a
b
b

A BE HABİBE HANIM, BİZİ ÇOK ÜZDÜN…(Ya da Habibe hanımla son yazışmalarım)

2019’da Üsküp’te beraber olduğumuz bir etkinlik ardından bir yazı yazmış, okurlarla paylaşmıştı. Yazının sonunda şöyle diyordu:

“Türkçenin Nöbetini İlelebete kadar Tutmak Var…

Nice Türkçe Şiirlere…Balkanlarda var olmamız için…”

Dün (05.11.2021)Leyla paylaşmıştı, Habibe Ahmetova’nın öldüğünü, Bulgaristan Türklerinin çok değerli bir yazarını kaybettiğini duyurmuştu…

Son yıllarda birkaç etkinlikte bir arada olduk Habibe Ahmetova’yla. Rodoplar kadar koskoca bir yürek, engin bir görüş, bir can dost. Türkçe düşkünü. Kardeşlik ve barış yanlısı bir şair…Hasta olduğundan haberim vardı. Ama o Rodopların kızıdır diyerek, ayağa kalkacağından o kadar emindim ki…Çok üzgünüm! Çoook! Yazacak kelime bulamıyorum. Bazı ölümler öyle etkiliyor ki insanı…Bu onlardan biri oldu işte. Torununun torunu Asel el sallamış Habibe hanım hastaneye giderken…”Allah’ım, Asel’ime bağışla beni!” demiş. Ama olmadı. Ölüm bu defa da galip geldi…

Dedim ya gücüm yok, yazamıyorum…Habibe hanımla facebooktaki son yazışmalarımı sizlerle paylaşmak istedim…Nur içinde yatsın…

27 Haziran 2021

“Habibe:”Merhabalar çok kıymetli şair, yoldaş, üstadım… Şubat ayından bu yana çok rahatsızlandım ve inanın sık sık sizi anımsadım, hani bana demiştiniz; “oralarda o yemyeşil doğanın içinde insan hastalanmayı bırak, ölünmez bile” …Maalesef  TROMBOFLEBİT teşhisi koydular bacaklara doktorlar. Oysa aşı bile olmamıştım. İki defa hastanelik oldum, şimdi az daha iyiyim, kontrollerim var sadece yatağımdan ve oturduğum yerden YEŞİLE bakıyorum ve içimden sevinemiyorum bile…Üstad yazsam mı yazmasam mı diye düşünüp duracağıma …yazayım dedim size bari. KUSURUMA BAKMAYIN,YAZMAKTA BİLE ZORLANIYORUM. Saygılar, hürmetler ve başarılar dileklerim sizin olsun efendim. Umarım güzel ve huzurlu günlerde görüşmek nasip olur…”

Zeynel: “Üzüldüm şimdi. Oysaki, bu Habibe hanım nerde, nicedir yazmadı, durumu nedir, diye kendi kendime sormuştum. Acil şifalar dilemiş, yeni bir etkinlikte beraber olma dileklerimi arz etmiştim…”

23 Eylül 2021 tarihinde yine yazmış, Türkçem Dergisi’nin 250.sayısı için kendisinden bir şiir istemiştim.

Aldığım yanıt şuydu:

Habibe:“Maalesef Üstad çok kötüyüm kolum da kırılmıştı bilekten. Fizik terapisi verdiler ve üstüne eşimle ikimiz de kovide yakalandık. Çok, ama çok zor atlattıksa da, eşim az daha iyi ,ama benim bacak tromboflebiti yeniden tetikledi anlaşılan 28 .09.da Sofyaya götürecek kızım özel randevu almış kalb damar uzmanı bir klinikte.Kader kısmet değerli dost söz eğer düzelirsem dünyayı keşfedeceğim yeniden.Benden de saygılar, sevgiler.zorlanıyorum yazarken inanın.

Tüm arkadaşlara selam söyleyin ve benim için dua edin. Hep pozitif olan ben umudumu yitiriyorum…Parmaklarım bile dinlemiyor… Evvelki ben değilim sanki…”

Zeynel: “Çok üzüldüm. Hasta olduğundan haberim yoktu. Çok geçmiş olsun. Güçlü olman lazım. Direnmen lazım. Rodopların kızısın. Nice güçlükleri atlattın, bunu da atlatırsın inşallah..Dualarım seninle…”

24 Eylül 2021

Habibe: “Sağ olun umarım iyi günlerimiz olur inşallah.”

1 Ekim 2021

Habibe:“Çok değerli Üstadım (hiç iyi değilim) zaten iyileşirsem belli olacak, değil mi?! Yatıyorum … fazla inceliklere girmeden kısa kısa geçerek optimist olmaya bayılan ben “Türkçem” sayısına istemiş olduğunuz ( ne derseniz deyin artık) gönderiyorum. Penceremden bulutları seyrediyorum hem. Saygılar, hürmetler Efendim. Kosova’ya ve dostlara sevgiler…”

Habibe:“ Ben ölsem bile kim ne kaybeder ki… Hiç kimse. Hiç bir şey… Fırtınalar koparan benliğim boğazımı parçalıyor. Bitiriyor beni. Gece bitmek bilmiyor. Sabah belki hiç gelmiyecek. Ben olmasam bile dünya ne kaybeder ki…”

Habibe: “Mıhlanmış gibi – eski, ağır ve simsiyah bu gece. Bitmek bilmiyor. Toplu toplu bulutlar. Bir yağıverse. Gökyüzü bulutlara gebe… Bir doğursa – Yeni, ferahlı, taptaze bir sabah… … Hayat başka başlasa bu gün…” diye yazmıştı.

6 Ekim 2021

Zeynel: “Değerli dostum hep aklımdasın. Yoğun olduğum için arayamadım. Kusura bakma..Nasıl oldun? Bir kez daha acil şifalar diliyorum. Senin oralarının havası tertemiz, oranın havası bile seni ayağa kaldırması lazım. Selam ve saygılarımı sunar, sağlığına kavuşman için Allah’a dua ederim.“

Habibe:“Sağ ol değerli dost yürüyorum gündüzleri , kompresiv çoraplarla fakat geceleyin ağrı oluyor hele de bacağn birinde. İlâçlar alyorum yılbaşına yaklaşınca doktor esas tedavi için bilmem ne diyecek.Temiz hava beni hor gördü nedense, oysa ona hayrandım… İsyan etmiyorum,ama neden ben  demekten kendimi alamıyorum. Artık herşeye katlanmaktan başka çare göremiyorum. Neyse o olacak aziz dost,kalanı yalan, eğer azıcık sağlık olursa dünyaya inat onu daha çok seveceğim. Hayatımda baş ağrısı hariç hap yuttuğumu bilmeyen ben içim bağrım ilaç oldu.Beni torunlarıma bağışla Rabbim diyorum..Hatta torun kızımın kızı var 2 yaşında onu sevip okşamaya güç bulamıyorum…. Ahhh kocaman dünya,,sen ne kadar küçükmüşsün de ben mi farketmemişim. Saygılar benden de, Usta…”

10 Eki 2021

Habibe:”Sağ olun Asaletli Dost.Nicelere *TÜRKÇEM’E”

İyi ki varsınız. Çok da güzel olmuş, baştan sonuna kadar 250’nci sayı da . Devamı olsun nice nesillere de…

Yılbaşına kadar kan sulandırıcı ilaçlar kullanmam gerekiyormuş sonra esas tedaviyi doktor söyleyecek. Ağrılar halâ mevcut hele birinde. Ama dediğiniz gibi umudu yitirmekten korkarcasına ona sıkıca sarılmam gerektiğini hissediyorum. Sağ olun uzaklardan da olsa varlığınızı bilmek bile inancımızı aşılıyor gelecek günlere….Saygılarımı sunuyorum Efendim.”

30 Ekim 2021

Zeynel:”Selam. Nasılsın Habibe Hanım? Nasıl oldun? Umarım iyisindir artık…Durumun iyiyse, bir şiir göndermeni bekliyorum Türkçem dergisinin 250. sayısına.”

Habibe:”Ahhh kocaman yürekli üstadım keşke öyle bir gün gelse diye yüce Allaha yalvarıyorum. Şu an durumum çok vahim. Trombları bacaklarda unuttum. Emar Kırcaali’de karında bir büyük kist açıkladı ve 3 gün oluyor Filibe’de onkoloj bölümünde yatıyorum. Akıla gelmeyen başa geldi. Biopsi almak için pazartesi ameliyat yapılacak kemoterapiye geçilecekmiş bana dua edin de dünyayı yeniden görebileyim sevgili dost.”

Zeynel: “Dualarımız hep seninle.Bir daha çok geçmiş olsun. Acil şifalar dilerim. Atlatırsın evvel Allah. Sabır, cesaret, umutla bak her şeye, inancını yitirme…”

Habibe:”Amin…”

Zeynel: “İnan, Bulgaristan’a vize gerekiyor. Olmasaydı, seni görmeye gelirdim mutlaka. Şu an İstanbul’dayım. Allah’a emanet ol. Sağlıklı haberlerini bekliyoruz. Saygılarımla.”

Habibe:”Torunlarıma bağışla Ya Rab! diyorum.”

Habibe:”-Nene bay bay diyen torunumun küçük Aseline bağışla beni diyorum.”

Zeynel: “Her şey güzel olacak. Gene ömrünü onunla ve diğerleriyle yaşayacaksın..”

Habibe:“İnşallah, Amin!

Yürekten gelen sözleriniz için müteşekkirim, çok sağ olun Güzel İnsan.. .Ahhh Balkanlılar… Gidenler, göçenler, arkada kalacak olanlar…”

 

Ruhun şad olsun güzel insan. Seni hiç unutmayacağız…

Zeynel Beksaç

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

İLÇELERDE OLUP DA İLLERDE OLMAYAN

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
jojobetCasibom GirişJojobet Giriş YapcasibomMeritking Girişholiganbet girişbaywincasibom güncelcasibom girişdeneme bonusuCASİBOM GÜNCEL