29 Ekim 2024 Salı
DEMOKRASİ’NİN ZAFERİ:15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ
UMUDUMUZ İVANOV....
TRUMP ENDİŞESİ...
Kimliğe Yeniden Sarılmak: Priştine Türk Gençlerinin Gelecek Mücadelesi
MECLİS 2025 YILI BÜTÇE YASA TASLAĞININ İKİNCİ OYLAMASI İÇİN TOPLANDI
85 yaşı nedeniyle 13 Haziran 2010 yılında Prizren’de Doğru Yol Derneği’nde kendisine Uluslararası Türkçem Dergisi’nin Yılın Ödülü’nü vermiştik. Ödülü aldıktan sonra çok değerli, çok içten, samimi bir konuşma yapmıştı. Kimi görüşlerini burada da aktarmak istiyorum. Hepimize adeta vasiyet bırakarak(Bu yoldan ilerleyin der gibi…) demişti ki: “Ben edebiyatçı kişiliğimi her şeyden daha çok sevdim…1912’den sonra hangi zamanda olursa olsun, kimler bu zemine geldiyse, hep biz Türkleri itmeye çalıştılar. Halbuki atalarımız buralara geldiğinde uygarlık ve medeniyeti getirdiler. Hiç kimsenin dinine, milli kimliğine, örf ve adetlerine, diline dokunmadı…Özel bir kimliğimiz var; Rumeli Türkleriyiz! Özel bir savaşım biçimlerimiz var; Yaşamak veya ölmek savaşımımız. Biz bu savaşı iyi yürütüyoruz. Ayaktayız, varız!”
Bir başka görüşünü de sizlerle paylaşmak istiyorum.Burada da ‘Unutmayın, yolunuz çetindir. Varsın olsun, siz yüreklice bu yolda adımlamaktan sakın vazgeçmeyin’ diye bize ve bizden sonraki kuşaklara seslenir gibiydi…Evet, 70. yaş ve 50. sanat yılı nedeniyle 26 Aralık 2000 tarihli Üsküp’te yayınlanan “Birlik” gazetesi için gazeteci Melahat Ali’nin sorularını yanıtlayan Fahri Kaya,diğerleri arasında şunları der: ““…Ben, doğum yerlerinde ölemeyen insanların yazarıyım. ..Bizim kuşak yazarlar aydınlanma döneminin yazarlarıyız. Edebiyata sıfırdan başladık…Yazarlar özgeçmişlerini yazmadan kaçamaz…Balkanlarda Türkçe yazmak mücadele etmek demek…Siz bu topraklarda , kurttan kuştan, havadan sudan çok, insanlarınızın kaderiyle haşır neşir olmak zorundasınız. Halkınızın alınyazısından uzak kalamazsınız. Bundan uzak kalırsanız kendinize bile ihanet etmiş olursunuz…İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu topraklarda yaratılan Çağdaş Türk Edebiyatı’nın temellerini atanlardan biri olduğum için mutluyum…”
Ömrünü bura topraklarda yaşayan halka, yarınlara güzellikler vermek için harcayan, onların çok yönlü dünyalarını rengarek kılmak için çırpınan, bu gökkubbede hoş bir seda bırakmak için güne merhaba ve kendi deyimiyle “Bu topraklarda varlığımızı ıspat etmek için yazıyorum” diyen Fahri Kaya’yı rahmet, özlem ve saygıyla anıyor, dünyayı gören gözlerinin son gününe dek yazmaktan bir an olsun uzak durmayıp bizlere, yarınlara bıraktığı çok yönlü bunca eser ve çalışmaları nedeniyle minnettarlığımı tekrar tekrar dile getirmeyi bir borç bilirim. Ruhun şad, mekanın cennet olsun Abim! Ustam!
Zeynel Beksaç