasında karpal tünel zarında kalınlaşma olmaktadır. Benzer şekilde karpal tünelin içerisinde gelişebilen kistler, aşırı yağ dokusu ve hamilelikle ortaya çıkan şişlikler gibi tüneli daraltan sebepler de sinirin sıkışmasına neden olabilir.
Bilgisayar kullanıcıları için geliştirilmiş özel “mouse pad ve klavyeler” vardır. Bu ekipmanların kullanılması ile sıkışmanın oluşması ve ilerlemesi engellenebilir.
Benzer şekilde erken dönemde kullanılacak el bilekliği de tedavinin bir parçası olabilir.
Tüm vücudu tutan sinir hastalıklarında da karpal tünel sendromu görülebilir. Benzer şekilde şeker hastalarında gelişebilen sinir bozuklukları karpal tünel sendromu şeklinde karşımıza çıkabilir. Boyun fıtıklı hastalarda, boyunda ilk olarak sıkışma ile sinir hassas hale gelmektedir. Hassas hale gelen sinir karpal tünelde çok daha küçük bir sıkışma ile rahatsızlık verebilir. Bu nedenlerle, karpal tünel hastalarında diğer rahatsızlıklar, başta şeker hastalığı olmak üzere iyi bir şekilde araştırılmalıdır.
İlerleyen olgularda, özellikle gece ağrısı ortaya çıkan hastalar cerrahi tedaviden fayda görürler. Cerrahi öncesinde yapılacak sinir iletim testleri (EMG) yararlı olabilir. Ancak her zaman tanı koydurucu değildir. Klinik muayene çok daha önemlidir.
Son olarak, el bileğinizde ağrı ve takiben parmaklarınızda uyuşma, karıncalaşma şikayetleriniz olduğunda, kalıcı bir hasar gelişmeden ortopedi ve travmatoloji uzmanına başvurunuz.”
P.S.
Prof. Dr. Adil Bülent Tasbas, 1971 Kayseri Doğumlu, 1994 yılında Ankara Universitesi Tip Fakultesi’nden mezun oldu. Ortopedi ve Travmatoloji ihtisasini Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaptı. 2005 yılında Ortopedi ve Travmatoloji doçenti oldu. 2008-2012 yılları arasında Fatih Üniversitesi Tip Fakültesi’nde öğretim uyesi olarak çalıştı.
Halen Priştine Amerikan Hastanesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji Profesöru olarak calışmaktadır./kosovaport/
YÜKSEK ATEŞİN DÜŞÜRÜLMESİ KONUSUNDA BİLİNMESİ GEREKENLER
ARNAVUTLUK’TA AKRAN ŞİDDETİ PROTESTOSU
BALKANLAR’IN GELECEĞİ TİCARETLE ŞEKİLLENECEK
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.