a

Balkanlar’da Türkiye’nin Artan Rölü Tartışma Yaratıyor

Türkiye-AB

Türkiye’nin komşu bölgeler, özellikle de Balkanlar’daki dış politika atağı Avrupa’da yakından izleniyor. Konu, DW’de düzenlenen bir konferansta masaya yatırıldı.Türkiye’nin özellikle Balkanlar’ın batısında, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Sırbistan, Karadağ, Kosova ve Makedonya‘da izlediği aktif dış politika, eski dostlukları, ama aynı zamanda eski korkuları da canlandırıyor. Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’ndan Duşan Relyiç, Türkiye’nin Balkan politikalarıyla ilgili araştırmalarının sonuçlarını Deutsche Welle’de düzenlenen bir konferansta sundu.
Bağlar kopmadı

Balkanlar ile tarihten gelen bağların Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından da kopmadı. Başta Müslüman Boşnak ve Arnavutlar olmak üzere yurtdışında yaşayan ‘kültürel akrabalar’ ‘soydaş ve dindaş’ olarak görülegeldi. Ankara, Balkanlar’ın batısına duyduğu ilgiyi, halklar arasındaki akrabalık bağlarına ve bu bağlara duyulan saygıya dayandırıyor.
‘Türkiye’nin stratejik hesabı’
Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’ndan bilimadamı ve gazeteci Duşan Relyiç, bu bağların dışında Batı Balkanlar’ın pazar olarak konumuna dikkat çekerek Ankara’nın stratejik ve siyasi çıkarlarına işaret etti:
“Bölgede nüfuzunu artırmak Türkiye için özel önem taşıyor. Bu şekilde AB ve bölgedeki diğer aktörlerle eşit haklara sahip bir partner olarak Avrupa’daki yeni güvenlik mimarisinin şekillendirilmesine, bu bölgede de katılmak istiyor.”
Relyiç, Türkiye’nin Balkanlar’daki çeşitli anlaşmazlıklarda önemli bir siyasi aktör olarak devreye girdiğine de dikkat çekerek, Yugoslavya Savaşı’nın ardından Bosna ve Sırbistan arasındaki arabuluculuk çabalarını, ayrıca Yunanistan ile Makedonya arasındaki isim krizindeki çabalarını örnek gösterdi.
Türkiye’nin nüfuzu artıyor
Dış politikadaki atağa paralel olarak Batı Balkanlar’da açılan Türk kültür merkezleri, okul ve üniversitelerin sayısı giderek artıyor. Yurtdışı yayınlarından televizyon dizilerine Türk medyası da bölgede giderek daha fazla ilgi görüyor.
Özellikle de Boşnaklar arasında Türkiye’ye büyük sempati duyuluyor. Dünya Basketbol Şampiyonası yarı finalinde Türk milli takımının Sırbistan karşısındaki zaferi Bosna’da sokaklarda kutlanmış, genç Boşnaklar ellerinde Türk bayrakları sallamıştı. Relyiç, Balkanlar’da bazı bölgelerde Türkiye ile çok daha özel bir yakınlaşma isteyenlerin bulunduğunu, ancak tam tersini düşünenlerin de olduğunu belirtiyor:
“Ancak diğer yanda Osmanlı boyunduruğundan kurtulmak ve Avrupa’ya geri dönmek gerektiği teziyle büyümüş kesimler de var. Bunlar, kısmen 19’uncu, 20’nci yüzyılda ortaya çıkmış, ancak zamanla yayılıp, Yugoslavya‘nın yıkılışının ardından yaşanan savaşlarda çok güç kazanmış görüşler.”
Sırplar kuşkulu
Yapılan son kamuoyu araştırmaları da Ankara’ya bakıştaki bu derin bölünmeyi ortaya koyar nitelikte. Araştırmaya göre Batı Balkanlar’da nüfusun yüzde 40’ı Türkiye’yi ‘dost devlet’ olarak görüyor. Kuşkuculuk özellikle Sırplar arasında yaygın. Sırbistan’ın eski Ankara Büyükelçisi Darko Tanaskoviç’in de aralarında bulunduğu bazı Sırp Aydınlar Türk diplomasisinin bir nevi neo-Osmanlıcılık peşinde olduğunu, Osmanlı imparatorluğu’nda bir rönesans ile bölgenin yeniden islamlaştırılmasının hedeflendiğini düşünüyor.
‘Türkiye AB’ye alternatif olabilir’
Relyiç, Balkan ülkelerinin AB perspektifinin belirsizliğine işaret ederek, bu belirsizliğin sürmesi durumunda Türkiye’ye sempatinin daha da büyüyebileceğine dikkat çekiyor:
“Bu noktada, belli bir kesimde yeni bir siyasi düşünce tarzı ortaya çıkabilir. “AB’ye giremiyorsak ve Türkiye bölgedeki büyüyen bir ekonomik güç olarak, dünya politikalarında rol üstlenmek isteyen, büyük nüfusa sahip bir ülke olarak bizim partnerimizse, o zaman AB’nin bölgedeki genişleme politikasını yoğunlaştırmasını beklemektense en azından kısa ve orta vadede Ankara ile stratejik bir ortaklık geliştirebiliriz diye düşünenler olacaktır.”
© Deutsche Welle Türkçe

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Sıradaki haber:

Tadiç: Thaçi İle Biraraya Gelmeye Hazırım

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibom girişcasibomcasibom girişJOJOBETcasibom girişbahsegelcasibomcasibom girişcasibomcasibom giriş