a

“MÜZİĞİMİN, BAŞKA İNSANLARIN DA KALBİNE DOKUNMASINI İSTEDİM”

Ebru Jılta, tutkusu, hayatının bir parçası ve en önemlisi hiç vazgeçmediği şarkı söylemeyi bir adım ileriye taşıyarak albüm çıkardı.

Müziği ve insan ruhunu adeta okşayan sesiyle hem Kosova’da hem de Türkiye’de bir çok projede yer alan Ebru Jılta, şu anda sekiz parçadan oluşan bir müzik albümüyle karşımızda.

Genç yaşta birçok kişiye kadının sanat alanındaki başarısının en güzel örneklerinden biri olan Ebru Jılta, albümüyle ilgili Kosovaport’a konuştu.

-Öncelikle albüm sürecinden biraz bahsedebilir misiniz? Bu süreç nasıl ilerledi, albüm yapmaya nasıl karar verdiniz ?

– Albüm süreci yaklaşık olarak 1 yıllık bir süreçti. Çok farklı hayallerle çıktığım bir yolculuktu ancak pandemi nedeniyle planlarımda değişiklik yapmak zorunda kaldım. Kosova Kültür Bakanlığı ve Priştine Belediyesi çerçevesinde ilerledi tüm süreç. Müziğe olan ilgim 8 yaşımdan itibaren başlamıştı ve bugün hala mesleğim farklı olsa bile hayatımda çok farklı bir yeri var. Ben müziği tüm kalbimle hissederek yapıyorum ve yapmış olduğum müziğin, bir nebze başka insanların da kalbine dokunmasını istedim ve çok sevdiğim şarkıları bir albümde toplamaya karar verdim..

Albüm ne kadar zamanda ortaya çıktı ?

-Çalışmalarıma 2020’de başladım ve Ocak 2021’de albümü tamamladım.

-Albüm için kimlerle  çalıştınız ?

Albüm çalışmalarını değerli İlir Bırveniku ile birlikte “ILOSOUND” stüdyosunda gerçekleştirdik. Sevgili eşi Sevim Bırveniku ile birlikte de çok güzel bir şarkı seslendirdik.

 

-Albümün ismi “Gitarla Buluşma”. Sizi yakından takip edenler gitarın müzik hayatınızdaki yerinin oldukça büyük olduğunu bilir. Albüme bu ismini vermenizin özel bir nedeni var mı ?

-Evet, müzik daha önce de bahsettiğim üzere hayatımın çok önemli bir parçası. Üniversite eğitimim için İstanbul’a gidene kadar Kosova’da pek çok etkinlikte yer almaktaydım. Üniversite eğitimimi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler üzerine tamamladım ve uzun bir süre Türkiye’de yaşadım. Elbette hayatımın her döneminde, üniversitede, yurtta her anımda gitarım da benimle birlikteydi. Ancak çoğu zaman yoğunluk nedeniyle uzun süre müzik yapamadığım zamanlar da oldu. Mezun olup Kosova’ya, evime döndükten sonra tekrardan müziğe yoğun bir zaman ayırmaya başladım ve Kosova’da yeniden etkinliklerde yer almaya başladım. Bu nedenle tekrardan gitarımla birlikte sahnelerde yer aldığımdan dolayı, bu ismin albüm için doğru bir isim olacağını düşündüm.

Albümdeki parçalar kime ait ve albümde kaç parça bulunuyor ?

-Albümde toplamda 8 parça bulunuyor. Hepsi çok sevdiğim, söylerken bende farklı duygular yaratan parçalar.. elbette her parçayı ailem ile danışarak seçtim. Onlarla fikir alışverişinde bulunalarak albümdeki 8 parçayı seslendirmeme karar verdik.

 

-Albümün içindeki parçalardan da biraz bahsedelim. Birçok dilde şarkı söyleyebiliyorsunuz. Müziğinizin çok kültürlü yapısı albüme de yansıdı mı ?

-Evet, farklı dillerde şarkı söylemek benim için çok büyük bir mutluluk. Albümün ilk şarkısı olan Sessiz Gemi şarkısını Fransızca da seslendirdim. Diğer şarkılar ise çok tanınmış olan şarkılar ve yalnızca Türkçe olarak seslendirilen şarkılar. Bu albümümde Arnavutça şarkılar yer almıyor ancak bir sonraki albümümde mutlaka yer vereceğim. Özellikle Türkçe / Arnavutça olan şarkıları seslendirmek, bahsettiğiniz gibi çok kültürlü yapıyı albüme, sahnelere yansıtmak benim için çok büyük bir keyif.

-Müzikseverler albümünüze nereden ulaşabilirler ?

– Albüm tanıtımı için planlarım arasında konser gerçekleştirmek de vardı ancak pandemi nedeniyle şu an pek mümkün değil. Bu yüzden çok yakında dijital bir konser gerçekleştireceğim. Albümün tamamı şu an bende bulunuyor ancak bana ulaşıp almak isteyenlere seve seve iletebilirim.

-Son olarak, müzik ile sanatta kadının rolü ve önemi hakkında neler söyleyebilirsiniz ?

-Müzik, cinsiyet tanımayan bir alan ve özellikle kadının bu alandaki rolü, çalışmaları, duruşu ve önemi şüphesiz çok önemli bir yere sahiptir. Eski çağlardan bahsettiğimizde elbette kadının sanattaki yerinin günümüzden çok farklı olduğunu görebiliriz. Çağdaş dönemde de zaman zaman sorunlar yaşanabiliyor ancak bugün, en önemli eserlerin mimarları şüphesiz kadınlardır. Günümüzde sanat alanında yer alan kadınların çoğu, tiyatrodan sinemaya, müzikten edebiyata ve diğer pek çok alanda çok fazla başarıya imza atmışlardır.

/kosovaport/

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

KÖŞE YAZISI

TÜM YAZARLAR
erkasap
ERCAN KASAP
“Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla hoşgörebiliriz.Yaşamdaki asıl trajedi,yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır” (Platon) 60 yıldan bu yana kesintisiz Türkçe eğitimin yapıldığı Priştine’nin tek ilköğretim okulu “Elena Gjika” okulunun müdür yardımcısı görevine uzun yıllardan sonra bir Türk öğretmen seçildi, tam da güzel oldu, hak yerini buldu derken, Türk topluluğunu derinden sarsan tatsız bir olay yaşandı. “Elena Gjika” okulunda görev yapan Arnavut öğretmenler, ne hikmetse, müdür yardımcılığına Türk öğretmenin seçilmesini hazmedemedi.K ararı, derslere girmemekle boykot etti. Ardından Arnavut öğrenciler Türk öğretmen ve öğencilerine sataştı, tartakladı ve çirkin hareketlerde bulundu. Anlatıldığna göre Arnavut örencilerinn tepkisi tam bir mlliyetçilik gösterisine dönüştü. Holiganlık davranışları sergileyen Arnavut öğrenciler, Türk öğretmen ve öğrencilerine adeta terör estirdi. Esir kaldıkları sınfların kapıları tekmelendi, camlar kırıldı,”burası Arnavutlarındır” sloganları atıldı. 65 yaşında bir Türk öğretmeni 13- 14 yaşındaki Arnavut öğrenciler tarafından tartaklandı. (9’uncu sınıf Türk öğrencilerinin toplu olarak imzaladıkları mektupta, biyoloji ve fizik derslerini veren kıdemli öğretmen Abdullah Bırvenik’in Arnavut öğrenciler tarafından koridorda etrafının sarıldığı, tartaklandığı, Arnavut bayrağıyla sarılarak, sataşmalara maruz kaldığı ileri sürülüyor). Sebep, sadece ve sadece müdür yardımcılığına seçilen öğretmenin Türk olması!
b
b

SIZIN KÖSENIZ

TÜM YAZARLAR
konukyazar
SİZİN KÖŞENİZ
Sizin Köşeniz bölümünde siz değerli okuyucularımızın .............
casibomJOJOBETbahsegel