29 Ekim 2024 Salı
1960’lı yılların ikinci yarısından sonra başlayan türkü sevdalısı bir serüvenin kahramanı Agim Fişar ardımızda kalan hafta içerisinde sanat çalışmalarının 50. yılını Prizren’in “Cemayli Berişa” Kültür Evi’nde görkemli bir konserle kutladı.
Öğretmen okuluna kaydımı yaptırdığım 1966 yılı, aynı zamanda benim Doğru Yol derneğine de adım attığım yıl oluyor. Agim, biraz sonra Doğru Yol derneğine gelmişti. Demek ki o kuşak sanatta artık ellili yıllarını kutluyor.
Bizim arkadaşlığımız Doğru Yol’da başlamıştı. Müzik her şeyimizdi. Başlangıç yıllarda provaların yapıldığı saatlerde içerde olmak, Ziya Şişko yönetimindeki çalışmalara tanık olmak için can atardık. Tabii biz gençtik. Büyükler ara sıra suya gönderirdi bizi. Ama biz buna kızmaz, su sayesinde provaları izleme fırsatımız kesinleşirdi…
Her zaman olduğu gibi, o dönemde de yeni ses ve saz sanatçıların kazandırılması için özen gösterildiğini anımsıyorum. Yeni bir ses, yeni bir müzisyenin kazandırılması, dernek açısından sevindirici bir olguydu.
Agim o yıllarda şarkı türkü okumaya başladı. Ardından konserler geldi. Düğünlere de gidiliyordu. Arada bir festivaller de oluyordu, yurtiçi ve yurtdışı…Agim sevilen bir sanatçı olma yolunda hızla ilerliyordu. Disiplinliydi. Provalara en sıralı katılanlardandı.
Yeni kurulan “Yeşil Turnalar” Bağlamalar Ekibi’nin güzde solistlerinden biri olmuştu. Bağlamalar Ekibi olarak 1972 yılında Priştine Radyosu’na ilk kayıtlarımızı yapmıştık. Böylece konserler yanı sıra radyoyada okunan parçalar sayesinde türkülerin de daha derli toplu bir şekilde seyirci ve dinleyicilerden yana beğeniyle izlenmesine, dinlenmesine vesile olmuştu. “Yeşil Turnalar”ın konserlerine ilgi gittikçe büyüyor, biletler günler öncesinden satılıyordu. Bunun böyle olmasında diğer sanatçılar yanı sıra Agim Fişar’ın da payı çok büyüktür. Uzun bir ara konserlerin assolist konumunda İrfan Şekerci, Fadıl Şalıyan, Aluş Nuş, Melek Tamnik, Mediha Şişko gibiler oldular. Performansı yakalayan konserin assolisti oluyordu. Yani en son sahneye gelen o oluyordu. Tabii bunu belirleyen de seyircinin ta kendisiydi. En çok alkış alan solist, “Yeşil Turnalar”ın bir sonraki konserinde de büyük bir olasılıkla ‘baş rolü’ oynama fırsatını yakalıyordu…
Agim Fişar, sözkonusu “Yeşil Turnalar” olunca bir aradan sonra assolist konumunu hiç kimseye kaptırmadı. Bana sorarsanız, o bugün de hala aynı konumdadır…Neden mi?
Agim, müzikten hiç kopmadı. Ona olan sevgisi de hiç azalmadı. Her konseri ciddiye aldı. Çok hazırlandı. 5o yıldır Türkiye’de gündemde olan neredeyse her türküyü bizim sahnelerde okudu. Bu denli titiz bir çalışma sergiledi. Ve tüm bunları, günümüz şartlarında değil de, o günlerin şartlarında yaptı. Bu yüzden, özellikle türkü sözkonusu olunca bizde en zengin repertuara sahip olan bir sanatçı olduğu kesindir. Böyle bir savda bulunurken her şeyden önce beraber olduğumuz konserleri, düğünleri, festivalleri ve diğer tür etkinliklerdeki izlenimlerime dayanarak söylüyorum.
Agim, tüm bu yıllar boyunca gerçek bir “Doğru Yol”cu kalmayı başaran ender üyelerdendir. Onun zik-zak’ları hiç olmadı, Doğru Yol sözkonusu olunca. Hep ona sadık kaldı. Doğru Yol derneğinin gerçek anlamda Türk kültürü ve sanatı, gelenek ve görenekleri, örf ve adetleri açısından Balkanlarda sadık bir kapı olduğuna hep inandı ve onun bu özelliklerini koruması ve daha da ileriye taşıması için elinden gelen gayreti sunmaktan onur ve gurur duydu. Her ortamda onu savundu, onu kolladı. Kollarda başkanlık yaptı. İki defa derneğin başkan görevinde bulundu. Türk Halk Müziği kolu yanı sıra, Türk Sanat Müziği, “Ayyıldızlar” Türk Hafif Müziği, halk dansları kolları, tasavvuf kolu ve özellikle çocuk koluna da katkı sundu. Yeni sanatçıların yetişmesi için elinden geleni esirgemedi…
1978 yılında Ohri’de Priştine Televizyonu yapımcısı olarak izlediğim Balkan Folklor Fetstivali’nde Dr.Mehmet A.Özbek’i, Arif Sağ’ı ve Soner Özbilen gibi Türk halk müziğinin saygın sanatçılarını tanıma fırsatım olmuştu. Aynı yıl Agim Fişar’la birlikte İstanbul Radyosu’nda o dönemlerde görev yapan bu dostları ziyaret etmiştik. İstanbul Radyosu Türk Halk Müziği ve Oyunları Şube Müdürü olan Mehmet Özbek, bizi büyük usta Nida Tüfekçi yönetiminde Yurttan Sesler programının kaydının yapıldığı stüdyoya alarak, Agim Fişar’a bu efsane orkestre eşliğinde dört Prizren türküsü okuttu. Böylece Agim Fişar(Agim Gürses olarak) İstanbul Radyosu’na Kosova’dan türkü okuyan ilk sanatçı olma fırsatını yakalamıştı. Bunun yanı sıra, İstanbul’da bir başka orkestreyle iki bestemi Agim okumuş, 1979 yılında Belgrad’ta RTB plak evince bir 45’lik plakı doldurmuştuk.
Önce Doğru Yol olarak, ardından da Esin olarak yayın hayatını sürdüren dergiler ve kimi kitaplar tabii ki sanatçıların konser düzenlemelerinden elde edilen maddi katkıyla yayınlanıyordu. Bu konuda da Agim Fişar’ın katkısı saygıya değerdir.
Yüzlerce konser, festival, uluslararası turne, radyo ve tv çekimleri, band kayıtları, plaklar Agim Fişar’ın 50 yıl içerisinde özgeçmişini zengin kılan değerlerdir.
1996 yılında Agim Fişar’la birlikte Doğru Yol derneği olarak Uluslararası Süleyman Brina Balkanlar Türk Kültürü Hizmet Ödülü’nü başlattık. Bugün 22. yılına ulaşan bu ödül, Doğru Yol derneğinin Balkanlar ve Türk dünyasında da adının duyulmasında kendine özgü rolü olduğu yadsınılmaz bir gerçektir.
Son yıllarda Agim Fişar yeni Prizren derlemeleriyle de gündeme geldi. Türkçe’nin dillendirildiği yerlerde büyük bir zevkle okunan bu derlemeler, TRT repertuvarında da yerini aldı. Çok sayıda sanatçı bu türküleri repertuvarına almış bulunuyor. Derleme olayı, onun zengin müzik yaşamına apayrı bir değer kazandırmıştır. Bu doğrultuda yeni çalışmalarının olacağına inanıyor, bu da hem sanatçının kendisini, hem Doğru Yol derneğini , hem de Balkanlardaki Türk müziği çalışmalarını daha bir saygın duruma getirecektir.
Doğru Yol derneği kuruluşundan bu yana emeği geçen sanatçılarına sahip çıkmayı ilke edinen bir dernektir. Öyleki bugün birçok kol bu sadık üyelerin adını taşımaktadır…Birkaç yıl önce derneğin tüm üyelerinin katıldığı bir toplantıda, sunduğu sürekli çabaları nedeniyle “Yeşil Turnalar” Bağlamalar Ekibi’nin bundan böyle Agim Fişar’ın adını taşımasına karar verildi. Böylece bu ortamda onun da adı yıllarca yaşayacak, nice kuşaklar o kolda yetişip sanat katkısını sunacaktır. Bu da yetiştiği dernek tarafından haklı olarak Agim Fişar’a verilen bir armağan oldu.
50 yıldır Balkanlarda Türk müziğinin yaşatılması doğrultusunda sunduğu katkılarla kendine özgü bir yer ayırdığına inanıyor, kendisine bundan böyle de bu yolda daha nice türkülü, derlemeli yıllar diliyoruz…
Prizren, 21 Nisan 2018
Zeynel Beksaç