a

TÜRKÇE’YE SAYGISIZLIK…

Yeni bir yıla yaklaşırken, insan hakları açısından her fırsatta övünen Kosova’da, yüzyıllardır konuşulan Türkçe’ye iki farklı faaliyette saygısızlık yapıldı. Türk diline kanunlar çerçevesinde saygısızlık olayları çoğaldıkça, Türkçe’ye haksızlık yapıldığına dair  kanaat oluşmasının zemini hazırlanmış oluyor.

Yeni bir yıla yaklaşırken, insan hakları açısından her fırsatta övünen Kosova’da, yüzyıllardır konuşulan Türkçe’ye iki farklı faaliyette saygısızlık yapıldı.

Türk diline kanunlar çerçevesinde saygısızlık olayları çoğaldıkça, Türkçe’ye haksızlık yapıldığına dair  kanaat oluşmasının zemini hazırlanmış oluyor.

Adeta ülkede 1999 yılında savaşın sona ermesinden sonra merkezi düzeyde resmiyetine son verilen, yerel düzeyde ve sadece iki belediyede resmi dil, Türklerin yaşadığı diğer beş belediyede kullanımda olan geleneksel dil olarak Dil Yasası’nda yer alan Türkçe, maalesef verilmesi gereken saygıyı görmüyor.

Prizren ve Mamuşa’da  resmi olan, Priştine, Mitroviça, Gilan ve Vıçıtırın belediyelerinde kullanımda olan geleneksel dil olarak Türk dili, yasaların uygulanmaması nedeniyle haksızlığa uğramakta.

Mamuşa hariç, bu belediyeler, Türkçeyi, yıllardır görmezden geliyor. Türkçe’ye kurumsal bir mualefetlik sergileniyor adeta.

Tıpkı geçenlerde  Kosova Azınlık İşleri ve İnsan Haklarından Sorumlu Başbakan Yardımcısının ofisi tarafından düzenlenen Kosova’nın başarılı  kadınları ödül töreninde göze battığı gibi..

“Kosova seninle gurur duyuyor!” sloganıyla düzenlenen törende, Kosova’nın başarılı 50 kadın arasında yer alan 10 Türk bayanına ödül verildiğine dair belge ya da plaketlerde Türkçe’ye  yer verilmedi. Tam bir skandal. Çünkü ödülü veren azınlık haklarından sorumlu başbakan yardımcısı, ödülleri alanlar da Kosovalı Türk kadınlar.  Ancak ödül belgelerinde Türkçe yok. Absürdün ötesi bir hareket. Plaketlerde resmi diller olan Arnavutça, Sırpça ve resmi dil olmayan İngilizce dilleri var, ama Türkçe yok.

Nedenini sorarsanız, “Türkçe resmi dil değil” cevabını anında alırsınız. Peki ödüllerle birlikte verilen plaket resmi bir belge değil, Türkçe yazılması kanunlara da aykırı değil, kaldı ki, Boşnak kökenli Başbakan Yardımcısı  ve  Türk kökenli danışmanının  bu durumu görmezden gelmeleri  alkışlanacak bir durum değil. Azınlık mensubu olan bir başbakan yardımcısının,farklı  azınlık topluluklarına mensub olan bayanlara verilen plaketlerde kendi ana dillerininde de “ başarı ödülü” ibarelerinin yazılmaması, en hafif tabirle yadırganacak  ve  yersiz bir davranış olsa gerek.

Bu hadisede yaşanan tatsızlık karşısında ne hikmetse hiç kimse tepki göstermiyor, ses çıkartmıyor.

Bu haksızlık ve saygısızlık karşısında insan niye susar, niye tepki göstermez, en azından neden bir açıklama talep etmez… Kanunların tanıdığı hakkı aramak suç değildir.  Sonuçta hem ödülü verenler, hem ödülü alanlar Türkçe’yi yok saymıştır.

İkinci hadise Türklerin en yoğun olarak yaşadığı tarihi kent Prizren’de yaşandı. Türkçe’nin resmi dil olduğu Prizren’de, Arnavut olan Belediye Başkanı, Osmanlı’dan kalan taş köprünün üzerine yeni yıl kutlamasını sadece Arnavutça yazdırmıştır. Bu hareketi ile belediye başkanı, bu şehirde yüzyıllardır birlikte yaşayan farklı dil ve ulusal mensubiyete sahip insanları yok saymıştır. Şehirde yaşayan tüm insanların farklı dillerde yılbaşının kutlamasının yazılması, “burada sadece Arnavut” var mesajı verilmesinden çok daha insanidir. Arnavutça, Türkçe, Boşnakça “yeni yılınız kutlu olsun” yazılsa dünya mı batar? Bu kadar da ırkçı olmanın hiçbir alemi yok.

Anlaşıldığı üzere, son dönemlerde Kosova’da  Türkçe’ye karşı  tahammülsüzlüğün yeniden hortladığını  ve olayın ciddi boyutlara ulaşmaya doğru yol aldığını  büyük bir endişeyle gözlemlemekteyiz.

Türkçe’ye engel konulmak suretiyle Kosova’da azınlıktaki Türk topluluğunun  diline ve kültürüne  yönelik zaman zaman farklı şekil ve boyutlarda yapılan saygısızlık, ister istemez  gerek  ülkemiz demokrasisi adına, gerek ise de halklar arası ilişkiler adına üzücü ve düşündürücüdür.

Kosova vatandaşı olan ve bu ülkeye sevgi bağlarıyla bağlı olan Kosova Türk topluluğunun dili olan Türkçe’nin isteyerek gözardı edilmesi, ülkemiz adına büyük bir kayıptır.

Kosova’da Türk halkının kültürel değerlerine gösterilen tahammülsüzlük, toplumsal barışın en büyük tehditlerden birisidir.

Türkçe’ye karşı olan olumsuz tutum ve yaklaşımlar, geçmişte Kosova’da yaşanan karanlık yılları hatırlatmaktadır.

Bu ve benzeri olaylar, hoşgörü ve insan hakları değerlerinde dayanağı olmayan, ülkede toplumsal barışı ve uyumu tehdit eden demokrasiyle bağdaşmayan hadiselerdir.

Kosova’da yaşayan azınlıktaki Türk topluluğunun kültürünü ve kimliğini hedef alan, temel insan ve azınlık haklarına aykırı, hoşgörü ortamını ayaklar altına alan anlayışın son bulması ve benzeri olayların tekrarlanmaması için, hem birey, hem sivilt toplum kuruluşu, hem siyasi parti olarak sesimizi yükselterek, tepki göstermeliyiz.

Zira bu hataları yapanlara şunu hatırlatmamız lazım; ”Size yapılmasını istemediğinizi başkalarına yapmayın, yazık olur.”

Ercan Kasap

25.12.2022

2 1 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

AB VİZESİ, KOSOVALILARIN KAÇ PARASINI YUTTU?

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegelcasibom giriş