Dilin ve kültürün birleştirici gücü üzerine söyleşi programına evsahipliği Priştine Yunus Emre Enstitüsü, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert’i ağırladı.
“Dil ve Kimlik” başlığı altında düzenlenen söyleşi programında dil ve kimliğin yaşatılması önemine vurgu yapıldı.
Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Tunç Angılı, TİKA Kosova Koordinatörü Fulya Aslan, Yunus Emre Kosova Koordinatörü Ramazan Yılmaz, Maarif Okulları Genel Müdürü Mehmet Nedim Aslan, Büyekelçilik Eğitim Müşaviri Veysel Erdel, Priştine Üniversitesi Filoloji Fakültesi Türk Dili ve Edebiyati Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ergin Jable, Kosova’da KFOR bünyesinde görev yapan Türk askerleri, yazarlar ile üniversite öğrencilerinin katıldığı söyleşi programı Dr. Fatih Kemik moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Bir toplumun ayakta kalabilmesinde önemli rol oynayan dil ve kimliğin en can alıcı noktalara değinen söyleşi programını Kosovaport’a şu şekilde özetledi:
DİL VE KİMLİĞİN YAŞATILABİLMESİ İÇİN NELER YAPILMASI GEREKİYOR?
“Osmanlı emperyalist bir kültür değildi. Eğer Osmanlı emperyalist bir kültür olsaydı bugün bu coğrafyada Türkçe’den başka bir dil konuşulmazdı. Dil de kültür de tekrarlandıkça yaşar. Kültürün ulaştığı soyut ve somut bütün kavramları dil sözcüklerle kodlar. Dil kullanıldığı sürece kültür yaşar, kültür tekrarlandığı sürece dil yaşar, dolayısıyla kimlik yaşar. Bunlar üçü birbirinden farklı kavramlar değildir. Bir dilin söz varlığıyla, dilin gelişmişlik düzeyi, bireyin söz varlığıyla bireyin akademik düzeyi, bilgi düzeyi, kültür düzeyi arasında direkt ilişki vardır.
ADIMIZA TÜRK DİYEREK GÜNLÜK HAYATTA BAŞKA BİR DİLLE KONUŞUYORSAK O DİL ÖLME SÜRECİNE GİRMİŞTİR
Bir dilin ölmesi için ikinci dil pozisyona düşmesi gerekir. Bu ya asimilasyondan kaynaklanır ya da o bölgede anadilinizin bir karşılığı yoktur. İnsanlar yaşadıkları ülkenin ortak dilini bilmek zorundadır. Bu bireyin kendi ihtiyacı için geçerlidir. Fakat kimlik açısından baktığımızda, burada belirleyici olan sizin anadilinizin, yaşadığınızın bölgede tekrar edilebilirliğidir. Böylelikle ikinci dil pozisyonuna düşmez. Dil, kültür ve kimlik konusunda farkındalık düzeyiniz yüksekse, siz bu dili ve kültürü korursunuz, geleceğe aktarırsınız. Atalarınızın size aktardığı dili, kültürü siz bir sonraki nesile aktarmadıysanız, kültürel işlevinizi aktarmadınız demektir ve o kültür, o kimlik sizinle ölme sürecine girer.
KÜLTÜR KENDİSİYLE BESLENİR
Burada bilinmesi gereken başka bir boyut, kültür kendisiyle beslenir. Kültürü, dili gelecek nesillere aktarmazsanız, genler devam eder ama kimlik devam etmez. Yani, nesiller arasındaki genetik bağ, kültürün geleceğe aktarımını garanti altına alamaz. Gen devam eder, kimlik devam etmez. “
Katılımcılardan gelen soruların da cevaplandığı söyleşi programı son derece keyifli geçti. /kosovaport/
KOSOVA’DA YILDIRIM GROUP’TAN 43 MİLYON EURO’LUK GÜNEŞ ENERJİSİNE YATIRIM
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI
HIRVATİSTAN SAĞLIK BAKANI BEROS YOLSUZLUK ŞÜPHESİYLE GÖREVDEN ALINDI
BALKANLAR’DA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ VE TÜRKOLOJİ SEMPOZYUMU SARAYBOSNA’DA BAŞLADI