a
b
b

BİR FADİL DERVİŞ VARDI…

Kosova’da örnek bir öğretmen, aydın, kültür işçisi, siyasetçi…

O bir öğretmendi. Bir o kadar da aydın biriydi. Dobra bir insandı. Sarıldığı her işe ciddi sarılır, ulu orta değil, gerçek başarıyı yakalamak için elden geleni yapardı. Yiğitti. Mertti. Gözüpekti. Yaptığı işin karşılığında bir çıkar beklentisi olmazdı…Adam gibi adamdı.

Uzun zaman tanıdığım bir kişiydi. Lisede öğretmenimdi. Sonra yollarımız Doğru Yol derneğinde kesişti. Yönetim Kurulunda yer aldı, defalarca. Uzun yıllar bu derneğin Ata Çocukları Grubu’nun kardeşi Ferhat’la birlikte başında bulundu. Yönetti. Koşturdu. Bir sözle o grubun her şeyiydi. Otoriter bir kişiliği vardı. Provalar çok ciddi bir şekilde yapılırdı.

Onun önderliğindeki çalışmalar sayesinde çok sayıda genç halk dansçı, solist yetişti. Grubun sunduğu konserlerde yer aldılar. Takdir topladılar. Derneğe üye toplamakta eşi yoktu. Grubu yönettiği sıralarda çocuklardan/öğrencilerden yana ilgi inanılmaz çoktu. Burada belki kendisi de öğretmen olduğu için ve onlarla ilişkileri mükemmel olduğu için, kaliteli çocukların derneğe getirilmesindee bir sorun yaşanmamıştır.

Yönetici, işleri koordine etmekte, bir sözle her türlü işin içinden kalkmayı bilen biriydi. Yüzlerce konser, onlarca festival, tv ve radyo programları, ulusal ve uluslar arası festivaller, özel bayramlarda düzenlediği konserlerde ister Doğru Yol Derneği Ata Çocukları’yla, ister de daha geçleri kardeşi Ferhat Derviş’le birlikte(Burada merhum Fahri Mermer’in de çabalarını unutmamak lazım) Filizler’deki bu çalışmalarla Kosova Türk kültür ve sanat dünyasına üstün derecede zengin içerik ve renklilik kazandırmıştır. Onun bu hizmeti kesinlikle unutulmamalıdır. Adı bir derneğe verilerek, yaşatılmalıdır. Bu topluma verdiklerinin hakkını bu şekilde bir nebze yerine getirmiş oluruz, diye düşünüyorum.

Kültür yanı sıra, eğitim, ve siyasi oluşumda da toplumun önde gelenlerindedi. Yorgunluk nedir bilmeden çalıştı. Zerre kadar,bencil, kibirli değildi. Ön planda olmayı sevmedi. Evinin kapıları açıktı. Üyelerle, öğrencilerle kardeş, dost gibiydi. Konser verdikleri her yerde çok iyi dostlukların kurulmasında elbet ki en büyük pay onundu. Türkçüydü. Milli duygularla dolup taşan bir entellektüeldi. Türk sanat müziğinin hayranıydı. Ne yaptıysa halkının kalkınması, onun sesinin duyulması,artı ister kültür/sanatta, ister de siyasi platformda  varolan eksikliklerin ortadan kalkması, giderilmesi  içindi. Pasif, karşıdan bakarak değil, gerçek bir aydın, yiğit olarak bilgisiyle, önerileriyle çaba harcadı, katkısını adam gibi sundu.

Son yıllarda sağlığı konusunda sorunları vardı. Evden pek çıkamaz olmuştu. Ama buluştuğumuzda mutlaka ki kültür sanatı kastederek “ne var ne yok” diye sormaktan geri kalmazdı. Ara sıra kentin parkına uğrar, sonra bir kanapede oturarak, gözleri bir tanıdığını görmek ister gibiydi. Pek te konuşamıyordu, artı duymakta da sorunları vardı. Ama yanına yanaşır, merhabalaşır, hal hatrını el hareketleriyle sorardık…Onu, son olarak gene parkta oturmuş, dalgın dalgın uzaklara baktığını, beni görünce de el sallayarak yanından ayrıldığımı hatırlıyorum.

Evet, bir öğretmen vardı, bir aydın vardı, yalansız dolansız, halis bir Türk vardı. Türklükten hiçbir beklentisi olmadan, yürekli bir şekilde yaşadı. Öğrencileri eğitti, Doğru Yol’da, Filizler’de nice öğrencinin sanata, kültüre, edebiyata sarılmasına sağlığı elverdiği günlere dek onu büyük bir sorumlulukla yerine getirdi ve tüm bunları bir görev bildi…

Ruhun şad, mekanın cennet olsun güzel, yiğit adam…

20 Nisan 2022, Prizren

/Zeynel Beksaç/

 

0 0 0 0 0 1

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

YUNANİSTAN’DA SON BİR YILDA İKİNCİ KEZ ASGARİ ÜCRETE ZAM

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
jojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomMeritking Girişholiganbet girişbaywincasibom güncelcasibom girişdeneme bonusuCASİBOM GÜNCEL