Yazar Agim Rifat Yeşeren, Kosova İmza kültür , sanat dergisiinin son sayısında gazeteci- yazar Nedim Gürsel ile bir röportaj gerçekleştirdi. İlginç bululacağınızı umduğumuz röportajın bir bölümü şöyle:
A.Rifat– Sizin köklerinizin bir damarı Üsküp, onu da biliyorum, 70’lerden biliyorum, Sizi bir Balkanlı olarak da sayabilir miyiz, huyundan suyundan bir şeyler var mı huyunuzda suyunuzda?…
N.Gürsel– Elbette. Şimdi benim babaannem, beni büyüten Rabia Hanım Üsküp doğumlu. Balkan savaşında, genç bir kız iken Türkiye’ye göç etmişler. Babam Bursa doğumlu ama babaannem Üsküplü ve Türkçe’yi Rumeli şivesiyle konuşurdu. Bana “pupurka” derdi. Onun anısını “Sağ Salim Kavuşsak” adlı, çocukluğumu anlattığım kitabımda yad ettim. Biraz da ailenin hikayesini öğrenebildiğim kadarıyla bu kitapta anlattım. Ama daha ilk öykülerimde Balkanlar yer aldı, çünkü ailede anlatılan şeylerdi bunlar. Yani Tarih kitaplarından öğrenmedim, önce ailenin hikayesi öne çıktı. Sonra merak ettim ve Bosna’da savaş çıktığı zaman, onlarla dayanışma için Saraybosna’ya gittim, kuşatma altındaydı kent ve risk alarak, birkaç Fransız yazarıyla birlikte askeri uçakla gittik, bizim güvenliğimizi Sırp milislere karşı Birleşmiş Milletler nezdinde görev yapan Fransız askeri sağladı, zırhlı araçla gittik Saraybosna’ya. Sonra o doğrudan tanıklığı ve özellikle de Makedonya’yı, çünkü Makedonya’ya da birkaç kez gittim, hem savaştan önce hem savaştan sonra. “Balkanlara Dönüş” adlı kitabımda anlattım. Orada Üsküp’le ilgili de bir bölüm vardır çünkü orada dostlarım var, yazar dostlarım. Hem onları görmek, hem bir ailenin kalmış ise izlerini sürmek ama fazla bir iz bulamadım. Tüm bunlar da sonradan toplu gezi yazılarımda “Bir Avuç Dünya” adıyla yayınlanan toplu gezi yazılarımda yer aldı. “Balkanlara Dönüş”adlı kitabımda da söz ettim. Hikayelerimde, özellikle “Öğleden Sonra Aşk”ta, Makedonya’da geçen bir hikaye vardır. Ohri Gölü’nün kıyısında. Balkan coğrafyası hem aile hikayemde yer tutar, hem yazarlığımın bir parçasını oluşturur. Daha sonra Balkan edebiyatını okudukça, Danilo Kiş örneğin (Sırp yazar), benim Paris’ten arkadaşımdı. İvo Andriç’i okudukça, Meşa Selimoviç’i okudukça, Makedonya’daki Türk yazarlarını Necati Zekeriya başta olmak üzere, onları okudukça tabii ki bir ilgi uyandı. Bu coğrafya benim hem yazarlığımda hem de kişisel tarihimde önemli yer tuttu. Çok dolaştım Balkanlarda, Hürriyet gazetesinde Balkanlarla ilgili röportajlar da yaptım bir dönem. Her yere aşağı yukarı gittiğimi söyleyebilirim, bir tek Kosova’ya gelmemiştim ve çok merak ediyordum. Bu sefer işte, güneşli bir kış gününde Prizren’i keşfetmek de benim için çok heyecan verici oldu. Tabii, Balkanlar çok acı çekmiş bu milliyetçilikten, savaşlardan, sınırların sürekli değişmesinden çok zarar görmüş bir yer. Umarım bundan sonra barış içinde bir birlikte yaşama ortamı oluşur./ A. Rifat Yeşeren/
BAĞIMSIZ YARGIYA MÜDAHALE
DÜNYA ÇOCUKLARI ANKARA’DA
ARNAVUTLUK’TA 14. ULUSLARARASI CAZ FESTİVALİ BAŞLADI
SIRBİSTAN’DA YENİ HÜKÜMET KURULDU
YUNANİSTAN’IN BAŞKENTİ ATİNA’DA TAKSİCİLER 24 SAATLİK GREVE GİTTİ