Bazı ülkelerde siyaset kriz üretir.Kosova’da seçimlere götüren gelişmeler bunu doğruluyor.İzlenen siyaset kurumsal krize sebep oldu. Bunun sonucu Kosova ilk kez olağanüstü seçimlerle tanıştı.Oysa dünyada siyaset, sorunları çözmeye yönelik bir araç olarak kullanılıyor.Bazı ülkelerde siyaset düne göre yapılıyor.Hiç bir zaman olayların önüne geçmeyi amaçlayan bir görüş çerçevesinde yapılmıyor.Olayların arkasında gidiyor.Böyle siyasette halk daima siyasetin önünde olduğu için siyaset ile arasında uçurumlar doğuyor.Bu tespit Kosova için de geçerli değil mi? Çoğu siyasi partiler bunu yapmıyor mu. Hangi parti geçmişin üzerine geleceğe dönük olarak hem çağdaş ve en ileri çizgiyi izleyen siyaset üretiyor, sürdürüyor? Kosova örneğinde yanıtını bulmak zor gibi görünüyor.Oysa demokrasinin tek güvencesi halkın sağduyusu ve savaşım gücüdür.Bu nedenle 12 Aralık genel seçimleri, Kosova için kritik seçimler olacak.Seçmenler önünde iki tercih olacak.Uluslararası camia tarafından bile sıkça eleştirilen, Kosova vatandaşları tarafından tasvip edilmeyen yönetim şeklinin devam etmesi ya da genç olmasına rağmen Kosova’nın dünya arenasında ciddi bir devlet konumuna getirmek için oy gücünden yararlanarak, siyasi partilere baskı yapmaktır.Seçmenlerin istihdamdan başlayın,düşük emekli maaşlarına kadar, memnuniyetsizlik duyduğu binbir şikayet var. İnsanlar mutlu değiller.Kosova’nın bağımsızlık sonrasındaki ilk parlamento seçimlerine dönük kampanyada iki önemli farklılık göze batıyor. Biri, eski siyasi partilerin kalıplaşmış söylemleri, diğeri ise, siyasi sahneye yeni çıkan siyasi partilerin söylemlerinde farklı tarzdaki söylemler.Yeni partiler, hukuk üstünlüğü,yargı,rüşvete karşı mücadale gibi,şeffaf yönetimi simgeleyen meselelere odaklanmaktalar.Yönetimde epey tecrübe kazanmış siyasi partiler de,tabiri caiz ise ülkenin yönetimi için klasikleşmiş ifadelere başvuruyorlar. Her şeye rağmen Kosova seçmeni umutsuz da değil. Bu da işin en önemli tarafı,umutlu olmak.Umut da cesaretin yarısı olduğuna göre,bir şeyleri değiştirmek için, önce umutlu ,sonra da cesaretli olmak lazım.Kosova seçmeni buna hazır mı bilinmez ama,herkes “ eski hamam , eski tas” durumunun tekrarlanmasından endişeli.Seçim kampanyası süresince vaadlerin bol keseden dağıtıldığına bakılırsa,seçmenin tereddüt içinde olması içten bile değil.Gerçi, vaadler, seçim kampanyasının ayrılmaz bir parçasıdır, ancak, vaadlerin arkasında durulabilecek mi sorusu, seçmenin kafasını karıştırmayı sürdüyor haliyle.Kosovalı Türk seçmene gelince, mutlaka ve mutlaka seçimlere katılım yüksek olmalı. Gerisi şimdilik önemli değil. Mutlaka sandık başına çıklılmalı. Oy kullanmamak bir partiyi cezalandırmak anlamına gelmez. Mecliste temsilsiz kalmak haklarımızın savunmasız kalması demektir. Ne kadar oy varsa, biz o kadar varız.
12 Aralık seçimleri herkese hayırlı olsun.
KOSOVA’NIN ÖNEMLİ BÖLÜMÜ SULAR ALTINDA
ARNAVUTLUK’TA 14. ULUSLARARASI CAZ FESTİVALİ BAŞLADI
SIRBİSTAN’DA YENİ HÜKÜMET KURULDU
YUNANİSTAN’IN BAŞKENTİ ATİNA’DA TAKSİCİLER 24 SAATLİK GREVE GİTTİ
AB, ARNAVUTLUK İLE KATILIM MÜZAKERELERİNDE YENİ FASILLAR AÇIYOR
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.