21 Kasım 2024 Perşembe
Milletleri millet yapan onların manevi değerleri, adetleri, an’analeri, merasimleri ve diğer kültür unsurlarıdır. Bir milleti ayakta tutan, onu yaşatan ve devamını mümkün kılan bu tür kültür öğeleridir. Nevruz da bunlardan biridir. Geniş Türk coğrafyasında milli bir bayram olarak kutlanır.
İlk yazımızda bu kutlamalardan bahsedeceğimizi söylemiştik. Bu yazıda Türk Dünyasında Nevruz’un nasıl kutlandığı üzerinde duracağız. Bölge bölge, ülke ülke Nevruz gelenekleri, kutlamaları ve eğlencelerini ele almağa çalışacağız:
1. KAZAKİSTAN:
Nevruz Bayramı Kazaklarda 21 Mart’tan itibaren büyük bir coşkuyla kutlanır: Nevruz’dan önce evler temizlenir. Herkes en iyi elbiselerini giyer. Koyun, sığırr, deve ve at keser, Büyük kazanlarda köce (katı peynir, buğday, darı gibi yedi çeşit gıdadan oluşan çorba) adı verilen Nevruz çorbası pişirilir.
Çeşitli oyunlar oynanır: Kökpar (Gök Börü oyunu), kız kuvuv (Kızın erkeği kovalaması oyunu), böyge (At yarışı), güreş, canbı almak, gümüş almak.
Halife Altay, Kazak Türkleri’nde Nevruzla ilgili adetleri “Nevruz Köce” başlığı altında şöyle anlatmaktadır:“Nevruz eğlenceleri geleneğe göre, yılbaşından sonra, 22 Mart’ta yapılırdı. Herkes büyük kazanlarda kuru etle birlikte buğday ezmesi, “Köce (lapa)” yapar. Bunun içine az miktarda hububat katılır. Bir de “kurut” (kuru peynir) ezilerek ilave edilir. Oyunlar oynanır, gece toplantıları tertiplenir.”
2. ÖZBEKİSTAN
Diğer Türk topluluklarında olduğu gibi Özbek’lerde de bu bayram çok eski zamandan beri kutlanmaktadır. Nevruz bayramından 15 gün önce kutlamalar yapılmağa başlanır.
Buğday ve arpa yeşertilerek bundan “Sulamak” adı verilen yemek hazırlanır.
Yaşlılar geceleri destan ve hikâye anlatırlar.
Özbeklerde Nevruz sofrasına “s” harfi ile başlayan yedi tür yemek koyma geleneği vardır. Bunlar; samsa, sebzi, seb, sümelek, sedana, sevyağ süt’tür.
Yine bu sofraya “s” harfi ile başlayan yedi tür baharat koymak şarttır. Bunlar; sebzi, sepand (taşbagatal), sib (elma), sir (sarımsak, piyaz), sirke, seter (taşçöp), sumah (tatum)”
tohumlarından çıkan baharattır.
Nevruz Bayramı kutlamalarında, Özbeklerde ve Uygurlarda en çok ilgi çeken Nevruz sofrasının zenginliği, çeşitli yemek ve tatlıların hazır bulunmasıdır.
Özbekistan’ın Semerkant, Buhara, Andican taraflarında 21 Mart’ta başlayan Nevruz törenleri bir hafta kadar devam eder.
Vaktiyle Semerkant çevresinde “Nevruz Bayramı” Efrasiyap tepesinde kutlanırdı. Halk, işlemeli çadırlar altında toplanır, cirite benzeyen atlı oyunlar oynanarak eğlenirdi.
Bu törenlere “Seyil Eğlenceleri” adı verilir. Seyil yerleri, dönme dolaplar, çalgıcılar, beççeler, seyyar satıcılarla dolar.
Nevruzun birinci günü, halk çadır çadır gezerek birbirlerinin bayramını kutlar. Bu ziyaretler sırasında ikram edilen yemek,”aş” adı verilen pilavdır. Ayrıca çay ve çeşitli meyveler de sunulur. İkramların yanı sıra: köpkari, güreş, at yarışları ve horoz dövüşleri düzenlenir.
Nevruz kutlamalarından esinlenmiş tiyatro eserleri sahnelenir. 1970’den sonra Özbekistan’ın yaylak ve kışlaklarında Nevruz ananevi bir tarzda bahar bayramı olarak kutlanır.
3. KIRGİZİSTAN:
K. K. Yudahin’in eserinde, Nevruz’un Mart ayında olduğu ve yeni yılın ilk günü anlamına geldiği ifade edilir. Kırgız yılı, gece ile gündüzün bir olduğu günde yapılan Nevruz Festivali ile başlar ve Yılbaşı bayramı 21 Mart’ta kutlanır. Bu günde “Nouruz Köcö” denilen özel bir yemek yapılır. “Köcö”, darı yarması veya bulgur konulmak suretiyle yapılan bir nevi tirittir. Ayrıca Nevruz törenlerinde mevlit okutulur. Evler baştanbaşa temizlenir, yeni elbiseler giyilir. Nevruz törenleri sırasında ev duvarlarına veya çeşitli eşyaların üzerine kil kaplar atılarak parçalanır. Ateş üzerinden atlanır. Çadırlar kurulup sofralar açılır.
Gelse Novruz aleme, reng kılar cahan peyda
Ebrler ovaz urup, dağ kılar duman peyda,
Bicanlar cana gelip, açarar zıban peyda
Goğermedik gayalar, göğerip zovan peyda Mahtumkulu
Türkmenler, yeni yılın ilk gününe Novruz adını verirler. Türkmenlerde Nevruz Bayramından beş altı gün önce, ev temizliği yapılır. Eşyalar dışarı çıkarılarak köşe-bucak temizlenir. Evlerdeki temizlik insanlarda da görülür. Yeni yılı temiz karşılamak için yıkanmak da şarttır.
Bir başka hazırlık da, yeni yılı yeni giysi ile karşılamaya yöneliktir.
Novruz için: Türkmen çöreği, Türkmen petiri, külce, yağlı börek, şekşeke, koko, bovursak, Türkmen pilovu hazırlanır.
Semeni, Novruz’un özel yiyeceğidir. Bir gün önceden pişirilmeye başlanan semeni, 21 Mart sabahı hazır olur.
Ne kadar çok yiyecek hazırlanırsa, yeni yılın o denli iyi ve bereketli geçeceğine inanılır. Türkmenistan’da Nevruz bayramı kutlamaları bizdeki dini bayramlara benzer bir şekilde yapılmaktadır. Karşılıklı ev ziyaretleri yapılır. Tebrik mesajları gönderilir. Nevruz kutlamaları basın yayın organlarında da geniş bir yer alır.
5. ALTAY ÖZERK BÖLGESİ
Altay Türkleri arasında 21 Mart’a tekabül eden günde kutlanan “Cılgayak” bayramı vardır. Bu bayram da Nevruz gibi baharın gelişi, tabiatın canlanması ve yeni bir yıla giriş bayramı olarak kutlanır. Bu bayramın hazırlıkları yaz mevsiminde başlar. Bir önceki yıl, yılın ilk ürünlerinden toplanıp saklanmış olan kandıklar ve onların sargay adı verilen köklerinden çeşitli yiyecekler hazırlanır.Ayrıca bu bayram için bal katılmış yoğurt, dondurulmuş ve kurutulmuş et, koyun ve mal tırnaklarından yemekler yapılır. Dört tahıl hazırlanır. Güneş bayramının kutlandığı kır başına vurmaya başladığı zaman dört tahılın üzerine arçın bırakılır. Ateşle bu arçınlar alaslanır. Mesire yerlerine gidilir. Büyükler çocuklar gibi oyunlar oynar. Akşama doğru köye dönülürken hep bir ağızdan şarkılar söylenir.
6. SAHA ÖZERK BÖLGESİ:
Nevruz Saha Türklerinde yılbaşı ve baharın gelişi olarak kutlanır. Bu kutlamalara “Isıah Bayramı” denir. Isıah Bayramı, yenilenme, tabiat ve insan doğasının kaynaşması, iyilik, temizlik ve aydınlığın başlangıcı ve geleceğe umutla bağlanmanın günü olarak kutlamaktadır. Isıah Bayramı Sibirya’da bahar yeni hissedilmeye başladığı 21–22 Haziran tarihlerine denk gelir. Halk bu bayramı büyük bir coşkuyla kutlar.
1991 yılında Saha Cumhuriyeti kurulduktan sonra 21 Mart resmi tatil olarak ilan edilir. Bu bayram hakkında Dr. Yakup Deliömeroğlu şunları söylemektedir: “Göktanrı dini geleneklerinin hâkim olduğu Saha Türklerinde Isıakh bayramı, ilkbaharın gelmesi ve yılın bereketli geçmesi için Tanrı’ya bir şükür bayramıdır. Saha Türkologları Isıakh bayramının Türkistan kökenli olduğunu belirtmektedir.
Islah bayramında yapılan törenler: Islah bayramında törenlere, Şaman’ın duaları eşliğinde ve kımızla tören alanının temizlemesiyle başlanır. Tören alanına yarım ay şeklinde genç akağaçlar dikilir. Alana ateş yakılır ve bu ateş törenler bitene kadar söndürülmez. Akşaman’ın yere kımız serpmesi ve dualar eşliğinde ateş yakılması önemlidir. Bununla kötülüklerin kovulduğuna inanılır.
Ayrıca bugünde çeşitli eğlenceler düzenlenir. Bu eğlencelerde: Kımız içilir, bayram yerinde şiş kebaplar pişirilir, milli oyunların oynanır, Güreş ve at yarışları düzenlenir.
Olonhosut yarışları: Olonhosut yarışları kaya parçalarını kaldırarak omuzdan arkaya atarak yapılan güce dayalı bir Sibirya sporudur. Sibirya’da yaşayan Hakaslar ve diğer Türk halklarında da aynı spor yaygındır.
Osuohay dansı yapılmaktadır.”
7. TACİKİSTAN:
Tacikistan’da Nevruz kutlamaları, Mart ayının başından, 21 Mart gününe kadar devam eder. Bu kutlamalar, baharın gelişi ve tabiatın canlanmasını simgeler. Nevruzda yenilen “Ş” harfi ile başlayan 7 yiyecekten; süt; temizliği, tatlı; yaşama sevincini, şeker; serinlik ve dinlenmeyi, mum; ateşe tapınmayı, tarak; kadının güzelliğini temsil eder. İslâmiyet’ten sonra İslâmî geleneklere göre “Ş” ile başlayan 7 nesne bunların yerini almıştır.
8.AFGANİSTAN
Afganistan’da Nevruz, Türkler arasında doğum günü olarak kutlanır. Bugün herkes en yeni elbiselerini giyerler. Kabir ve akraba ziyaretleri yapılır, güreş tutulur, oğlak oyunu oynanır. İnsanlar arasındaki dargınlıkların kaldırılmasına çalışılır. Yeni yıla nasıl başlanırsa, yılın öyle geçeceğine inanılır.
9. AZERBAYCAN
Azerbaycan’da her yıl Mart’ın 21-23’ünde, Nevruz bayramı büyük törenlerle kutlanır. Azerbaycan’da Nevruz, resmi bayramdır. Kutlamalar üç gün sürer. Ancak halk Nevruz kutlamalarına Mart ayı başından itibaren başlar. Mart ayının içindeki Çarşamba günlerinin ehemmiyeti büyüktür. Buna “üskü” denilmektedir. Nevruz’dan sonraki en önemli gün,”ahir çerşenbe / son çarşamba” dır. Bu güne, “ılin ahir tek tek” günü de denir.
İlk Çarşamba: İlk Çarşamba hazırlığa başlamanın işaretidir. Bu günde: Ev temizliği,
çeşitli yemek ve tatlıların hazırlanması, akraba ziyaretler, muhtelif eğlenceler yapılarak karşılanır, tongal kalanarak ateş yakılır.
İkinci ve Üçüncü Çarşamba: İkinci ve üçüncü Çarşambalarda hazırlıklar hızlandırılarak devam ettirilir, semeni konulur.
Semeni:Azerbaycan’da dikkatimizi çeken ancak diğer Türk illerinde pek rastlamadığımız bir konu üzerinde durmak istiyorum: Eskiden Nevruz bayramı her evde baharın sembolü olan yeşilliği görmek için “semen” yetiştirilirdi. Bayramda ev bu çiçeklerle süslenir, bir kısmı ile de “semeni” yahut “suman helvası” denilen tatlılar yapılırdı ve ardından semene ait bir mani okunur:
“Semeni sakla meni,
Semeniye saldım badam.
Koymurlar bir parmak dadam,
Semeni hezana gelmişem.”
“Azerbeycan’da bu çiçek yılda bir defa toplanır. Bu çiçek dirilişi temsileder. Şirası ve yemeği hastalara şifa niyetiyle verilir. çeşitli hastalıkları tedavi edici özelliği de vardır. Prof.Dr.Mehmet Hüseyin Tahmasib, semeninin önemini şu şekilde izah ediyor: Avesta’da (M.Ö) hayat ve ölümsüzlük çiçeği olarak kabul edilen “Haom-sem-sem”in aynı çiçek olduğu düşünülür. Dede Korkut’da Boğaç’ın yarasını iyileştiren dağ çiçeği ile de ilişkisi bulunduğu belirtilir. Bu çiçek aynı zamanda Oğuzlarda hürriyet timsali olarak alınmıştır.”
Aile fertleri bu özel günde “Nevruz Gülü” bulmak ümidiyle kırlara çıkarlar. Toplanan çiçekler ebeveynlere ve sevdiklerine takdim edilir. Bu çiçeğin manevi değeri çok büyüktür. Her tarafın karlarla kaplı olduğu bir zamanda tabii bir çiçek hangi insanı mutlu etmez. Diğer taraftan bu çiçek bolluk ve bereket sembolüdür.
Arefe günü yapılması gerekenler:Ahir çerşenbe”den önceki Salı günü mezarlığa gidilir. Buna Kabir-üstü ziyareti de denir. Erkekler, Fatiha okuyup dönerler. Kadınlar ise mezarlığa, hazırladıkları helva, pilav ve daha başka yiyecekler ile giderler. Fakirlere yemek dağıtırlar. Mezarlıkta Kuran-ı Kerim okunur.
Baca-baca Günü: Bu gün aynı zamanda “baca-baca” günüdür. Gündüz çocuklar, kapı kapı dolaşarak hediye toplarlar. Hep bir ağızdan çeşitli mani ve bayatılar söylerler:
Nevruz, Nevruz bahara
Güller güller nahara
Bağçamızda gül olsun
Gül olsun, bülbül olsun
Yeşil alanlarda (silindi) boyalı yumurtalar ve aşıklarla oyun oynarlar. “Baca-baca” günü gecesinde, “bacadan şal atma” âdeti yerine getirilir: Akşam üzeri yine tongallar yakılır, üzerinden atlanır, Gece olunca, çocuklar uçlarına uzun ip bağlı heybeleri, hısım ve akrabalarının bacalarından sallandırırlar. Gençler bellerine bağladıkları şalı bacadan sarkıtırlar. Ev sahibi de, şala en uygun armağanı bağlar.
“Gapı pusma” adeti: Gençlerin niyet tutarak komşu kapılarını dinlemeleri ile ilgilidir.İlk duyulan söz, yeni yılın lehine veya aleyhine yorumlanmasına neden olur.
“suya yüzük atma” oyunu: Odanın ortasına su dolu leğen getirilir, leğenin etrafını saran kızlar yüzüklerini leğenin içine atarlar. Üstü bezle örtülü leğenden, kızlardan birisi bayatı söyleyerek yüzük çıkarır. Çekilen yüzük kime aitse, bayatı da onun olur. .
“Ahir çerşenbe / son çarşamba”: Nevruz’dan sonraki en önemli gün,”ahir çerşenbe/son çarşamba”dır. Bu güne, “ılin ahir tek tek günü”de denir. Gün doğmadan su kaynağına gidilir. Burada el yüz yıkanır. Kızlar önce başparmaklarını ip ile bağlayarak, suyun üzerinden atlarlar, sonra parmaklarındaki ipi keserek suya atarlar. Böylece kısmetlerinin açılacağına inanırlar. Su başına gidenler, kaynağın gözünden yedi küçük taş alarak, su kabının dibine koyarlar. Bu taşlar, bir dahaki âhir çerşenbeye kadar kabın dibinde kalır. Su dönüşü, üç böğürtlen dalı koparılarak eve getirilir ve bir sonraki âhir çerşenbeye kadar takıldığı yerde kalır. Ayrıca pülenberi adı verilen üzerlik yakılır.
“Yeddi sin-Yedi Levin” Gecesi: En az yedi yemişten oluşan “Yeddi sin-Yedi Levin” gecesi yapılır. Yemeğe “Yed Sin” sofrası ile başlanır. Bu sofraya baş harfi S ile başlayan: sarımsak, Sirke,sebze, sumak, sikke, saat su konur.
Yıl tahrir olunca aileden biri Kur’an okur. Sonra ev halkı birbirinin bayramını kutlar. Bayram hazırlıkları ve şenliklerinde coşku, bayram gününde ise temkinli ve ağır başlılık esastır.
Şal istedim men de evde ağladım.
Bir şal alıp tez belime bağladım,
Gülamgile gaçdım şalı salladım,
Fatma hala mene çorap bağladı.
Hannenemi yada sahip ağladı.
Şehriyar, Haydar Baba
Nevruzun milli hüviyetle kullandığı yerlerden biri de Güney Azerbaycan’dır. Bu bayramın Erdebil ve havalisinde yapılış şeklini Pirhaşimi şöyle anlatır: “Erdebil’de bayram hazırlıklarına Mart ayının başında başlanır. 21 Mart’a kadar geçen zaman üç haftaya bölünür. Haftanın günleri içinde Çarşamba’nın özel bir yeri vardır.
İlk Çarşamba’ya “Kaduk Kırktı Çarşamba” denir: Bu gün de kışın doğan tay, sıpa köşekler kırkılır. Böylece yavrular üzerindeki yükü atarlar.
İkinci Çarşamba’ya “Kül Çarşamba” denir. Bu gün evlerdeki eşyalar havalandırılmak üzere dışarıya çıkarılır. Evin tozu-kiri alınarak temizlenir. Özellikle tandırda ve ocakta biriken küllerin dışarıya atılmasına özen gösterilir.
Son Çarşamba “Gül Çarşamba”dır. Bu gün ise, Erbil bayram koruluğunda kesilen ağaçlardan hususi olarak “Tütek” adı verilen nefesli çalgılar yapılır. Yeni küze (testi) alınarak eve götürülür.”Halkın bacalarda ateş yakması Gül Çarşamba’da yapılır. Gül Çarşamba’da çocuklar büyüklerden “Çerşenbe Karışığı” alırlar. Bu akşam çocukların kapı eşiğine boş şal ve mendil bırakmaları da adettendir. Çocuklar dolaşırken şu manileri okurlar:
Heceler, hüceler
Uzanır gündüzler,
Gısalır geceler,
Sallanar torbalar bacadan.
Uşaglar pay ister ucadan
-Hanım bacı dursana
Torbanı doldursana
Gonağı yola salsana
Torbaya payı salsana
Verenin oğlu olsun.
Vermeyenin kor gızı.
Ayrıca Çarşamba gecesi evlerin kapı ve pencerelerine yaklaşıp “kulak asmak” yine adettendir. Evde konuşulanları dinlemeye gelen, kendisine göre bir niyet tutar. Konuşulanların yorumunu ya kendisi ya da tecrübeli yaşlılar yapar. Bu bölgedeki Nevruz geleneklerinden biri de, yakında bulunan su değirmenlerine gitmektir.Yeni elbiselerini giyen halk yeni aldıkları testilerle buradan su alır ve eve götürür. Erdebil’deki hazırlıklardan biri de havai fişek şenlikleridir. Halk bu şenliklerde eğlenerek bayramın yapılacağı gün beklenir.
Bayram Günü İse: Komşular ziyaret edilir. Uzak akraba ziyaretleri sonraki günlere bırakılır. Bayramın birinci günü at yarışları ve güreşler yapılır. Şayet Nevruz arifesinde birisi ölürse, defni kutlamadan sonra yapılır ve matem tutulmaz.
Kökü Türk mitolojisine kadar uzanan Nevruz kutlamalarındaki temel bayram simgeleri ve renkler, Yeşil semeni, kırmızı boyanmış yumurta, çeşitli kırmızı, sarı, mavi giysiler… İşte kırmızı, sarı, yeşil, mavi ve beyaz gibi renklerin anlam ve görüşlerinin bugün şu veya bu biçimde bağımsız Türk Cumhuriyetleri bayraklarına yansıması da Nevruz’un bütün dünya Türklerinin bayramı olduğunu ifade eden tipik bir örnektir. Nevruz’un bir halk bayramı düzeyinde bütün Türk Dünyasında büyük bir coşku ile kutlanmasının temel nedenidir.
Bu milli bayramımızın “bahar, işçi, emekçi, ideolojik bir takım isimler yerine Türklerde yeni yıl bayramı olarak kutlanılmasının tarihi gerçeklere daha uygun düşeceği kanaatindeyiz. Haydi buyrun Nevruz ateşinin üzerinden atlamaya. Bütün kötülüklrimizi, hastalıklarımızı, hasetlerimizi, elimizde birikmiş ne kadar kötü şeyimiz varsa ateşe atıp yakalım. Gelin yeniden tanış olalım. Gelin barışa kucak açalım.
Bayramınız kutlu olsun.