Kosova’da Türk çağdaş edebiyatının ad yapmış yazarlarından Reşit Hanadan’ın ‘Taş Yerinde Ağırdır’ adlı roman dizisinin üçüncü bölümü ‘Elveda Hüdavendigar Diyarı’ basıldı.
Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi Yayınevi tarafından okurlarıyla uzun aradan sonra tekrar bulusan Hanadan, romanı hakkında bilgi verdi. Hanadan, “Bu eseri, kendilerini 1945’li yıllarda Yugoslavya’da yaşanan acımasız olayların içerisinde bulup yoksulluğa, haksızlığa ve zulme karşı verdikleri mücadele çerçevesinde durum dayanılmaz bir hal aldığında da, daha güzel, daha adil, onurlu bir yaşam uğruna çareyi doğup büyüdükleri baba topraklarını terk edip ata toprakları Türkiye’ye göçte bulan ebeveyinlerime, eski Yugoslavya’da aynı acı kaderi paylaşmış olan kadın erkek, yaşlı genç tüm güzel, onurlu ve cesur insanlara” sunduğunu söyledi. Reşit Hanadan, yaşanmış gerçek olaylardan esinlenilerek yazılan bu romandaki belgesel ve tarihi olaylarla ilgili kişiler dışındaki karakterlerin kurgu olduğunu vurguluyor. Yazar eserin künyesinde romanın konusunu şu şekilde özetledi:
“Cehennem’i andıran 2’nci Dünya Savaşı’nın o korkunç ateşinden büyük mal ve can kayıpları, derin ve onulmaz yaralarla çıkabilmişlerdi. Savaş sonrası kurulan yeni düzende, söylene gelindiği üzere barış, refah, adalet ve huzur dolu bir yaşamın özlemiyle yanıp tutuşurlarken birdenbire aldatıldıklarını, özlemlerinin kursaklarında kaldığını öğrendiklerinde büyük bir hayal kırıklığına uğramışlar; dolayısıyla da gece aşırı katı ve zulüm dolu komünizm rejiminin kanlı pençesinde kıvranmaya terkedilmişlerdi. Hırs ve ihtirasların, intikam, kin ve öç duygularının, sefaletle birlikte ihanet ve ölümün de kol gezdiği korkunç ve acımasız bir ortamda yaşamaya mahkum edilirlerken, kendilerini, milli ve dini kimlikleriyle birlikte mal ve mülklerini de koruyabilmek uğruna eşi benzeri görülmemiş, zor ama onurlu bir mücadelenin içerisinde bulan bir avuç cesur ve mert insanın acı öyküsü. Onlar ki, inandıkları davalarını savunabilmek, milli ve dini kimliklerini koruyabilmek uğruna doğup büyüdükleri ükelerini, kendilerine atalarından kalma topraklarını terketmeye zorlanmışlardı. O günlerde, o dönemde her şey zordu ama, ayrılık en zor olanıydı. ve bu bir avuç inanmış, onurlu, bilinçli, mert ve cesur insan kararlılıklarıyla ölümden de beter olan ayrılığı da yenmeyi becerebilmişlerdi./E. Tabak/
SEÇİM LİSTELERİNDEKİ LOGO MUAMMASI
ARNAVUTLUK’TA AKRAN ŞİDDETİ PROTESTOSU
BALKANLAR’IN GELECEĞİ TİCARETLE ŞEKİLLENECEK
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.