a

DOSTLUKLAR…

Ufak tefek çıkarların peşinden koşulduğu, zaman zaman kıskançlık ve hasetliğin ağır bastığı, ayak kaydırmaların eksik olmadığı, kariyerlere engellemelerin yapıldığı bu tuhaf zamanlarda dostlukları korumak, eski dostları aramak, yeni dostluklar kurmak bir hayli zor.

Ufak tefek çıkarların peşinden koşulduğu, zaman zaman kıskançlık ve hasetliğin ağır bastığı, ayak kaydırmaların eksik olmadığı, kariyerlere engellemelerin yapıldığı bu tuhaf zamanlarda dostlukları korumak, eski dostları aramak, yeni dostluklar kurmak bir hayli zor.

Her ne kadar gerçek dostluklar bitti, sırtını dayayacağınız dostluklar artık kalmadı, hoşbeş edeceğiniz, muhabbetini sevdiğiniz dostlar kayboldu desek de, inanın yanılıyoruz.

Doğrudur, öyle bir zamanlarda  yaşıyoruz ki, hayatın getirdiği zorluklar, sıkıntılar, problemler bizi öyle bir köşeye sıkıştırıyor ki, medet bulmayı umduğumuz dostları bulamamaktan ötürü ver yansın etmekten kendimizi alamıyoruz.

Halbuki, hep güven veren, huzurun yolunu gösteren, mutluluğu da, hüznü de  paylaşan dostluklar hep vardı. Gene de var…sadece birbirimize ayıracak zaman bulamıyoruz bu dinamik değil  “dinamit” hayatta.

Hele sanal alem var ya…bitirdi bizi…iletişim kurmakta çok iyi, yalnızlığa itmekte çok kötü. Kahveyi telefonda sörf yaparak içmek ne kadar alışkanlığa dönüşmüş ise de, bu bağımlılıktan bir an önce  kurtulmamız lazım.

Bunu başarabilsek, çıkarsız, art niyetsiz, gizli kapaklı işlerden uzak, nankörlükten arındırılmış o güzel dostlarla yine sevinci, mutluluğu, hüznü hep birlikte yaşayabiliriz.

Hayatı dostlarla  paylaşmak, üzüntüleri hafifletecekse,  mutluluğu katlayacaksa, hayatın tadını daha iyi almamızı sağlayacaksa,  zorluklara daha kolay tahammül edebilmemize neden olacaksa…dostlara sarılmak lazım.

Dost deyince, bu, eşimiz de, sevgilimiz de, kardeşimiz de, komşumuz da olabilir, sadece okul arkadaşı, mahalle  arkadaşı, asker arkadaşı, iş arkadaşı değil…

Hele eski dostlar var ya, hayatın bir kenardan diğer bir kenara savurduğu şartlardan ötürü uzun süre görüşmediklerimiz…

Özlüyormuş insan eski dostlarını, sık sık bir araya gelemediği, bizlerde ayrı değeri olanları… hele çok rahatça farklı sohbetler yaptığınız, ilginç düşünceleri tartıştığınız, görüş teatilerine ortak olduğunuz, eskiye yolculuklara çıktığınız muhabbetler, inanın ziyadesiyle insanı mutlu kılıyor.

Geçen gün böyle değerli bir dostla uzun bir zamandan sonra oturup bolca sohbet ettik. Her konudan, her meseleden….Hem güldük,  hem eğlendik geçmişteki anılardan konuşurken… Anıları yad etmek ayrı bir haz verdi.

İyi ki de aramışım. Sebep olsun ya da olmasın… siz de arayın. Hele şair, yazar, gazeteci, ressam ve adam olan bir dostunuz varsa eğer… Görüşün, sohbet edin…Muhabbet  iyi geliyor insana … Siz de deneyin… Eski dostlarınızın eskimesine izin vermeyin…

Ama inandığınız, güvendiğiniz, dürüstlüğünden şüphe etmediğiniz dostlarınız varsa ve dostlarınızla sık sık görüşebiliyorsanız, inanın  çok şanslı sayılırsınız. İnsanda mutluluk modunu bayağı yükseltiyor dost muhabbetleri…

Karşılıklı olarak güven, sevgi ve fedakârlık gösteren, kan bağı olmasa bile can bağı ile bağlanan, düştüğünde kime elini uzatacağın dostun varsa, iyi ve kötü günde yalnız olmadığın  demektir.

Ercan Kasap

25.08.2022

0 3 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

SAVAŞ OLMAYACAK…

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegelcasibom girişjojobet giriş