a

DENİZ DADALE: İNADINA TİYATRO, İNADINA SANAT

Kültürel gelişmeyi sağlayan gizil güçlerden biri de tiyatrodur; öyle ki sanatsal yaratıyı en etkin biçimde topluma aktaran bir araç durumundadır. Tiyatroyu kendine bir yaşam biçimi olarak seçmiş tiyatroculardan biri de Deniz Dadale. “İnadına tiyatro, inadına sanat” diyen Deniz Dadale ile ruhunun doyduğu tiyatro üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Seni değişik tiyatro oyunlarından sürekli takip ediyoruz ama biraz anlatır mısın tiyatroyla tanışman nasıl oldu ?

-Tiyatroyla 1991 yılında tanıştım.  İlk oynadığım oyun Ayak Bacak Fabrikası’ydı. O yıllarda, Michael Jackson’ı çok seviyordum. Ve sık sık onun gibi dans etmeye çalışıyordum. Bir gün dayım evde benim dans edişimi görmüş ve çok beğenmiş. Ayak Bacak Fabrikası oyununda da robot rolü varmış. Ve dayım o gün o rolü benim oynamam gerketiğini düşünmüş. Benden yapmamı istenilen robot hareketleri çok beğenildi. Ve o oyunda yer aldım. Sonrasında da oyunlar ardı ardına geldi.

Özellikle Kosova şartlarında neden tiyatro?

-Açıkçası bende kendime çok sordum neden tiyatro diye. Çevremdekiler bile gün bugündür neden “düzgün bir işe” girmediğimi sorarlar. Benim tek cevabım, inandına tiyatro, inandına sanat. Tiyatro ateşi benim içimde var. Her nekadar bazen sönmeye yüz tutsa da, o ateşi alevlendirmek için devamlı uğraşıyorum. Gerçektende çok zor şartlar altında çalışıyoruz. Her başlayacağımız oyun için tereddütlerimiz oluyor. Çünkü, sahne ayarlamak zor, oyun hazırlamak zor, oyuna sponsor bulmak zor. Hatta çoğu zaman sahne kostümlerini ve dekorları evimizden getirdiğimiz oluyor.

Ailende tiyatrocu var mı ?

-Evet ailemde tiyatrocu var. Dayım Ethem Kazaz. Zaten tiyatro ile tanışmam kendisinin sayesinde oldu. Ondan çok şey öğrendim.

Sana destek oldular mı ?

-Evet çok destek oldular. Benim bir hayalim vardı. Ve o hayalimi yıkmadılar. Beni geliri düzgün bir işte görmek istediler. Bu doğrudur. Ama tiyatroya olan aşkımı da görmezden gelmediler.

Tiyatronun hayatındaki yeri ve önemi nedir?

-Ruhumun doyduğu yer burası. Ve öyle olmasaydı şu anda bu söyleşiyi gerçekleştiriyor olmazdık. Benim için tiyatro çok önemli. O kadar önemli ki bazen çok şeyi unutabiliyorum. Düşüncelerimde hep tiyatro oluyor. Ama şanslıyım ki, ailem de eşim de bu konuda bana çok anlayış gösteriyor.

Rollere nasıl hazırlanıyorsunuz ?

-Ben çok okurum ve çok izlerim. Özellikle de bir oyuncunun nasıl rol yaptığına çok dikkat ederim. Her oyun diğerinden farklı. Karakterler birbirine benzemez. Oynayacağım karakterin özgeçmişini çok iyi incelerim. Açıkçası, rolüme hazırlanırken karakteri yaşıyorum. Çünkü ancak bu şekilde seyirciye karakteri aktarabiliriz diye düşünüyorum.

Tiyatro oyunculuğunun zorlukları var mı ? Varsa neler ?

-Elbetteki var. En büyük zorluğuda çok fazla karakter canlandırdığımız için bazen rolden çıkamamak zorluk yaratabiliyor. Her oyunda farklı olmalısınız. Her hareketiniz he mimiğiniz diğerinden farklı olmalı. Kendinizi sürekli geliştirmeniz gerekiyor.

Bugüne kadar kaç oyunda yer aldın ?

-Ben önceden Rumeli Türk Tiyatro Sanatçılar Derneği’ndeydim. 2005 yılında Rumeli Türk Tiyatro Sanatçılar Derneği’nden ayrıldım. Sonrada Kısa Devre Tiyatro Topluluğunu kurdum. Bu süreçte yaklaşık 29 oyunda oynadım. Ayrıca 8 oyun yönettim.

Oyunculuğun yanı sıra yönetmenlik de yapıyosun. İkisini birbirinden ayrı tutmak zor mu ?

-Hayır zorlamıyor. Yönetmenilğe adım atmam da şu şekilde oldu; Ankara’da bir festivalde Karanlıkta Komedi isimli bir oyun oynuyorduk. Ve oyun sırasında bazı aksaklıklar yaşandı. Aksaklıkları seyirciye yansıtmadan çözdüm. Oyun sonrası, festivaldekilerle konuşurken durumu anlatınca bende yönetmen gözü olduğunu söylediler. Açıkçası, oyunu oynarken kendimi her zaman seyircinin yerine koymaya çalışıyorum. Bana hem oyunculuk hem yönetmenlik yapmak çok zevk veriyor. Zorlanmıyorum.

Oynamak istediğin özel bir karakter var mı ?

-Çok var. Ama en çok Ted Bundy karakterini oynamak istiyorum. Ted Bundy ilk seri katil ünvanını alan kişi. Ted Bundy tiyatro oyunu iki kişilik bir oyun. Ben seri katiller üzerine çok araştırmalar yaptım. Ve bu karakteri gerçekten çok oynamak istiyorum.

Tiyatro ile seyirciye mesaj gönderebiliyor musunuz ?

-Eğer seyirci oyundan bir mesaj almak istiyorsa biz elbetteki her oyunumuzda bir mesaj veriyoruz. Bu biraz da seyirciye bağlı. Oyundan gerçekten bir mesaj çıkarmak istiyor mu ? Özellike, Hediyeler Hırsızı oyunda çok fazla mesaj vardı. Ve seyircinin gönderilen mesajları aldığını gördük. Bu bizi çok mutlu etti.

Rolleri yeterinde canlandırabildiğinizi düşünüyor musunuz ?

-Kendimi her zaman yetersiz gördüm. Kendimi sürekli geliştirmeye çalışıyorum. Sonuçta Kosova’da çok fazla tiyatro izleyemiyoruz. Çünkü izlemek de insanı geliştirir. Canlandırdığım karakterleri bütün ruhumla oynarım. Ama ben kendimi hala yetersiz görürüm. Çünkü ben bunun eğitimini almadım. Bu nedenle kendimi sürekli geliştirmem gerektiğini düşünüyorum.

Bir oyun için hazırlıklar ne kadar sürüyor ?

-Önceleri provalarımız çok uzun sürüyordu. Mesela Aşk Olsun isimli bir oyunumuz vardı. Prova süreci 11 ay sürdü. Şimdi ise en fazla 40 gün prova yapıyoruz. Çünkü provayı uzatmak bazen oyuncuları sıkabiliyor. Bir prova süremiz 3 saat. Örneğin en son sahnelediğimiz Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı oyunu 35 gün içinde hazırlandı.

Tiyatroda bir rolle seyirciyi etkilemenin sizce en temel nedeni ne ?

-İnanmaktır. Öncelikle kendinize inanmanız lazım. Siz kendinize inanırsanız, seyirci de size inanır. Bir de karakteri yaşamak. Eğer karakteri yaşarsanız, o duyguyu seyirciye de aktarmak kolay olur.

Unatamadığın ve senin için özel olan bir oyun ya da bir karakter var mı?

-Oyandığım bütün oyunlar benim için çok özel. Hepsi birbirinden değişik. Ama Karanlıkta Komedi oyununda canlandırdığım karakteri adeta yaşıyordum. Karaketerin de başına gelmeyen şey kalmamıştı ve bu durum beni gerçektende çok etkilemişti. Çıkmaz Sokak Çocukları oyunu da benim için çok özeldir. O oyunda zihinsel engelli bir genci canlandırıyordum.

Son olarak ilerideki projelerden bahsedebilir misin ?

-20-30 Nisan tarihlerinde düzenlenecek olan Konya Devlet Tiyatrosu Festivaline katılacağız. Festivalde, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı oyunuyla yer alacağız. Ondan sonra da Kül Faresi isimli bir oyunun hazırlıklarına başlayacağız. Oyunu ben yazdım ve genç tiyatrocu arkadaşımız Ceyna Dırvar yönetecek. Onun ardından Sorgu isimli dram oyunumuz var. Ondan sonra da Ted Bundy, Arap Saçı ve Herkesin Bildiği Sırlar isimli oyunlar için hazırlıklara başlayacağız.

Kosova’da tiyatroya gönül vermiş sanatçılardan yalnızca biri Deniz Dadale. Daha nice üstadlar bu uğurda canla başla çalıyor. Daha nice tiyatrocu gençler yetişiyor. Kosova’da tiyatronun izinden giden gençler oldukça, Kosova’da Türk tiyatrosunun yaşatılması için hala bir umut var demektir./kosovaport/

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

KİRLİ HAVA PRİŞTİNE’YE GERİ DÖNDÜ

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibom girişcasibomcasibom girişJOJOBETcasibom girişbahsegelcasibomcasibom girişcasibomcasibom giriş