29 Ekim 2024 Salı
DEMOKRASİ’NİN ZAFERİ:15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ
UMUDUMUZ İVANOV....
TRUMP ENDİŞESİ...
Kimliğe Yeniden Sarılmak: Priştine Türk Gençlerinin Gelecek Mücadelesi
ONAYLANAN 2025 BÜTÇESİNDEN TOPLULUKLARA YAKLAŞIK 5 MİLYON EURO AYRILDI
Kosova Halk Avukatı’nın mahkemelerle ilgili yayınladığı son raporuna dayanarak, Kosova’da bir davanın görüşülmesi için ortalama 8 yıl gerekiyor.
Öyleki, Prizren Belediyesi Finans Müdürü Ertan Simitçi’ye açılan davanın da o kadar zaman alması beklenebilir.
Fakat, kesin mahkeme kararına kadar, hiç kimse kendilerine suçlu elbisesi giydiremez.
Zaten yüzlerce eş ve dostun yanında olduğunu bildirmeleri, iddia edilen suçlamaların asılsız olduğuna dair inancın, bir göstergesidir.
Ertan Bey’in, geçen hafta dağıtılan Kosova Meclisinden çıkan hükümetin ortağı, Türk halkının siyasi temsilcisi, KDTP’nin (Kosova Demokratik Türk Partisi) kadrosu olarak, bu göreve geldiği de unutulmamalıdır.
İşte bu güne kadar, çalışkanlığı ve dürüst işiyle Prizren Belediyesi’nde halkın takdirini kazanan Simitçi, KDTP’nin bugüne kadar en başarılı yönetici kadrosu olarak gurur kaynağıydı.
Mahkemeler bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi, Kosovada da bağımsız bir yargı kurumudur.
Fakat, uluslararası kurumların temsilcileri Kosova yargısının bağımsız çalışmadığını, siyasetin etkisinde olduğunu açıkça ifade etmekteler.
“En tembel milletvekilli” damgasıyla dağıtılan Kosova Meclisinin Türk milletvekilleri, Kosova Demokrasi Enstitüsü’nün (KDI) yayınladığı Meclisin çalışmalarıyla ilgili yıllık raporlarına göre, Meclisin her döneminde “en tembel milletvekilleri” arasında yer aldıkları görülmektedir.
Ertan Simitçi olayında da tembellikleri gözden kaçmıyor.
KDTP Genel Başkanı ve yıkılan Hükümetin Bakanı olan Mahir Yağcılar’dan da beklenen ses gelmiyor.
Her halde gerekçe olarak, yargının bağımsızlığı ileri sürülecektir.
Fakat, insan haklarıyla ilgili her türlü uluslararası belgeyi imzalamış olan Kosova Cumhuriyeti’nde de düşünce özgürlüğü temel insan hakkıdır.
Yasal olarak kamu kuruluşlarını gözetleme görevi de bulunan milletvekillerinin ( Kosova’nın milletvekillerinin hak ve sorumluluklarını düzenleyen 03/L-111 sayılı Kanun’un 13. Maddesi) üstelik yetki ve görevleri çerçevesindeki sözleri ve davranışları konusunda “dokunulmazlıkları” (imunite) bulunmaktadır.
Ertan Simitçi, Kosova’nın atanan Makedonya Büyükelçisi Gjergj Dedaj’in nefret söylemleri karşısında Türklere, Türkçe’ye ve anavatan Türkiye’ye resmen sahip çıkan, tek kişi olduğunu söyleyebilirim.
Çünkü, soz konusu Büyükelçinin Türklere karşı nefret söylemiyle, Kosova Anayasası ve ilgili yasaları, evrensel insan haklarını çiğnediği gerekçesiyle savcılıkta suç duyurusunda bulunan, tek kişidir.
Simitçi, bu davranışı nedeniyle ölümle tehdit edildiğini bildirmiş, fakat liderleri bu tehditleri ne hükümete, ne de parlamentoya vatandaşın “can güvenliği” gerekçesiyle taşıyamamışlardır.
Fakat, Simitçi’nin Türk halkındaki güveni daha da artmıştı.
Öyleki Türk siyasi partisi -KDTP’nin Temmuz ayında yapılan Prizren Şubesi parti içi seçimlerinde Ertan Simitçi, kabarık sayıda oy kazanmıştı. Ama nasıl bir denklem (oyun) uygulandıysa, oy sayısıyla hak etmiş olsa da Şube Yönetimine alınmamıştı.
Bunun ardından, devreye sokuldukları sanılan sivil toplum örgütlerinin, yolsuzluk iddiasıyla Ertan Simitçi’ye karşı suç bildirisinde bulunmaları, ahlaki değerlere saygı gösterip, mahkeme kararını beklemeden, Simitçi’nin istifası geldi.
Bu gelişmeler karşısında sorulacak soru, “Hedef Ertan mı, yoksa birilerine gözdağı, vermek mi?”dir.
İbrahim Arslan