Gündemden düşmeyen Sırpların çoğunlukta olduğu Kosova’nın kuzeyindeki belediyelerde medya neden hedefte? Gizledikleri suçların ortaya çıkmasından mı korkuyorlar?
Tahmin yürütebiliriz ancak bu soruların cevaplarını net olarak bilemiyoruz. Bildiğimiz, dün kuzeydeki Sırp belediyelerinden Leposaviç’teki protestoları takip eden medya mensuplarına vahşice saldırı düzenlenmesi ve saldırılar sonucu 9 gazeteci ve kameramanının yaralanmış olması.
Sırbistan’ın gücünü arkasına alan protestocu maskesi altında gizlenen suç unsurları, geçenlerde 30 KFOR askerini yaraladı, dün ise ilk hedefleri gazeteciler oldu. Protestocu kılığındaki maskeli kişiler dün medya mensuplarına vahşice saldırdı.
Dün Leposaviç’te suç işlemekten imtina etmeyen Sırp çetelerin gazetecilere yönelik vahşi saldırıları, kamuoyunu bilgilendiren gazeteciler için ciddi bir saldırıdır.
Oralardan gelen saldırı görüntüleri şok edici… Çok sayıda kurum, kuruluş, siyasi ve büyükelçiler gazetecilere yönelik saldırıları kınadı. Kınama mesajları, Kosova Türk Gazeteciler Derneğ’inin de aralarında bulunduğu medya dernekleri ile kuruluşları tarafından da yayınlandı.
Kuzeyin tek hükümdarı olarak davranan Kosova’daki Sırpların en büyük siyasi partisi olan Sırp Listesi tarafından bu çirkin saldırılar kınanmadı. Sırplar sesiz kalmayı tercih etti.
Kabul edilmesi mümkün olmayan protestocular tarafından medya mensuplarına uygulanan şiddet eylemlerini kınamamak, şiddeti kollamak ve desteklemek anlamına gelir. Gazetecilerin yaşam hakkı ve bedenlerinin fiziki olarak ihlal edilmesine seyirci kalabilmek mümkün müdür? Sırpların bu şiddet olaylarına tepkisiz kalması, mesleğini icra ederken yaralanmalarına yol açan saldırıları en azından eleştirmemeleri son derece düşündürücüdür. Sergilenen vahşet karşısında seyirci kalmak, hangi amaç ve değerlere hizmet eder?
Medya mensuplarının kamu yararına yaptıkları görevleri esnasında saldırıya uğramalarının hiçbir kabul edilecek yanı yoktur.
Protestocuların, gazetecilere acımasızca saldırmakla, kuzeyde olup bitenler hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi hakkını engellemeyi amaçladığı, basın özgürlüğü ve haber alma hakkının kısıtlamaya çalıştığı malum. Yapmış oldukları kutsal görev ile toplumun gözü, kulağı ve sesi olan medya mensuplarına kuzeydeki belediyelerde yapılan saldırıları sonlandırmak da orada görev yapan Kosova polisi ve Nato’nun barış gücü olan KFOR askerlerinin sorumluluğundadır. Güvenlik güçleri basın mensuplarını korumakla yükümlüdür. Gazeteciye sağlanan güvenlik, halkın haber alma hakkına tanınan güvencedir.
Çünkü savaşta gördük ve yaşadık, her an herşey olabilir, ancak gergin de olsa barışçıl ortamda, gazetecilerin yara alacak şekilde saldırılara maruz kalması normal bir olgu değildir.
Unutulmamalı ki basın özgürlüğü gazetecinin şahsına tanınmış bir imtiyaz değildir. Gazeteci kamunun bekçisidir, o konumdadır. Gazeteci olayları izler, araştırma yapar, değerlendirmede bulunur ve tüm bunları halkla paylaşır. Bu, sonuçta gazetecinin sorumluluğudur.
Bu nedenle gazetecilere yönelik saldırılar, herhangi bir suçun üzerini örtmeye yetmez…
Ercan Kasap
17.06.2023
PRİŞTİNE’DE SU BASKINLARI
ARNAVUTLUK’TA AKRAN ŞİDDETİ PROTESTOSU
BALKANLAR’IN GELECEĞİ TİCARETLE ŞEKİLLENECEK
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI