09 Kasım 2024 Cumartesi
Kosova’da yapıcı olan, vatanını seven , saygılayan, kalkınması ve gelişmesine katkı sunan Türk azınlık topluluğu, ayakta kalabilmesi ve varlığını sürdürebilmesi için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. Onlardır ki, diğer halklar gibi Kosova’da Türk topluluğunu, topyekun toplumun gerçek bir unsuru haline getirirler. Bundandır ki, her şeye değer biçebiliriz , ama öğretmenin eserine değer biçemeyiz.
Ama bazı öğretmenler vardır ki, nesiller yaratamaz, nesiller yetiştiremez, çocukların eğitimine katkı sağlayamaz, gölge düşürdükleri mesleklerinin kuıtsallığının hakkını veremez , hatta ve hatta ana dilde eğitimin yapılmasını baltalar.
Sözüm, Gilan’da Türkçe eğitim veren bir kaçı hariç, çoğu Türk öğretmenlere. Sözüm, Türkçe eğitim veren ama çocuklarını Türkçe okutmayan Türk öğretmenlere.
Türklük ve Türkçeden dem vururken, çocuklarını başka dilde okutarak büyük bir tutarsızlık sergileyen bu öğretmenler, Türkçe eğitimin yaşaması için var gücüyle çalışan, dürüst, görevini hakkıyla yerine getiren, halkına düşkün, fedakar ve vefakar Gilanlı Türk öğretmenlere haksızlık ederek, zor durumda bırakmıştır.
1951 yılından bu yana Türkçe eğitimin yapıldığı Gilan’da Türkçe eğitim can çekişiyor. Sebebi, ne ekonomik, ne de siyasi. Sebep, Türkçe eğitim veren ancak çocuklarını Türkçe okutmayan öğretmenler.
Gilan, Türk toplumunun yaşadığı Kosova’nın önemli merkezlerinden biri. Buradaki Türklerin , uzun geçmişe dayalı kültür, sanat, yardımlaşma, eğitim dernekleri var, her şeyden önce ve ilk sırada Türkçe eğitim görebilecekleri okulları var. Ama ne yazık bu okullarda yok kadar sayılacak öğrenci var. İlköğretim okulunda 1’den – 9’uncu sınıfa kadar 11 öğrenci var. (1,6 ve 7’inci sınıflarda hiç öğrenci yok) 11 öğrenciden de 5’si de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Lisede Türkçe eğitim gören öğrenci sayısı 15. Bu sayıdan 2’si Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Rakamlar gösteriyor ki durum son derece vahim. Bu ikazları, son olarak 2 hafta önce yapılan bir toplantıda, çocuklarını Türkçe okutan ve Türkçe eğitim veren Gilan’daki az sayıda öğretmenden de işittik.
Türk öğretmenler kendi çocuklarını yıllar önce başka dilde okutmaya başladığı andan itibaren, Türk ebeveynler de aynı çizgiyi takip etmeye başlar. Ve bugün yaşanan ve kapanmak üzere olan Türkçe eğitimdeki durum beliriverir. Ebeveynler çaresizdir.Güvenmedikleri Türkçe adına maaş alan Türk öğretmenlere Türk ebeveynler niye güvensin. Gilan’daki ebeveyenler çocuklarını , kendilerine güvenmeyen öğretmenlere niye emanet etsin.
İşte bu yüzden mesleklerindeki kutsallıktan uzak kalan bu öğretmenlerin ana hedefi varsa yoksa devletten maaş almak. Gerisi hikaye.
Sonuç belli. Bugün Gilan’da Türkçe eğitimde yaşanan ağlanacak durum. 2 yıl üste üste tek bir öğrenci bu şehirde tüm şartlara rağmen Türkçe eğitime kaydını yaptırmıyor.
Türk ebevynler çocuklarını başka dilde okutarak, Türkçe eğitimden el çekmiş oldu. Bu gelişmeye Gilan’daki bazı aydınlar hariç, Türk partileri, dernekler, sivil toplum kuruluşları adeta seyirci kalır. Gilan’da Türkçe eğitimin içinde bulunduğu durumdan kurtulması için bu gerçek ile yüzleşmesi lazım. Aksi takdirde, bir çok sefer vurgulandığı gibi Gilan, Vıçıtırın ve Mitroviça’nın kaderini yaşamış olur.
Daha şimdiden yeni eğitim yılı için duruma ciddiyetle el atılmalı. Bunun öncülüğünü de başta Türkçe eğitime bunca yıl emek vermiş öğretmenler, heri iki Türk partisi, sivil toplum kuruluşları ve Türk ebevyneleri yapmalı.
Görevini şefkatle yerine getiren tüm öğretmenlerimize içten ve sonsuz saygılar…
Ercan Kasap
07.02.2016