“Gerçek” Kültür, Sanat ve Spor Derneği, Kosova’da 1951 yılından bu yana Türklerin gelenek ve göreneklerini başarıyla yaşatıp, geniş kitlelere yansıtan, Priştine Türklerinin kültür sanat yuvası konumundaki köklü bir derneğimizdir.
Bununla da kalmayarak, yıllar içerisinde Kosova’yı yurt dışında düzenlenen çeşitli uluslararası festivallerde en iyi şekilde temsil eden “ Gerçek” Derneği’nin sahne aldığı ülkelerin sayısı az değil. Slovenya’dan Türkiye’ye kadar onlarca ülkeden takdir ve plaketlerle dönmüş güzide bir derneğimizdir.
Zira Kosova’yı temsil etmek faaliyeteleri kapsamında “Gerçek” Derneği, Türkiye’nin Kocaeli şehrinde “Uluslararası Horon Festivali’ne” katılmak için dün 17 kişilik halk dansları ekibinden oluşan kafile ile yola çıktı.
Ancak söz konusu festivale katılım hazırlıkları sıkıntılı geçti. Çünkü, Kosova Kültür Bakanlığı, “Gerçek” Derneği’nin bu katılımına onay vermedi. Aylar önce “ Uluslararası Kocaeli Horon Festivali’ne” katılmak için takdim edilen proje, Kültür Bakanlığı’ndan geçmedi. Üstelik red kararının gerekçesi dernek yetkililerine sunulmadı bile. Dolayısıyla derneğin bu festivalde sahne alması soru işaretine geldi.
Derneğin halk dansları ekibinin festivale katılamayacağı bildirilmek üzere iken, Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka’nın müdahalesiyle hükümet tarafından sadece kafileyi Türkiye’ye götürecek otobüsün masrafları karşılandı.
Otobüs sağlandı, çocuklar ise yol boyunca yiyecek içecekleri kendi parasıyla temin etti. Festival örgütleyicileri konaklama ve yiyecek masraflarını karşılıyor, ancak bir hafta boyunca çocukların ufak tefek ihtiyaçları için hacirah parası bile sağlanmadı Kosova tarafından.
Bu nasıl bit iştir, anlam vermek gerçekten zor. Kosova’yı anavatanda tanıtacak 73 yıllık bir Türk derneğine yapılacak iş midir bu?
Ama Arnavut derneklerine gelince Kültür Bakanlığı’nın bol keseden para verdiğini biliyoruz. Son yıllarda özellikle Kurti hükümetinin Türklere olan bu garazı ne?
Kollayıp desteklemesi gereken etkin ve etkili çalışmalar yapan Türk derneklerine, Türk medyalarına ve diğer sivil toplum kuruluşlarına kucak açacak yerde, Türk toplumunun kuruluşlarının çalışmalarına üstü kapalı engellemeler, kısıtlamalar yapılması neyin nesi?
Azınlıktaki toplulukların bu bağlamda Türk sivil toplum kuruluşlarının (STK) çalışmalarını baltalama politikası, bilemediğimiz bir talimatla mı gerçekleşiyor diye düşünmek bile istemiyorum. Çünkü bunun sonu bir halka yönelik sindirme politikasına dönüşebilir.
Azınlıkların kültürlerini korumak ve geliştirmek gibi anayasal olan bir hakkı, hükümet ve hükümete bağlı kurumlar açık açık ihlal etmekten çekinmiyor nedense…
Kurti idaresinde yaşanan bu olumsuzluk ve haksızlıklar mutlaka geniş bir platformda ele alınmalı, hükümet sert bir dille uyarılmalıdır.
Türk STK’ları bu gidişata son verilmesi için bir araya gelip hükümete uyarı mektubu göndermelidir.
Kosova Türklerini temsil edenler ise sorumluluk içinde yetkilerini kullanmalı, meclis kürsüsünden bu olumsuzluklar ve Türklere yapılan bu düşündürücü muameleler hakkında bütün Kosova’ya duyurmalı.
Türkiye ise Kosova’ya her alanda destek sağlarken, Türklere yapılan bu haksızlıkları gözönünde bulundurmalıdır.
Hükümetten mükemmel olması gibi bir beklentimiz yok, yeterki sahte olmasın…
Belli ki kendi kayığımızı, kendimiz çekmeliyiz, ama kürek vermiyorlar ki?
Ercan Kasap
14.08.2024
FESTİVALLER RÜZGARI…
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI
HIRVATİSTAN SAĞLIK BAKANI BEROS YOLSUZLUK ŞÜPHESİYLE GÖREVDEN ALINDI
BALKANLAR’DA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ VE TÜRKOLOJİ SEMPOZYUMU SARAYBOSNA’DA BAŞLADI