CUMHURBAŞKANI: KOSOVA, BARIŞIN VE DİYALOGUN İHRACATÇISI

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi, zor günlerde ülkedeki barış ve huzurun uluslararası toplumun ve NATO’nun destekleriyle sağlandığını söyledi.

Thaçi, NATO ve Kosova Meclisi işbirliğinde ve İsviçre’nin destekleriyle başkent Priştine’de düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesi (NATO PA) 93. Rose-Roth Semineri’ne katıldı.

Kosova Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Thaçi’nin Kosova’nın barışın ve diyalogun “ihracatçısı” olduğunu belirttiği ifade edilerek, “Kosova, 17 yıl önce savaş ve katliamdan yeni çıkmış bir ülkeydi. Zor günlerde ülkedeki barış ve huzur uluslararası toplum ve NATO’nun destekleriyle sağlandı.” sözlerine yer verildi.

Sığınmacı krizini Avrupa’nın karşılaştığı büyük zorluklardan biri olarak değerlendiren Thaçi’nin, sığınmacıların yeniden evlerine döneceğini ve Kosova’daki gibi barış ve istikrarın sağlanması temennisinde bulunduğu ifade edildi.

Thaçi’nini Avrupa Birliği (AB) İstikrar ve Ortaklık Anlaşması’nın düzen, kanun ve demokratik kurumların oluşturulmasında yapılan hızlı ve başarılı reformların sonucunda imzalandığını kaydettiği açıklamada, ” Sırbistan ile diyalog ve iki ülke arasındaki ilişkiler bölge için tehdit teşkil etmiyor. Gerçek işbirliği ve uzlaşma sürecine hazırız.” ifadelerine yer verildi.

Kosova’daki çok ırklı hayata da değinen Thaçi’nin, bir zamanlar Kosova’da Barış Gücü (KFOR) ve NATO’ya saldıranların günümüzde devlet kurumlarının bir parçası haline geldiğini söylediği bildirildi.

Thaçi’nin Kosova’nın kendi ordusunu kurmasını NATO ve AB’nin bir parçası olma yolunda büyük bir adım olacağına dikkati çektiği açıklamada, ” Kosova Güvenlik Güçleri ile elde ettiğimiz tecrübe, karar için iyimser olmamızı sağlıyor.” sözlerine yer verildi.

Batı Balkan ülkelerinin NATO ve AB üyelik süreçlerinde gecikme yaşanması durumunda riskli bir zemin oluşabileceğine işaret eden açıklamada, Thaçi’nin şu ifadeleri aktarıldı:

” Kosova ile Karadağ arasındaki sınırların yeniden düzenlenmesi anlaşması bir ihale meselesi değildir. Anlaşmanın adil, doğru ve her iki ülkenin de çıkarına olduğu kanaatindeyim.”