09 Kasım 2024 Cumartesi
Kosova Meclisi’nin “Fetö” oturumunda, salonda mevcut 64 milletvekilinden kürsüye çıkan 50 milletvekili Türkiye’yi topa tuttu. Kosovalı 2 Türk milletvekili ve Türk Bakan dışında, Arnavut milletvekilleri Fetöcülere yönelik operasyonu yerden yere vurdu.
Çünkü Fetö mensuplarına Kosova’da dokunulmayacaktı. “Masum“ Fetöcüler, MİT tarafından Türkiye’ye apar topar gönderilmeyecekti.
MİT ile Kosova istihbaratının ortak operasyonuyla sınır dışı edilen Fetöcüler, bu milletvekillerine göre, sıradan öğretmen, masum Türk vatandaşlarıydı.
Fetöcülere yönelik operasyon, uluslar arası sözleşmeler ile insan haklarınının ihlalını teşkil etmekteydi.
Kosova bankalarındaki hesaplarında milyonluk ciroları olan Fetöcüler için haliyle timsah gözyaşları döktü.
Aslında içlerinde Türkiye’ye sevdasızlık ve saygısızlık ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan öfke idi onları konuşturan. Türkiye’ye karşı duydukları hazımsızlığı, operasyonu eleştirirken, Türkiye hakkında dozu kaçan eleştiriler ele verdi. Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı hakaretler de eksik olmadı.
Bunu da, “dost ülke Türkiye” ibaresinin kisvesi altında yaptı milletvekilleri. Nezaketten yoksun, diplomatik dilden uzak bir sözlük kullanıldı. Yardım ve desteklerden dolayı kuru bir teşekkürün ardından, Türkiye asla hak etmediği suçlamalara maruz kaldı. Arnavut milletvekilleri de farklı taktik uygulayarak ”dövelim ağlatmayalım” misali, hem övdü hem sövdü. Türkiye’ye, Kosova’nın içişlerine karışma, Kosova’ya hiç kimse karışamaz mesajı verilmeye çalışıldı.
Öfkenin bir başka sebebi 2 saat içinde biten operasyon hakkında, Kosova liderleriyle birlikte, Kosova cumhurbaşkanının seçilmesine kadar her şeyden sorulan ABD Büyükelçisinin de bilgisi olmamasıydı. Operasyon ile istihbaratı darbe yiyen ABD ve Türkiye karşıtı basının da olayı gaza getirmesiyle çoğalan tepkiler, Türkiye’nin Kosova’ya her alandaki destek ve yardımları adeta hiçe sayıldı.
Oysa geçmişte MİT, Suriye ve Libya’da Kosovalıların kurtarılması operasyonlarını yürütmüş, Kosova istihbaratı ile işbirliğin temelini atmıştı. Son operasyonda yapılan işbirliği Kosovalıların hoşuna gitmedi.
Anlaşılan Türkiye, yaklaşık 20 yıl içinde, binlerce burslu öğrenci, binlerce Kosovalı hastaya ücretsiz tedavi, Kosova’ya verdiği destek ve yardımları, Kosova’ya kendini sevdirmek için yetmemiş. Yaklaşık 2 milyar Euro tutarındaki yatırımlar dahil her çeşit destek ve yardım karşısında Türkiye vefasızlıkla karşılaştı.
Bir kez daha kanıtlandı. Ülkeler arasında ne dostluk ne kardeşlik vardır. Çıkarlar vardır. Çıkarlar, hem dostluk, hem kardeşlikten üstündür. Ülkeler arasındaki ilişkilerde bu böyledir. İllah çıkarlar değil, dostluk ve kardeşlik önemlidir diyen ve bu konuda ısrar eden ülkeler, günün birinde mutlaka hayal kırıklığına uğrarlar. Türkiye’nin Kosova misalinde gibi.
Türkiye tüm bu gelişmelerden sonra, Kosova ile ilişkilerini gözden geçirir mi, uğradığı ihanetliğe yanıt verir mi, Kosova’ya haddini bildirmeyi düşünür mü bilinmez, ancak, ilişkilerin eskisi gibi kalması Türkiye’yi düşman görenlerin ekmeğine yağ sürmek anlamına gelecektir. Çünkü Kosova, Türkiye’yi 6 Fetöcü için sattı. İki ülke arasındaki ilişkilerin bundan böyle dostluk ve kardeşliğe değil, rasyonelliğe dayandırılması şart.
Ercan Kasap
07 Nisan 2018