a

“BİTMEYEN SEVDA”

İbrahim ARSLAN

Duyguların ölçümünde, kadınların saraf oldukları düşünülebilir.

Semahat Karabeg-Cinci’nin yayınladığı “Bitmeyen Sevda” şiir kitabındaki dizelerde hissetmek mümkün.

Edebiyat saatlerinde yazdığı  şiirlerini büyük bir sabırısızlıkla okuyan Semahat Hanım, şiiri sevenlere, şiirden anlayanlara her fırsatta, sokakta bile ayak üstü yazdığı yeni şiirlerini paylaşırdı. Bu şiir kitabıyla Kosova’da eseri olan kadın şairler zincirine bir halka daha takılmış oldu.

Şiirlerini kitap haline getirmekte olduğunu işittiğim anda oduğu gibi, bir sınıfa sığdırılmış olmasına karşın kitabın tanıtmında da şiire olan sevgim adına, mutlu oldum.

Gazeteci ve bu eseriyle şairler kervanına katılan Priştineli Semahat Karabeg-Cinci, “fetret devri”ni yaşayan Kosova’da şiire yeni bir nefes kattı.

Dr. Taner Güçlü Türk tarafından yayına hazırlanan Kosova Türk Yazarlar  Derneği’nin yayını olarak  Priştineli esnafın  maddi destekleriyle yayınlanan, “Bitmeyen Sevda” şiir kitabında 64 şiir yer alıyor.

Derlenen şiirlerin ana konusu aşk, doğa, aile, vatan ve millet gururudur.

Tamamen İstanbul Türkçesiyle yazılan şiirler arasında, “Sevdamsın” şiirindeki “Gökte uçan kuşlar bile duysun; Sen benim sevdamsın.” dizeleri sevdanın gücünü haykırır gibi, “Seni seviyorum” şiirinde (27. sayfada yayınlanıp ve 37.sayfada teknik hatayla tekrarlanan)  “Bir büyük kalp çiziyor elim; Bir de seni seviyorum”, dizelerinde seven kalbin, aşkın büyüklüğünü çiziyor, “Sen” şiirinde bir aşk uğruna yapılan fedakarlığı zirveye çıkarıyor.

“Hayat” adlı şiirinde yaşamanın önemini “Gününü gün etmeye bak; Yeter mi ömür baharı bekelemeye?” düzeleriyle güzel bir şekilde betimlerken, “Çocukluk özlemi” şiirinde “Ne malda, ne mülkte gözüm var; Kıskandığım bir tek çocukar” dizeleriyle çocukluk özlemi, çocuklarına adadığı “Sensin” ve “Gözbebeğim” şiirlerinde, oğlunu kırlarda koşan kınalı kuzuya benzetir, kızı için “Sarı saçlarında; küçücik ellerinde buldum güneşi” der.

Dizelerinde din ve milli duyguya da yer veren şair,  “Gülümse” şiirinde,  mutluluğun insanın hiç beklemdiği anda kapısını çalabileceğini söyler ve “Başını secdeye koyup; yeni bir güne gülümse” ieklinde ifade eder. “Türk’ün soyu” şiirinde de milli duygusunu, gururunu “Göğsünü gere gere “Ben Türküm de” dizesinde, en iyi şekilde belirtir.

Şiir kitabını gazeteci meslektaşı eşimle birlikte okurken, Semahat’ın milliyetçi yönünü de hatırladık, bu arada ben bir sayfa numarası söyledim:17., üstteki şiiri karşımıza çıktı, yanılmadık, dedim.

Sosyal konular anlamında  “Bilmem ne yeri ne töreyi; Gurbete verdiler beni” dizeleriyle başlayan “Gelin” şiirinde, kadın haklarının en kaba biçimde çiğnendiği törelerimize,  dikkat çekmektedir.

Semahat bir eski gazeteci olarak,  yazılı edebiyata bu eseriyle bir şekilde borcunu ödemiş oldu, sanıırım.

Kendisini kutluyor, dizeyleriyle şiir dünyasıda yolculugunun devamını diliyorum.

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

YENİ HÜKÜMET VE UMUT

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegel