09 Kasım 2024 Cumartesi
DEMOKRASİ’NİN ZAFERİ:15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ
UMUDUMUZ İVANOV....
TRUMP ENDİŞESİ...
Kimliğe Yeniden Sarılmak: Priştine Türk Gençlerinin Gelecek Mücadelesi
MECLİS 2025 YILI BÜTÇE YASA TASLAĞININ İKİNCİ OYLAMASI İÇİN TOPLANDI
Kosova’da Türk toplumunu temsil eden Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP) millevekillerimiz, meclis genel kurul oturumlarında konuşmalarını çoğunlukla Türkçe yapmaktalar. Hem Anayasal haklarından yararlanıyorlar, hem de Kosova’da Türk seçmeninin taleplerini, sorunlarını, istemlerini ana dilinde dile getiriyorlar. Güzel , hoş. Fakat biraz da düşünmek lazım. Zaman zaman çok önemli sorunlara, sıkıntılara işaret etmek, çözüm aramak, ya da yetkililerden milletvekili olarak hesap sormak için çoğunluğun konuştuğu ve anladığı dilde konuşmak lazım. Bu hususta Arnavutça dilini daha sık kullanmak, konuşmaları bu dilde yapmak gerekir. Daha etkili olabilmek, dikkatleri çekebilmek için meclis kürsüsünden daha sıkça Arnavutça metinler hazırlanıp okunmalı ya da Arnavutça konuşulmalı. Milletvekillerimizin bunu rahatlıkla yapabileceklerinden eminim.
Sebebine gelince… meclis oturumlarını takip eden birisi olarak gözlemlediğim ve rahatsız olduğum husus, Türkçe konuşma yapılırken, salondaki milletvekillerin tercümeyi dinleyebilecekleri kulaklıkları kullanmamaları. Bu durumda ülke meseleleri olsun, Türk halkının konu ve sorunları olsun, Türk milletvekillerinin görüş ve tutumları, çoğunluktaki Arnavutlar tarafından işitilmemiş oluyor.
Arnavut gazetecilerinin de tepkilerini görüyorum. Milletvekillerimiz Türkçe konuşurken pek te o taraflı olmuyorlar. Kulaklıkları kullanmıyorlar. Dolayısıyla milletvekillerimizin ne dediğinden bir haber oluyorlar. Halbuki, zaman zaman çok önemli konulara değinildiği konuşmalar Arnavutça yapılmış olsa , milletvekillerimizin üzerinde durdukları konular, Arnavutça medyaya daha rahatça intikal eder, görsel, işitsel ve yazılı medyada çözüm bekleyen halkımızın sorunlarına yer verilir.
Genel kurul oturumlarının canlı sunulduğu televizyonda geniş bir kitleyi de hesaba katmak lazım. Meclis toplantıları televizyonda geniş bir kitle tarafından izleniyor. Milletvekillerimiz Türkçe konuşurken, sık sık teknik bir sorun olarak orijinel ses, çeviri sesi ile karışıyor, haliyle, konuşulan ve söylenenler anlaşılır olmuyor.
Anlaşılan Türkçe ile zaman zaman kısıtlı ve sınırlı kalıyoruz. Etkili olamıyoruz. Türkçe kulağımıza hoş geliyor. Ancak hedef ve amaç , sorunu sadece dillendirmek değil, sorunun mevcutluğuna işaret etmek, çözüm istemek ise, o halde, sadece Türkçe konuşarak ne kadar isabetli olunduğu tartışılır.
Belli dönemlerde , belli konularda pratik ve pragmatik olmanın faydası vardır.
Alınganlık yapmayalım. Mecliste Türk milletvekilleri illa da Türkçe konuşmalı, aksi takdirde Türkçe elden gider, Türkçe’ye saygısızlık olur diye gereksiz yere nara atmanın bir anlamı yok. Çünkü sorunları çözmekte daha etkili bir yol varsa o yolu da en azından denemek lazım. Tabi ki Türkçe konuşulacak. Ama misal olarak eğitimde sorunlardan konuştuğumuz sırada, işsizlikten söz ettiğimiz sırada, en önemli bir çok alanda hak ihlallerine işaret ettiğimiz durumlarda, hayati önem taşıyan ülke konuları hakkında Türk halkının tavrını dile getirdiğimiz sırada milletvekillerine tanınan zamanı iyice ayarlayarak bazen tamamen Arnavutça, bazen konuşmanın yarısı Türkçe yarısı Arnavutça yapılmalı, durumlara göre de tamamen Türkçe konuşulmalı. Konunun önemine göre dil seçimi de yapılmalı. Bu biraz da milletvekillerimizin bahsedecekleri konulara bağlı.
Sadece bir düşünce idi belirttiklerimiz. Tercih milletvekillerimizin.
Ercan Kasap
02.03.2019