29 Ekim 2024 Salı
DEMOKRASİ’NİN ZAFERİ:15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ
UMUDUMUZ İVANOV....
TRUMP ENDİŞESİ...
Kimliğe Yeniden Sarılmak: Priştine Türk Gençlerinin Gelecek Mücadelesi
MECLİS 2025 YILI BÜTÇE YASA TASLAĞININ İKİNCİ OYLAMASI İÇİN TOPLANDI
Bir gün, bir ay, bir yıl değil,altmış iki yıllık birlikteliğimizden, beraberliğimizden sonra, bu biçimde ayrılacağımıza ne sen, ne ben inanabilirdik dostum. Çünkü sağlam bedenin, her zamanki gibi çalışan usun , yapıcı, birleşitirici düşüncelerin, ailecek evinde oturduğumuz ve dinlenmek için hazırlıklar yaptığın gecede, bu biçimde ayrılacağımız izlerini , ipuçlarını vermiyordum dostum.
İki ay kadar kaldığın Altın Oluk yazlama yerinin kumluğunda, sabahın erken saatlerinde sabah fiskültürünü yaparken , ne eşine, ne kızlarına, ne de torunlarına elveda demek için vakit bulmadan kendilerinden ayrıldın. Hızır hıcıyla gelen ölüm haberi doğduğun kentte bir yersarsıntısı biçimğinde yurttaşlarını, dostlarını,akranlarını yıktı, yaşlara boğdu. Anavatanımızın Altın Oluk yazlama yerinde çok saydığın, çok sevdiğin eşinde , gözbebeğin gibi koruduğun , nazikçe büyüttüğün , ömrün boyunca tek bir defa olsun incitmediğin kızlarına ve torunlarına Allah ısmarladık demeye vakit bulmadan onlardan ayrıldın.
Öldüğüne, ebediyen bizden ayrıldığına inanmıyorum. Her zamanki gibi,bir takım önemli işler bitirmek için ayrıldığın, yeniden döneceğin umuduyla, kendimi avutuyor, beklentiler içinde günlerim geçiyor dostum.
Bu biçimde, aniden ayrılacağımıza inanamıyorum.
Bu gizli, körolası ölümün bu biçimde bizleri ayıracağına inanmazdım.
Yazı yazmak , bazı şeyler karalamak için elim kalem tutmuyor, yüzün gibi ak sayfalar bile ortalıktan kaybolmuş, çünkü senin öldüğüne , bu biçimde yaımızdan ayrıldığına inanılamıyor. Yazı yazmakta bile zorlanıyorum doğrusu. İnanamıyorum…
Altmış iki yıllık birlikteliğimizin , beraberliğimizin, ömrümüzün hangi dilim parçasını ele alacağımı , yıllarca tartıştığımız, konuştuğumuz hangi konuya değinsem sen varsın.Hilesiz bir siyasetçi , örnek bir baba,eş,yılmaz,dürüst,ahlaklı bir gazeteci,insan olarak karşımdasın dostum.Tuttuğun ve kendine çizdiğin yolda sağlam adımlarla yürüyen , insanlara aynı sevgiyle bakan , bu yüzden de Priştine’nin , Kosova’nın , yürüdüğün,ayak bastığın her yerin taşı altında bir Şakir Maksut yatar.
Bu biçimde bizden ayrıldığına inanamıyorum dostum…
Hele hele bu biçimde aile üyelerinden , dostlarından ,akrabalarından bu gizli ölüm ,ayrıcağına inanmazdım. Kaderin cilveleri bu işte…Bu cilvelerden,yaşamın son noktasından kaçınılamıyor ne yazık.Ama sen insanları , halkları seve seve , canlı ak pak yüzünle sana özgü bir gülümsemeyle; istemeyerek bizden ayrıldın. Tüm insani özelliklerinden dostların, yanındakilerin seni hep saygıladı, sevdiler dostum.Mezarında rahat uyu…
Toplumuna , dostlarına, arkadaşlarına borç diye bir şey bırakmadın. Sana borçlu kalanlar olabilir.Ama borçlarını seni anmakla, yazmış olduğun yazılarından bir,iki kitabını hazırlayarak , basından çıkarmakla borçlarını öderler herhalde.Çünkü sen arkadaşlarına açık yürekli,çok samimi,içten,yakın bir arkadaştın.İyi yürekli ,merhametli,iyiliksever, yardımsever bir komşu ,bir insandın aynı zamanda.
Tüm bu özelliklerini yanına alarak, beklenmedik bir anda, sana gereksinme hissettiğimiz bir dönemde bizden ayrıldın dostum.
1951 yılında anadilimizde öğrenim,eğitim görmemiz için velilerimizin yazdırdıkları okulda ılk okul şarkılarını beraber söyledik, alfabemizi, sayıları beraber öğrendiğimiz günleri çok iyi anımsıyorum. Radyo’da , Çocuk Tiyatrosunda şiir okuduğumuzu, üstlendiğimiz rolleri başarıyla icra ettiğimizi,övüldüğümüzü çok iyi biliyorum. Sen Priştine Tv Programı’nın sorumlusu, Muhammet Ustaibo Priştine Radyosu Türk Dili Programı sorumlusu , ben de 1983-1984 yıllarında Priştine Radyosu İşçiler Konseyi’nin başkanı olarak , yürüttüğümüz siyasetimizle , yayınlarımızın genişletilmesine , Redaksiyonlarımızda gazeteci ve yardımcı personel sayısının arttırılmasında önemli başarıların kaydedilmesini sağladığımızı da pek iyi bilirsin.
Kosova toplumuna, Türk toplumuna vereceğin katkılarla ilgili projelerin vardı ama ansızın ölümün hem bizden ayırdı, hem de çizmiş olduğun projelerini yarıda bıraktı.
Yineliyorum, bu biçimde bizden ,dostlarından ayrılacağına kimse inanmadı, inanmıyor doğrusu.
Yaşadıkça büyüktün, yüceydin …! Bizden ayrıldıktan sonra da büyüksün,yücesin.
Anılacağın yarınlarda da büyük kalacak, hiç unutulmayacaksın dostum !
Mezarın cennet olsun…! Rahat rahat uyu…! Toprağın yeğnik olsun… !
Enver Baki