a

ŞAİR CENOLARİ’NİN “UMUT ÇİÇEKLERİ” KİTABI ÇIKTI

İMZA yayınlarınca, genç şair  Sümeray Cenolari’nin ilk şiir kitabı olan “Umut Çiçekleri” çıktı

Yaş itibariyle, gençliğin, yeni yetmenin getirdiği karmaşık duygular için şiir en iyi sığınaktır. 16-17 yaşında herkes şairdir, kızlar özellikle. 14-15-16 yaşında şiir yazmayan ya da herhangi bir şairin üç beş sevda şiirini defterine aktarmayan kız çocuğu var mıdır bilmem. Bu genelde 20 yaşlara kadar sürüp gider böyle. Reşit çağına ulaşıncaya dek o duygular çalkalanır durur, dalgalanıp kıyılara vurur. Bir zaman sonra bu hissiyyat-ı hafiyye kendiliğinden sabun köpüğü gibi yok olup gider. Pır pır eden o yürek atışları da zamanla yerini hayatın gerçek nabzına, hissiyyat-ı ulviyye bırakarak kendini bulmak, kendini anlamak için yollara düşer.

Bu çağdan sonra şiir yazmaya devam edenler ciddi manada şiire müptela olanlardır. Orada burada görünerek bizi artık dikkate alın dercesine yüzümüze yüzümüze bakan da onlardır. Ve ondan sonra da aralarında hangisi şiiri sadece bir heves olmaktan çıkarıp hayatın bir parçası haline getirdiğini görmek hepimize düşen bir görev olsa gerek.

Sümeray onlardan biri işte.

 

“UMUT ÇİÇEKLERİ” nden tadımlık dizeler…

 

Bizi Yaratan Mevla İstedi

 

Hazan  mevsiminde,

yaprakların sararıp solmasını,

bahar çiçeklerinin, bahar mevsimini muştulamasını;

Göçmen kuşların sıcak ülkelere gitmesini,

Bizi yaratan Mevla istedi.

 

Ateş böceğinin ışık saçmasını,

Karıncaların yuva yapmasını,

Zambakların çiçek açmasını,

Bizi yaratan Mevla istedi.

 

Yolcuların yoldaş olmasını,

İnsanların kardeş olmasını,

Çocukların mutlu olmasını,

Bizi yaratan Mevla istedi.

 

 

Bilinmezlik

 

Su bilinmez,

Ağaç  bilinmez,

toprak bilinmez.

Dünyanın ne demek olduğu hiç bilinmez.

İnsan bilinmez mesela,

Nasıl olduğu, özünde neler  barındırdığı,

Kafasının hangi dantel modeliyle örülü olduğu,

Umudunun varlığı ya da yokluğu,

Duyguları, heyecanları,

Ve daha daha nicesi, niceleri..

Bilinmez, hiç bilinemez.

Bilinmezliklerde saklı insan, dünya ve daha ötesi.

İnsan, dünya ve ötesi bilinmezliklerle özdeşleşmiş…

Ve hayat bilinmezliklerle kardeş olmuş…

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Sıradaki haber:

BAKAN YARDIMCISI USTAİBO’DAN BOSNA MAKAMLARINA SERT TEPKİ

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegel