Birkaç sene önce Kosova’nın tek Türk partisinin politikalarından memnun olmayan bir kısım üye, partiden ayrılıp yeni parti kurduklarında, başta tek partinin yöneticileri bu girişimin kabûl edilemez olduğunu belirtmiş, partiden ayrılanları ayrımcılık yapmakla suçlamışlardı. Hatta bu kadarla kalmayıp bu yapılanın Kosova Türkleri’ni bölmeye yönelik, dolayısıyla bu kişilerin de bölücü olduğunu vurgulamışlardı.
Hemen her gün ve hemen her yerde yaptıkları konuşmalarda Kosova’daki aziz Türk milletini kimsenin bölmesine izin vermeyeceklerini, bu ayrılıkçıları hem Türk halkına hem de anavatana şikâyet ettiklerini, zaten anavatanın da gereğini yapacağını dile getiriyorlardı.
Kurulan yeni partiye duyulan öfke henüz sönmemişken Mamuşa’da da bir Türk partisinin daha kurulması, ateşe körükle gitmeye eşdeğerdi. Türk halkının bu “bölücüleri” artık hainliğe(!) evrilebilirlerdi. En azından halka dayatılmaya çalışılan buydu.
Bu suçlamalar devam ederken yerel seçimler gelip çatmış, seçimlerde Kosova Türk partileri bir daha hayatlarında alamayacakları kadar oy almışlardı. Yerelde iktidara gelmeye çalışan büyük partiler koalisyon yapabilmek için Türk partilerinin kapısını çalıyordu. Türk partileri ise en fazla kazanım sağlayacakları politik oluşumla ortaklık kurmaya bakıyordu. Bu durum, pazarlık masasında Türk partilerinin elini oldukça güçlendirmiş, bazı kentlerde ise belediye başkanını belirleyecek konuma getirmişti. Meselâ, bu sürecin sonunda Prizren’de belediye meclis başkan yardımcılığı ve üyeliklerinin yanında müdürlükler de kazanılmıştı.
Herşeyden öte o güne kadar tek olan Türk partisine kırgın veya kızgın olduğu bilinen, dolayısıyla eski partiye oy vermeyeceği kesin olan çok sayıdaki Türk seçmen, oyunu bu yeni kurulan partilere vermiş, Türkler’e gitmemesi beklenen oylar da sonunda bu yeni kurulan partiler sayesinde gene Türkler’e gitmişti.
Fakat Kosova siyasetinde Türkler lehine oluşan bu güzel gelişmeler, “yeni partiler Türkler’in birliğini bozdu, bozmaya devam ediyor” algısının meyvelerini vermeye başlaması ve akabinde yeni kurulan partilerde başgösteren çıkar kavgaları nedeniyle yerini önce bir belirsizliğe bıraktı, sonrasında da yeni kurulan partilerin kapanmasıyla noktalandı.
Bu yaşananlardan yıllar sonra, bu sene düzenlenen yerel seçimlerde gene üç Türk partisi yarıştı. Üstelik bu seçimde üç Türk partisinin yanısıra iki de vatandaş girişimi yeraldı. Hatta Mamuşa’da ikinci tura bile gidildi. Doğal olarak “tek parti bize yeter, fazlası oylarımızı böler” algısı hortlatılmaya çalışılsa da tutmadı ve yine Türk olmayan partilere gidecek oylar, geçen seçimlere kıyâsen az da olsa, bu yeni partiler sayesinde yine Türkler’de kaldı.
O zamandan beri “bölünen”le “bölen”in gerçek olup olmadığı tartışıladursun, gerçek “bölüm” olan halktan çok “kalan”la ilgilenilmesi, politikacıların kendilerine özgü çıkar matematiğinin temel kurallarından idi.
Atakan KORO
SAĞLIK ÇALIŞANLARI YARIN TEKRARDAN GREVE GİDİYOR
MODERN ZAMANLARIN KARMAŞASI ARASINDA KAYBOLAN KOCA MEHMET BEY CAMİİ
ANITKABİR VE DOLMABAHÇE’DE HÜZÜN: 7’DEN 70’E HERKES ATA’SINA KOŞTU
TİKA’DAN BOSNA HERSEK’TEKİ SAĞLIK SİSTEMİNE DESTEK
TÜRKİYE DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN YUNANİSTAN’DA