Merhum Müveddet Bako ve yakın zamanda vefat eden Fadil Derviş’in aziz hatırasına…
Bu yazıyı okuyanlardan bazıları, kör ölür badem gözlü olur, diye düşünebilir ama gelin görün ki ölen her kör badem gözlü olmuyor.
İnsan, hayatındaki en büyük değişikliklerden birini ilkokula başladığında yaşar. Okulun ilk gününe kadar çekirdek ailesinin etkisi dışına pek fazla çıkamayan çocuğun hayatına artık yeni bir kişi dahil olmuştur; öğretmen. O güne kadar sadece ailesi tarafından yetiştirilmiş çocuğu bu sefer de başka biri, üstelik kendi yorumunu katarak yetiştirmeye devam edecektir.
Çocuk doğru eğitildikçe sadece ilk öğretmeninden değil, diğer öğretmenlerinin de etkisinde kalır, her öğretmeninden bir şeyler kapar hatta bir zaman sonra kendisi de öğretmenlerini değerlendirmeye başlar.
Bizim de lisede etkilendiğimiz öğretmenlerimiz oldu. Onlardan biri on sene önce kaybettiğimiz Müveddet Bako, diğeri de geçen hafta yitirdiğimiz Fadil Derviş. Etkilendiğimiz öğretmenler elbette ki bu kadarla sınırlı değil ama çok şükür ki şu an hâlâ hayattalar ve dileriz bizi daha uzun zaman etkilemeye devam ederler. Ben sadece artık hayatta olmayan bu değerli öğretmenlerimi yazmak istedim.
Hem Müveddet hem de Fadil öğretmen Kosova Türklüğü’nü düşünmüş, düşündüklerini uygulamış, Türklük için başkalarının da düşünmelerini sağlamış ve en kısa tabirle hayatları boyunca Kosova Türkleri’nin varlığı ile devamı için uğraşmışlardır.
Kosova’da Türk öğrencilerini yetiştirirken, Türk sanat derneklerinde kültürümüzü yaşatırken, en sancılı zamanlarda Türk partisini kurarken, tehdit edilmelerine rağmen parti yöneticiliğini üstlenirken bir an bile tereddüt etmediler.
Zamanında Türk gençlerinin Türkiye’de yüksek tahsil görmeleri için girişimlerde bulunmuş, Türklük bilincini yaşatmak ve yaymak için mesleklerinden çok iyi istifade etmiş, öğretmenler derneğinde başkanlık ve asbaşkanlık yaptıkları dönemlerde anavatanla olan bağları daha da güçlendirip Kosova’daki Türk eğitiminin sağlam bir şekilde sürdürülmesine katkı sağlamışlardır.
Hatta bazan imkânsızlıktan, bazan da çetrefilli zamanların kötülüklerinden sakınmak için evlerini çekinmeden açmış, uygun şartlar sağlanana kadar kendi evlerini bir nevi enstitü olarak kullandırmışlardır.
Bugün Kosova Türk camiasının eğitim, bilim, kültür, sanat, spor, siyaset alanındaki tanınan kişilerin çoğu bu iki öğretmenin tedrisatından geçmiştir. Fakat camiada bilinen bu kişilerin beklendiği gibi yönetememesi veya hatalı yönetmesi bu emektar öğretmenleri bağladığı anlamına gelmez. Önce aile ve ardından böyle değerli öğretmenlerden alınmış ve gerektiği gibi anlamlandırılmış bir eğitim, ideal siyaset* için yeterlidir zaten.
*Siyaset, günümüzde her ne kadar sadece politika sözcüğünün eş anlamlısı olarak kullanılsa da, siyasetin bir diğer anlamı da yönetimdir.
Atakan KORO
KOSOVA, ABD’DEN 40 İHA ALACAK
ARNAVUTLUK’TA AKRAN ŞİDDETİ PROTESTOSU
BALKANLAR’IN GELECEĞİ TİCARETLE ŞEKİLLENECEK
İSTANBUL EĞİTİM ZİRVESİ 2024 DÜZENLENİYOR
ÜSKÜP’TEKİ FESTİVALDE TÜRK ÇAYI TANITILDI